Nedim Bubik

Çoluk çocuk torun aynı denize giriyor

22 Temmuz 2017
ÇEŞME’de talihsiz bir kaza yaşandı, bir gemi karaya oturdu, yakıtı sızdı.

Yakıtın temizlenmesi için çalışma yapıldı. Ve, “Deniz temiz mi, değil mi” tartışması başladı. Ben de bu köşede zaman zaman sorular sıraladım, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü beni yanıtladı, “Denizin eskisi gibi temiz olduğunu” vurguladı. Ancak, sosyal medyada konu kapanmadı, denizin temizlenmediği iddiaları sürdü.
BİR DE DÖVÜN TAMAM OLSUN
Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkanı Veysi Öncel’le yardımcısı Yakup Demir, plajda basın toplantısı düzenledi, denizin temizlendiğini yineledi. ÇEŞTOB sonunda bir açıklama yaptı, Çeşme’nin denizinin kirli olduğunu iddia edenlere tazminat davası açacaklarını duyurdu. “Dava açmadan önce bir de dövün, tamam olsun bari” diye düşündüm açıkça.
ÖZEL EKİPLE DENETİM DEVAM
Geçenlerde Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’la kısa sohbet olanağı bulduk. Dalgıç, ilçede bir talihsizlik yaşandığını belirtti, ancak petrol sızıntılarını temizlemede uzman uluslararası bir şirketin gerekli çalışmayı gerçekleştirdiğini söyledi. 18 noktada, 20 metre derinlikte örnekler alındığını ve sonuçların temiz çıktığını da vurgulayan Dalgıç, her hafta bu çalışmanın yinelendiğini bildirdi. Dalgıç, örnek alma ve tahlilin şubat ayına kadar süreceğini söylerken, “Valilik, Çevre İl Müdürlüğü sürekli kontrol ediyor. Sonuçlar bize de bildiriliyor. Bugüne kadar olumsuz bir rapor almadık. Bizim de eksiğimiz yok, özel ekip kurduk. Bizim de denetimimiz sürüyor” dedi.
BAŞKANLIĞI BİR YANA BIRAKALIM
Çeşme’nin denizine gönül rahatlığıyla girilebileceğini vurgulayan Dalgıç’ın, en önemli sözü şöyleydi: “Başkanlığı bir tarafa bırakalım. Ben de Çeşme’de yaşayan bir vatandaşım. Çoluğumuz, çocuğumuz, torunlar bu denize giriyor. Temizliğinden emin olmasam göz yumar mıyım?”

Yazının Devamını Oku

Hedef 1 milyon Hintli turist

18 Temmuz 2017
DALAMAN Ortaca Köyceğiz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (DOTKOB) turizmde yeni pazar arayışını keyifle izliyorum. Tabii ki Muğla ve Bodrum da büyük destek veriyor. Her zaman söylüyorum, bu yörenin sektör temsilcileri, “Ahhhh, vaaahhh” diyeceklerine hep çare aradı.

En geç yıl içinde
Hindistan Seyahat Acenteleri Federasyonu’nun (TAFI) 2017 genel kurulunun 25-28 Ekim’de Muğla’da yapılması için anlaşma sağlandı. Böylelikle Hindistan’dan 600 seyahat acentesinin yetkililerinin bölgeye geleceğini belirten Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Karakuş, “Şu an Türkiye’ye 150 bin dolayında turist geliyor. Çabalar sonucunda yaklaşık 1 milyon Hintli turistin Türkiye’ye geleceğini düşünüyorum. En geç 3 sene içinde bu rakama ulaşırız. Sefer ve uçuş noktası sayısı arttığında Hindistan’dan akın bekliyoruz” dedi.

İhmal edilmiş pazardı
DOKTOB Başkanı Yücel Okutur da ciddi bir potansiyeli olan ve ihmal edilen Hindistan pazarına yöneldiklerini belirtti, şunları söyledi:
“Bu ülkede 35 milyon rahatça yurt dışında tatil yapabilecek bir kitle var. DOKTOB olarak bu pazarı gündeme getirdik ve önce 8 şehirde workshoplar yaptık. Mumbai ve Yeni Delhi fuarlarına katıldık. Hindistan’ın büyük tur operatörleri başkanları ve turizm acente başkanları, düğün organizatörleri ve film yapımcılarıyla yaptığımız görüşmeler çok olumlu geçti. Mart ayında Muğla’ya gelen başbakanımıza rapor sundum. Cumhurbaşkanımızın Hindistan gezisine katıldık. Turizm ve Ekonomi bakanlarımızla Hindistan’ın en üst düzey acente yetkilileriyle görüştük. Hindistan Türk turizminin tam aradığı pazar. Hintli turistler kesinlikle her şey dahil sistemini istemiyorlar.

Örtülü ambargoyu aşmak
Çok güzel oteller, restoranlar, mükemmel alışveriş merkezleri, doğa ve tarihi güzellikler arıyorlar. Hintli turistlerimiz Mart-Nisan-Mayıs ve Eylül, Ekim gibi tarihlerde seyahate çıkabiliyor. Bundan daha denk düşen bir pazar olamaz. DOKTOB olarak yüzde 1 ihtimali düşünerek yola çıktık bu konuda ama şimdi yüzde 99 konuma geldik. THY gereken desteği veriyor. 1 milyon Hintli turist hedefi kolayca aşılabilir. Karşımızda 35 milyonluk bir kitle var. Ulaşımı çözdüğümüz anda bunu çok daha kısa zamanda çok daha üst noktalara çekebiliriz. Avrupa’nın örtülü olarak uyguladığı ambargoyu, yönümüzü Asya’ya doğru çevirerek telafi etmeye çalışacağız.”

Gönüllülere kolay gelsin

Yazının Devamını Oku

Ülkemizde bir daha böylesi yaşanmasın

15 Temmuz 2017
Bugün hain darbe girişiminin birinci yıldönümü.  Öncelikle tüm ülkeye geçmiş olsun dileğimi yineliyorum. 15 Temmuz’da ve her zaman canını vatanı için vermekten kaçınmayan şehitlerimizi saygıyla anıyor, ailelerine, yakınlarına sabır diliyorum. Başımız sağ olsun.

 

 

Bugünün son dileği

Canlarını vatanına siper eden gazilerimize de teşekkür edip sağlık diliyorum. Ve son dilek: 15 Temmuz son olsun. Ülkemizde bir daha darbe girişimi, kalkışma olmasın.  Ülkemizde hep güzellikler yaşansın.

BİR HATIRLATMA (12 saat ücretsiz ulaşım): İzmir Büyükşehir Belediyesi, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü akşamındaki etkinliklere katılmak isteyenlere, bugün saat 19.00’dan yarın saat 07.00’ye kadar ücretsiz ulaşım hizmeti verecek. 12 saat otobüs, metro, İZBAN ve tramvaydan ücretsiz yararlanılabilecek. Büyükşehir Belediyesi bu akşam Konak Meydanı’nda toplanacak vatandaşlara kavurma, pilav, ayran, su ve çay ikram edecek.

--------------------------------

 

O iki şey ne olsun

Yazının Devamını Oku

O iki şey kaldırılmalı

11 Temmuz 2017
İZMİR Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, 27 Haziran’da gazetelerde yer alan haberlerde, Uzundere’deki rekreasyon alanındaki, “Göle Maya Çalan Nasreddin Hoca” heykelinin kaldırılması gerektiğini söyledi:


NEDEN İNŞA EDİLDİ
“Biz anlam veremiyoruz. Neden buraya koskoca bir Nasreddin Hoca inşa edildi? Bir anlamı varsa, İzmirlilere açıklanmalı, anlatılmalıdır. Mutlaka bir şey yapılacaksa Atatürkçü İzmir’e büyük bir Atatürk heykeli yakışırdı. İçine giren çocuklara, Atatürk’ün devrimleri, görsel olarak anlatılabilirdi. En kısa zamanda İzmir’e yakışmayan görüntünün kaldırılmasını ya da görünüşünün başka görsellerle değiştirilmesini istiyoruz.”



KAMU ZARARI GEREKÇESİ
Demirtaş, 4 Temmuz’daki gazete haberlerinde de söz konusu heykelin kaldırılması istemini yineledi. Kamu zararı gerekçesiyle yanlış yapılan projelerin kabullendirilmeye çalışıldığını öne süren Ekrem Demirtaş, şu görüşleri savundu:

Yazının Devamını Oku

Kaçak elektrik kullananlarla mücadele tamam da

4 Temmuz 2017
ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Demirdağ, geçenlerde kayıp ve kaçakların önlenmesi için proje başlattıklarını açıkladı.


Elektrik dağıtımında iki tür kayıp oluştuğunu belirten Demirdağ, “Bunlardan ilki şebekenin özelliğinden kaynaklanan teknik kayıplardır ki, bu azaltılsa bile ortadan kaldırılması fiziksel olarak mümkün değildir. İkinci bir kayıp türü ise hatta müdahale edilmesi ile yani kaçak elektrik kullanımı neticesinde meydana gelmektedir ve önlenmesi mümkündür” dedi.

Pilot uygulama başlıyor
Uygulanan sistemlerle iki kaybın ayrıştırılamadığını vurgulayan Demirdağ, bazı teknik bilgiler verip şunları söyledi:
“Projenin uygulanacağı iki pilot bölge belirlenmiştir. Tüketici tüketiminin yanında teknik kayıpların miktarı da belirlenecek. Bu iki değerin üzerinde bir tüketim gözlemleniyorsa bu değerin teknik olmayan kayıp olduğu anlaşılacaktır. Buna ek olarak güç hesaplamalarıyla kaçağın yaklaşık konumu da tespit edilecektir. Proje, dağıtım şirketleri için iki açıdan faydalı olacaktır. Birincisi dağıtım bölgesinde bulunan hatların teknik kayıpları anlık olarak takip edilebilecektir.

Noktalar ortaya çıkacak
İkincisi, kaçak miktarı ile yaklaşık olarak kaçağın gerçekleştiği nokta tespit edilebileceğinden kaçakla mücadele daha hızlı, anlık ve kolay gerçekleştirilebilecektir. Bunun yanında azalan kaçak tüketim neticesinde üretim ve dağıtım maliyetleri azalacaktır ve kaynaklar daha verimli kullanılacaktır. Proje sayesinde ülke ekonomisine de katkı sağlayacağız. Teknolojik gelişmeleri, içinde bulunduğumuz sektöre en iyi şekilde entegre ederek yeni projeler üretmeye devam edeceğiz.”

Enayi yerine koyanlar

Yazının Devamını Oku

İzmir’e yakışıyor mu

1 Temmuz 2017
17 Ekim 2016: “MERAK EDİYORUM: NEDEN KONULDU - İzmir’e yakışıyor mu?

Uzun süredir zaten aklımdaydı. Geçenlerde Uzundere tarafına gittim ve yine gördüm onu. Uzundere Rekreasyon Alanı’ndaki, kimse kusura bakmasın, bana göre gereksiz, acayip, şaşılacak şeyi. Nasreddin Hoca’nın heykelini. Yaklaşık 200 bin metrekare yeşil alana asla itirazım yok. Gerçekleştirenlerin ellerine sağlık. Ama o tuhaf heykele sonuna kadar itirazım var. Kente Uzundere tarafından gelenleri adeta korkutarak karşılıyor. Sanata, sanatçıya saygım sonsuz. Ancak kim ne derse desin, o heykel İzmir’e yakışmıyor. Zaten İzmir’le ilgisi de yok. Ne akla hizmet İzmir girişine Hoca’nın heykeli konulmuş, bunu da anlamak zor. (Sonunda bu konuda içimi döktüm...)”

 

İKİ TEPKİ

24 Ekim 2016: * Sanatçı ne yapsın - Ne zamandır korkunç Nasreddin Hoca heykeli için yazacaktım. Bu nedir? Afaki boyutta, üstelik ürkütücü. Eskişehir’de büyük bir parkta da var, ama küçük boyutta ve şirin. Sanata ben de saygı duyarım. Fakat sanatçıya bu ebatta sipariş verildiyse ne yapsın? Estetik ve vizyon sahibi idarecilere kavuşmak dileğiyle. Aysel TANAY
* Hiç yakışmıyor - Yıllarca bu heykeli görürüm. Kim yaptı, neden yaptı, İzmirle ne ilgisi var diye sorarım, bir yanıt bulamam. Gerçekten sanata ve sanatçıya saygımız sonsuz. Ama bu heykel buraya hiç yakışmıyor. Kel alaka bir şey. Cazim ALAYBAŞI

 

BUGÜNLERE GELELİM

Yazının Devamını Oku

Yetkili ağızdan önemli uyarı

26 Haziran 2017
Sevimli dostlarımızı bugünlerde unutmayalım



İZMİR Veteriner Hekimleri Odası Başkanı H. Gökhan Özdemir, yönetim kurulu adına önemli bir açıklama yaptı. Konu, tabii ki sevimli dostlarımız. Fazla söze gerek yok, işte o açıklama:Öncelikle lütfen havaların mevsim normalleri üzerine çıkacağı önümüzdeki günlerde sokakta yaşamak zorunda kalmış olan kedi ve köpeklerimizi unutmayalım. Tüm canlılar için vazgeçilmez olan temiz suya ulaşma hakkı onlar için de önemlidir. İlimizde belediyeler su ve beslenme odakları oluşturmuş olsa da her zaman buralarda temiz su bulunmasını sağlamaları mümkün değildir. Hazır oluşturulmuş böyle noktalar varken, en azından o bölgelerde hayvanların temiz su ihtiyacını karşılamalarına katkı koyabiliriz.ÇEVRE KİRLİLİĞİNE DİKKATEğer bu tip besleme odakları yoksa bunu bizler yapabiliriz. Bir kap su ve sıklıkla tazelenmesi sokaktaki dostlarımız için hayat kurtarıcıdır. Bu yardımlarımızı yaparken çevre kirliliği oluşturmayıp diğer insanları da rahatsız etmememiz gerekir. Çünkü sokağımızdaki can dostlarımıza yardım edelim derken diğer insanların rahatsız olmalarına neden olursak bu kez onlara daha çok zarar vermiş oluruz.SADECE TATİL İÇİN ALINMAZBir diğer önemli konu da okulların kapanması ile yazlık bölgelere gidecek olan ve sadece çocukları istiyor diye hayvan sahiplenen kişiler. Hayvan edinmek ciddi bir bilinç ve sorumluluk gerektirir. Onlara sahip olma duygusu onların canlı oldukları gerçeğini unutturmamalıdır. Tatil dönüşünde ne yapacağınıza karar vermeden hele de gittiğiniz yerde bırakıp birilerinin bakacağını umarak asla hayvan sahiplenmeyin. Ne yazık ki, sahipsiz hayvanların sayısının artmasında, hem hayvanların hem de insanların mağdur olmasında bu şekilde sorumsuzca hayvan sahiplenen insanların büyük payı var. Lütfen bunu unutmayalım.
-----
DİDİM’DE İLK KEZ DÜZENLENİYOR
Vosvos Festivalitam gaz devam
AYDIN Büyükşehir ve Didim belediyeleri, VW Dayanışma Derneği ile Ayvosbus Club işbirliğiyle bu yıl ilk kez düzenlenen Ulusal Vosvos Festivali sürüyor. Geçen cumartesi Didim Belediyesi şirketi DİBEL’in işlettiği Tavşanburnu Orman Kampı’nda bir araya gelen Vosvos tutkunları, bugün yoğurt yeme yarışması, voleybol turnuvası gerçekleştirecek, akşam Ankaralı sanatçı Enis Özçelik ve orkestrası konser verecek.ALTINKUM’DA GÖSTERİArdından plaket sunumu yapılacak ve Tunga ve Efe Dans Grubu salsa dansı sunacak. Yarın da Vosvos gönüllüleri şehir turu atacak, Altınkum’da gösteri sunacak. Perşembe günü ise turnuvaların final maçları oynanacak, Enis Özçelik konser verecek.

Yazının Devamını Oku

Her günümüz bayram tadında olsun, olmalı

24 Haziran 2017
RAMAZAN’ın son günü bugün. Yarın bayram. “Milli veya dini bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler”, “Özel olarak kutlanan gün”, “Sevinç, neşe” diye tanımlıyor Türk Dil Kurumu, bayramın anlamını.

Bayram yazmak gerek bugün. Ve düşünmek, bayram nedir? Bana göre öncelikle hoşgörüdür, barıştır, küslüklerin unutulması, silinmesidir. Sağlık dilemeli insanlar birbirine bugün, “Nice güzel bayramlara” demelidir... Yitirilenler de anılmalıdır... Yeni yitikler olmaması, şehit haberleri gelmemesi, ana ve babaların acı çekmemesi, her türlü terörün sona ermesi de dilenmelidir elbette.

UMUTLARIN YEŞERMESİNE FIRSAT
Bayram insanların birbirine sarılmasına, kırık kalplerin onarılmasına, haksızlıkların giderilmesine fırsattır. Belki de umutların yeşermesine, “Güzel günler bizi bekliyor” denmesine, özgürlüklerin geri verilmesi ve kazanımına... Geleceğin memleket, dünya, insanlık için iyilikler getireceğine inanmaktır belki de bayram. Olumsuzlukları bir süre de olsa kafadan atıp, “Bayram benim neyime, anam anam garibim” dememektir mutlaka bayram. Özetle, iyi şey olmalı bayram. Güzellikler sarmalı herkesi. Aslında her gün bayram gibi olmalı. Herkese şeker tadında bayram ve tatil, özgürlük, barış diliyorum. (Çok mu iyimser oldu? Ama ne yapayım içimden geldi.)
SÜRÜCÜLER AMAN DİKKAT
ÇOK ÖNEMLİ UYARI VE DİLEK: Sürücüler, bayram tatili dönüşü çok dikkatli olun. Uykusuz ve yorgunsanız direksiyon başına geçmeyin. Trafik kurallarına mutlaka uyun. Geç ama sağlıklı dönün. Bayram kimseye zehir olmasın.

-----

 

Yazının Devamını Oku