Nedim Bubik

Bu Fuar İzmir’e yarasın iyi gelsin

19 Ağustos 2017
Bugün günlerden Fuar. Daha doğrusu “dün” demek gerekiyordu. Evet, İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) 86’ncı kez dün açıldı.


Bu kez özellikle ekonomik açıdan başka bir heyecan var sanki. Bunun nedeni de Rusya’nın partner ülke olması. İzmir, iki ülke arasındaki sorunlar konusunda köprü kent olabilecek gibi. Bakarsınız, aramızdaki domates krizi bile burada çözülüverir. E güzel de olur. İzmir farkı ortaya çıkıverir.

Keyfini çıkaralım
Haa, Fuar’ın bir de, “Uluslararası Kültür-Sanat-Gösteri Şöleni” yüzü var. Folkart’ın ana sponsor olduğu etkinlikler ilgililerini bekliyor. Sonuç olarak İzmir, 27 Ağustos’a kadar bir başka şenlenecek. Dilerim kent ekonomisi, restoranından taksisine kadar bu şenlikten payını alır. Son söz: Fuar’ın keyfini çıkaralım...

 

 
Didim Belediyesi’ne

Yazının Devamını Oku

Dönerciler Sokağı eski günlerine ne zaman döner

15 Ağustos 2017
GEÇEN salı günü yolum Alsancak’taki Dönerciler Sokağı’na düştü.

 Yani 1444 Sokak. Bana göre İzmir’in en önemli yeme-içme sokaklarından birisidir. Özellikle akşamları bir başkadır. Masalar kurulur, sohbetler koyulaşır, dostlar edinilir, var olanlar pekişir. Sokağa girdiğim anda şaştım kaldım. Neden mi? Çünkü sokak alt üst olmuş. Ünlü işletmelerinden önemli bölümü kapalı.

Altyapı çalışması tamam da
Efendim sokakta yaklaşık bir ay önce altyapı çalışmaları başlamış... “İki haftada toparlanır” denmiş esnafa. Ama hiç de toparlanır gibi görünmüyor. Paralel sokaklar da aynı durumda. Birkaç esnafla konuştum, burunlarından soluyorlar.

Yakınmalar uzar gider
“Altyapı yapımı için sokağa giren kuruluşların uyumsuzluğundan yakınan var: ‘Birinin yaptığını diğeri adeta bozuyor’, ‘İşlerin hızlanması için ne yapacağımızı, kime başvuracağımızı bilemiyoruz’, ‘Buradaki çalışmaları yürütenler sanki işin uzamasını istiyor’, ‘Bu toz toprakta bırakın müşteri gelmesini, insanlar sokağa girmek istemiyor’...”

Sorular sorular sorular

Yazının Devamını Oku

Orda bir köy var yakında üstelik pazarı da organik

12 Ağustos 2017
ÇEVRECİ gazeteci ve yazar Ahmet Aydın Akansu’yu bu köşede konuk etmekten zevk alırım. Akansu, bugün de sağlıklı gıdaya takıntılı ve bir köyün organik pazarını tanıtıyor:SAĞLIKLI YAŞAMIN SIRRI


SAĞLIKLI YAŞAMIN SIRRI
“Sağlıklı bir yaşam sürmenizin sırrı yediklerinize özen göstermenizden geçiyor. 17 yıldır, tarım ilaçları, antibiyotik, koruyucu, katkı maddesi, kimyasal kaplama, parlatıcı maddeler, kimyasal ambalajlar ile GDO’lu besinlerden uzak durmanızı ve organik gıdaları tercih etmenizi yazıyorum. Çünkü, Dünya Sağlık Örgütü, kanser vakalarının katlanarak arttığını ve her yıl 10 milyon hastaya kanser teşhisi konduğunu açıklıyor. Son yılların en fazla tartışılan konusu GDO’lu besinler. Bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak, bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucunda üretilen yeni canlıya Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) deniyor.
İZMİR, TÜRKİYE’YE ÖRNEK
GDO’lu besinlerin, insanlarda alerjik reaksiyona neden olduğu, antibiyotik direncini zayıflattığı, GDO’lu tarım yapılan alanlardaki haşereleri yiyen kuşların türlerinin tükendiği, canlı türleri açısından bio çeşitliliği yok ettiği, insanlarda kanser vakalarını artırdığı belirtiliyor. Bu nedenle Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne göre, Türkiye’nin en çok organik tarım yapılan ili İzmir’in verimli topraklarında yetişen organik gıdaları tercih edin. Organik tarım ile uğraşan çiftçi sayısının 2015 yılında 2 bin 831, 2016 yılında 4 bin 211 olduğu belirtiliyor.
CUMARTESİ GÜNLERİ ULAMIŞ’A
Etrafımda pek çok arkadaşım emekli olduktan sonra organik tarım üreticiliğine başladı. TRT’de uzun yıllar program yapan Gülhan Yetik Eryüksel, eşi Tayfun, en etkili olanları. Yine Seferihisar’daki yazlığıma yakın olan Ulamış Köyü’nün merkezinde cumartesi günleri kurulan organik pazarda alış veriş çılgınlığı yaşıyorum. Muhtar Kadir Girginer ve Burhan Doğru, 70 yaşındaki Emine Köklü’nün müthiş çiçekli bahçesinde bir kahvaltıya davet ettiler. Ben diyeyim 50, siz deyin 100 çeşit çiçek türleri içinde kahvaltıyı siz hayal edin. Emine Teyze’yi ellerini öperek kutladım.

Yazının Devamını Oku

86’ncı Fuar için sponsor olmak isteyip geri çevrilen var mı

8 Ağustos 2017
İZMİR Enternasyonal Fuarı (İEF) 18 Ağustos’ta 86’ncı kez Kültürpark’ta açılıyor, 27 Ağustos’ta da kapanacak. Teması ‘enerji’, partner ülkesi ‘Rusya Federasyonu’ ve onur konuğu ‘Muğla’ olan 86. İEF’nin tanıtım toplantısı vardı geçen cuma günü. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ana sponsor Folkart’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, inovasyon sponsoru Vestel’in İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan konuştu tanıtımda.

İZMİR’E KATKISI BÜYÜK
Kocaoğlu, özellikle Rusya’nın partner ülke olmasının önemini vurguladı, ekonomik ilişkiler açısından güzel adımlar atılacağını umduğunu, domates sorununun da İEF’de görüşüleceğini söyledi. Kocaoğlu, Fuar’ın İzmir’e katkısını anlatırken de merkezdeki 4-5 yıldızlı otellerin doluluk oranının yüzde 80’i bulduğunu, açılışa kadar yüzde 100’e ulaşmasının beklendiğini bildirdi.
ŞÖLEN YAŞATMAK ARZUSU
Turan Erdoğan, bir Ege firması olarak Fuar’ı yine desteklemekten mutlu olduklarını iletti. Fuar’a ikinci kez ana sponsor olmaktan onur duyduklarını, Folkart’ın İzmir’de doğduğunu vurgulayan Sancak ise şöyle özetledi: “Biz Folkart olarak, Türkiye’yi ve dünyayı, bir kez daha İzmir’e davet edeceğiz. Çünkü ziyaretçilere örnek bir ‘Uluslararası Kültür Sanat Gösteri Şöleni’ yaşatmak arzusundayız.”
GEÇEN YILDAN AKTARIMLAR
86. İEF’de nerede ne gibi etkinlikler sergilenecek, hangi sanatçılar gelecek, dünyaca ünlü sürprizler nelerdir? Bugüne ve açılışa kadar bu soruların ayrıntılı yanıtları her yerde görülecektir, pas geçiyorum. Baktım bu yıl da sponsorlar aynı, geçen yıl 85. Fuar sonrası yazdığım bir yazıdan bazı alıntıları bu yıl önceden yineleyeceğim:
TARTIŞMALAR SÜRDÜ DURDU

Yazının Devamını Oku

CHP'nin Adalet Kurultayı öncesinde kolay gelsin demek gerek

7 Ağustos 2017
Geçen Salı günü gazeteleri okuyorum. CHP, Büyük Taarruz’un yıldönümünde, 26-30 Ağustos’ta 5 günlük “Adalet Kurultayı” düzenleyecekmiş. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, 5 gün kurultay alanından ayrılmayacakmış, çalışması için de “Çadır ofis” oluşturulacakmış.

Kurultay “Adalet Yürüyüşü” gibi partiler üstü bir anlayışla gerçekleştirilecekmiş. Yürüyüşte olduğu gibi, CHP flamaları yer almayacakmış. CHP Lideri de parti çalışmalarını buradan sürdürecekmiş. Kurultayda, ”Adalet sorunu nasıl çözülür” sorusuna yanıt aranacakmış.

“Gayet doğal. CHP, ünlü yürüyüşteki ivmeyi yinelemek istiyor olabilir” dedim kendi kendime.

Bu vergi ev sattırır

Ve yine aynı günkü gazetelerden köşe yazıları: Hürriyet Ege’de, “Bu emlak vergisi ev sattırır”  başlıklı yazısında Deniz Sipahi, emlak vergisi hesaplanmasında temel alınan arsa rayiç bedellerinden gelen yakınmaları aktarıyor. Hesaplara göre bahçeli, mütevazı bir eve aylık ortalama 2 bin lira emlak vergisi ödenecekmiş ve Sipahi noktalamış:

“El insaf… İş gerçekten ciddi, gelişmelere göre evlerini satışa çıkaracak çok sayıda insan biliyorum. Bu kararların altına imza atanlar ya hesap kitap yapmayı bilmiyor, ya da Türkiye’nin gerçeklerinden çok uzakta yaşıyorlar.”

Zulme dönüştü

Dokuz Eylül Gazetesi’nde Tayfur Göçmenoğlu, “Emlak vergisi zulme dönüştü”  başlıklı yazısında, özetlemiş:

Enflasyon yüzde 10’larda seyrederken, emlak vergisinin 24 kat artırılmasına anlam veremeyen vatandaşlar, adeta isyanda. İtiraz mahkemelere yapılıyor. Görünen o ki, belediyeler itirazlar üzerine, sözde biraz insaflı davranacak ve vergi artışını biraz düşürecek. Düşürecekleri rakam aslında onların hedefledikleri, yine de yüksek bir rakam olacak. Göreceğiz.”

Yazının Devamını Oku

Bodrum Tilkicik Girişimi dolguya marinaya karşı

31 Temmuz 2017
BODRUM’da yaklaşık bir yıl önce Tilkicik Koyları Girişimi oluşturulmuş, “Koylarımız, kıyılarımız ve denizimiz büyük tehdit altında” sloganıyla bölgede planlanan dolgu ve marinayla mücadele başlatılmış.


Sözcü Murat Kaynar, şöyle diyor:
“Amacımız asla ekonomik bir değer yaratmanın önüne geçmek değildir. Hedefimiz ilerideki nesillere tertemiz bir deniz, yaşanabilir kıyılar ve dengeli bir ekosistem bırakmaktır. Bunun için Bodrum Tilkicik Koyları’nda dolguya ve marinaya hayır diyoruz.”
Ne mi olmuş, özetleyeyim:
“Bir şirket, bir yıl önce Bodrum Tilkicik koylarında 12 dönümlük deniz dolgusu ve 150 teknelik marina projesini tanıtmış. Dolgu, kıyı düzenleme ve iskele projesi ile ilgili Muğla İl Çevre Müdürlüğü’nün ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı 158 kişi Eylül 2016’da yürütmeyi durdurma davası açmış. Dava halen sürüyormuş. Muğla 2. İdare Mahkemesi’nin tayin ettiği bilirkişi heyeti geçen 19 Haziran’da keşif ve tespite gelmiş.”

Halkın katılım toplantısı
Duyurudan alıntıya devam: “Bu davada elimiz güçlü, duruşumuz sağlam. Mahkemenin kararını bekliyoruz. Şirket Mayıs 2017’de marina projesi için resmen başvuruda bulundu. 29 Haziran’da Yalıkavak Belediyesi’nde ‘Halkın Katılım Toplantısı’ düzenlendi. Bu toplantıya yöre ve Bodrum Yarımadası sakinleri büyük ilgi gösterdiler, salon tıklım tıklım doldu. Toplantıya katılan 228 kişinin istisnasız tamamı deniz dolgusu ve marinaya karşı çıktılar. Divan başkanına imza kampanyamız, marina projesinin hukuki olmadığı için iptal edilmesine ilişkin talep dilekçemiz ve teknik dosya sunuldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu konudaki kararını bekliyor ve takip ediyoruz.

Tam karşıda yeni yatırım

Yazının Devamını Oku

Merhamet sömürüsüyle para isteyene dikkat

29 Temmuz 2017
DOKTOR Behçet Uz Çocuk Vakfı Başkan Yardımcısı Mustafa Varhan’dan çok önemli uyarı: “İzmir ve civar illerde, bazı kimseler Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ndeki onkoloji hastası çocuklar veya hasta bir çocuğun kemik iliği nakli için yardım topladıkları kandırmacasıyla para isteyip, dergi satmaktadır.


DÖNEM DÖNEM ÇIKIYORLAR
Bu, asla doğru değildir, tamamen kendilerine çıkar sağlamaktadırlar. Bunlara katiyen itibar etmeyiniz. Hiçbir ciddi dernek veya vakıf, sokaklarda dergi satarak çocuklarımız için yardım toplamaz. Bu kimselere lütfen para vermeyin.” Dönem dönem böyle merhamet sömürücüleri ortaya çıkabiliyor. Aman dikkat!

-----

 

BİR ANKET SÜRÜYOR

Bornova’nın en önemli

Yazının Devamını Oku

Hiç mi iyi şeyler olmaz orada yahu

25 Temmuz 2017
HANİ her yaz gürültü, kalabalık, yüksek fiyatlarını konuştuğumuz Alaçatı’da zaman zaman, son Fatih Terim’in karıştığı gibi, olaylar da çıkınca olumsuz bir tablo görüyoruz.

Peki, hiç mi iyi şeyler olmaz burada yahu, ya da olamaz? ‘Bir Bilen’e sordum. Başında gazeteci, yazar, halkla ilişkiler ve kurumsal itibar yönetimi uzmanı, iletişim danışmanı gibi bir sürü şapka taşıyan Salim Kadıbeşegil’e. Sürekli Alaçatı’da oturan ve buranın sevdalısı kimliğiyle verdi yanıtı:


BİR BAŞKA PENCERE
Gürültü kirliliği, yüksek fiyatlar, kalitesiz işletmeler, kıyı işgalleri, uyuşturucu vb sorunlarla özellikle yaz aylarında konuşulan Alaçatı’nın gündemi aslında bu sayılanlardan ibaret değil. Alaçatı’nın kendi kimliği ve marka değerini kurguladığı özelliklerini yıpratan bu gündem yüzünden diğer tarafını göremez olduk!
Tabii, sorunların özünde bir ‘kent markası stratejisi ve uygulama planının’ olmaması yatıyor, ama biz biraz da kendi yüksek sezonumuz olan eylül - mayıs arası döneme bakalım ve gerçek Alaçatı’yı yaşayalım.


PARAYI YERELE HARCIYORUZ

Yazının Devamını Oku