“Dünyadaki tüm olumsuzluklara karşın yaşam süresindeki iyileşme, sağlıktaki gelişmeler, özellikle aşılar ve temiz su kullanımı çalışmalarına bağlıdır. Aşı karşıtları, ‘Aşı yaptırmasam ne olur, ya korumazsa, aşılar sizi kısırlaştıracak, yavaş yavaş hasta edip öldürecek, içinde zehirli maddeler var, aklınızı kaçırtacak’ gibi dedikodular yayıyor. Net söylemeliyim aşı/serum üretimi sağlık sektöründeki en kontrollü, uzun ve güvenilir testlerden geçirilen süreçtir. Bir aşının insanlarda kullanılması 10 yılı bulabilir, yüz milyonlarca dolarlık bütçeleri tüketir.
KONSERVEDEKİ CIVA KADAR
Ve en moda tartışma: ‘Aşılardaki alüminyum alzheimer, civa bileşenleri otizm yapıyor...’ Aşılarda zararlı mikropların üremesine karşı cıva bileşenleri kullanılırdı. Thimerosal böyle bir bileşendir, tüm bilimsel çalışmalar yan etkisi olmadığını göstermiştir. Bir doz aşıdaki thimerosal, 90 gramlık bir ton balığı konservesindeki cıvaya eşittir.
HER ŞEYDE ALÜMİNYUM
Allum (alüminyum bileşeni) aşılarda en sık kullanılan etkinlik artırıcı maddelerdendir. Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 9’u alüminyumdur. Bitkilerde, suda, havada da bulunur. Orkide (dondurma ve sahlepte kullanılır), çay ve çimende yüksek oranda vardır. Tencereler, folyo, saklama kapları, bazı meyve ve sebzeler, bira, şarap, baharat, mısır gevreği, süt ürünleri, bebek mamaları ve balda bile bulunur.
GÜNDE 7-9 MİLİGRAM ALINIR
Genel seçimden sonra ‘vira bismillah’ diyoruz. Yeni dönemde ilk müjdemizi veriyoruz. Bu noktada AKP ve MHP’ye de çağrı yapıyorum. GELİN ELEKTRİK VE SUYU BEDAVA YAPALIM!!!! Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu olarak, su ücretlerine ilişkin kanunlarda değişikliğe gidilmesi, sosyal devlet olmanın bir gereği olarak su ve elektrikten bundan böyle para alınmaması çağrısında bulunuyorum.
İLK ÖNEMLİ İCRAAT OLSUN
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk ve önemli icraatı olacağını düşündüğüm bu teklifi bugün buradan ilan ediyorum. Bununla da kalmayacağım, su ve elektriğin bedava olması için kanun önerisi Aydın milletvekilleri aracılığıyla TBMM gündemine getirilecektir. AKP, MHP, HDP şimdi görev sırası sizde. Gelin hep birlikte bu kanunları değiştirelim ve vatandaşlarımıza su ve elektriği bedava verelim.
TAAHHÜT EDİYORUM
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, gerekli yasal düzenlemelerin yapıldığı GÜN, Aydın’da suyu bedava yapmayı kamuoyu önünde taahhüt ediyorum. Ve yürekli diğer büyükşehir belediye başkanlarına da bu kampanyamıza katılmaları için çağrıda bulunuyorum. Haydi, Ankara, haydi İstanbul, Mersin, Gaziantep, Denizli, Adana... Tüm başkanları halkımıza nefes aldırtacak bu uygulamaya evet dedirtmek için kampanyaya bekliyorum. Bugünden itibaren müjdelerim artarak devam edecek. Amacım siz Aydınlılara en iyi hizmeti verebilmek. Beni izlemeye devam edin...”
İZMİR VE EGE FARKINI GÖSTERİR
Maçlardan önce taraftarlardan kan ve organ bağışının özendirilmesini önermiş ve eklemiştim: “Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) ve İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı (İZVAK) da bu kampanyaların yaygınlaşmasına destek olsa... Kulüplerin başkan ve yöneticileri de bağışlara önderlik etse... Bence çok güzel olur, İzmir ve Ege bu konuda ülkeye örnek olur... Ve de en önemlisi nice yaşamlara can katılır... (Tüm siyasal partiler de bu konuda işbirliği yapıp ‘Yaşam koalisyonu’ kurabilir. Üyelerini ve vatandaşı birlikte bağışa çağırabilir.)”
UMUT VEREN ÖRNEK İŞBİRLİĞİ
İZVAK Başkanı Ali Erten’den çok önemli bir mesaj geldi, umutlandım: “Değerli gazeteci dostumuz Nedim Bubik’in, maçlardan önce taraftarlardan kan ve organ bağışı yapılmasının teşvik edilmesi ile ilgili önerisi dikkat çekiciydi. Spor ve özelinde futbol, artık dünyada sadece bir spor organizasyonu değil, aynı zamanda çok önemli sosyal misyonu da olan bir toplumsal eylem. Sosyal projeler, bu büyük organizasyonun çok önemli bir ayağı.
GÜÇLÜ BİR TAKIM OLUŞTU
Bu bakımdan fikri çok değerli bulduk ve çok önemsedik. Aynı zamanda İZVAK’ın da yönetim kurulu üyesi olan Kızılay İzmir Başkanı Sayın Kerem Fahri Baykalmış da bu fikri büyük heyecanla benimsedi. Bu operasyonun Kızılay’ın teknik imkanlarıyla yapılabileceğine karar verildi. İZVAK ve Kızılay’dan sonra TSYD İzmir Şubesi ve İzmir Ticaret Odası da konuya dahil oldu, paydaş oldu. Güçlü bir takım oluştu.
“Artık kronik hale gelen Bodrum Kalesi’ndeki sahnenin fazlaca yetersizliği, büyük bale gruplarının sayısını azaltması, eser seçimindeki zorluklar ve kısıtlamalar yakışmıyor. Neden bu festival bir Aspendos Festivali gibi görkemli hale gelmesin, Avrupa Festivaller Birliği’ne girip, maddi manevi Bodrum için bir kazanç sağlamasın? Bodrum Kalesi’ndeki sahnenin tadilatı nedeniyle programın Bodrum Antik Tiyatrosu’na alınması büyük bir şans oldu. Bunu birçok kez dile getirdim.
BODRUM’U BALIKÇI’DAN ÖĞREN
Asırlar evvel bu yerde söyleyen, çalan ve dans eden insanların hoş sohbet tuluatlarında, ‘Buraya gelin, o sanat denen güzel şeyleri burada yapın, ben buradayım ve hazırım’ yankılanıyor. İşte, bu güzellikleri dile getiren Bodrum aşığı Simon Meliksetyan, yazdığı dizelerde bakın ne diyor?
Bodrum’u Halikarnas Balıkçısından öğren,
O zaman demirlersin gemini ebediyen,
İçeriği de özetle şöyleydi: “Manisa’da yüzlerce yıllık cami, hamam ve vakıf eserlerinin duvarlarındaki yazılar tepki çekerken, Vakıflar Bölge Müdürlüğü eserlere zarar verenleri uyardı. Tarihi yapıların duvarlarına kalp işareti yapan, sprey boyalarla boyayanlar ya da değişik şekillerde izinsiz müdahalelerde bulunanlara çok ağır yaptırımların uygulandığını açıklayan İzmir Vakıflar Bölge Müdür Vekili Fethi Koç, ‘Ne yazık ki, vakıf eserlerini bu şekilde tahrip edenler var. Biz tahrip edilen eserlerin temizliğini yapıyoruz. Ancak bu eserlere izinsiz müdahale yapıldığında ağır cezada yargılanırsınız. Çünkü, özgün halini bozduğunuz zaman onun karşılığı ağır cezada yargılanmaktır. Kim boyarsa boyasın’ diye konuştu.”
DİLERİM CAYDIRICI OLUR
Buraya kadar gayet güzel... Bence de tarihi eserlere yazı yazanların, kirletenlerin engellenmesi gerek. Müdür Vekili Koç da bu kişileri uyarıyor, ağır cezalık olacaklarını anımsatıyor. Umarım uyarısı caydırıcı olur. Yalnız böyle bir resim görünce merakım depreşti. Yazıya ceza var. Peki, tarihi eserlerin duvarlarına klima motoru takmak sakıncalı değil midir? Tarihi eserlere, yapılara, duvara klima motoru konulmasına bir yaptırım var mıdır?
SİZCE YAKIŞIYOR MU
Yoksa, “Eserlere izinsiz müdahale yapıldığı zaman ağır cezada yargılanır” denildiğinde, izin alınarak konuluyorsa, klima motorlarının tarihi eserlere zararı yok mudur? Haaa, “Bu binada görev yapanlar sıcağa veya soğuğa karşı ne yapsın, klima motorları nereye konulsun” da denilebilir. “Kimse kusura bakmasın ama, teknik bir iştir, aranır, taranır, bir çare bulunur” diye düşünüyor, klima motorlarının tarihi duvarlara yakışmadığını vurguluyorum. Ne dersiniz?
-----
BİR TARİHİ ESPRİ
ALTI İLÇEDEN GELEN VAR
“Randevulu sistemle çalışan Ödemiş Nüfus Müdürlüğü, 6 ilçeden nüfus yenileme, pasaport ve ehliyet almak için gelen vatandaşlar yüzünden, sıkıntılı günler yaşıyor. Ödemiş’ten Nüfus Müdürlüğü’ne gelen vatandaşlar saatlerce beklemenin yanında, işlerini yapamadan gidenlerin de bulunması, hem halkı, hem görevlileri zora sokmaya başladı. Randevu sistemiyle çalışmayan Kiraz, Beydağ, Tire, Bayındır, Torbalı, Selçuk’taki vatandaşlar 199 numaralı telefondan randevu alarak, Ödemiş Nüfus Müdürlüğü’ne akın etmeye başladı. Ödemişliler de işlerini görmek için müdürlüğe gelince, 132 bin 241 bin nüfuslu ilçede vatandaşlar adeta çile çekmeye başladı.
PARMAK İZİ CİHAZINA ÇÖZÜM
2-3 ay öncesine kadar, nüfus müdürlüğünde bulunan 3 eski model Çin malı parmak izi okuma cihazının sağlıklı çalışmamasının yarattığı sıkıntı gündeme geldi, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan konuyu TBMM’ye taşıdı. Sonunda yeni model biri daha gönderilerek, cihaz sayısı 4’e çıktı. Daha sonra, ehliyet ve pasaport işlerinin de nüfus idaresine devredilmesi nedeniyle, bu sayı yetersiz kalınca yine sıkıntılı günler başladı. Ödemiş Kaymakamı Celil Ateşoğlu devreye girdi, iki cihaz daha geldi ve sayı 6’ya yükseldi.
ŞİMDİ DE PERSONEL YETMİYOR
“Gördes Barajı ve 2 metre çapında içinden otomobil geçebilen 100 kilometre uzunluğundaki dev isale hattıyla İzmir’e yıllık 59 milyon metreküp içme ve kullanma suyu temin ederek şehrin en önemli problemini çözdük.”
KOCAOĞLU: DAMLA ALMADIK
Düşündüm... Gördes Barajı yapıldığında dibindeki çatlak yüzünden su tutmada sorunlar yaşandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, barajdan gelecek su için Belkahve’de arıtma tesisi yaptıklarını anlatıp, “Devlete parasını ödediğimiz halde barajdan bir damla su alamadık” diye yakınır.
GETİRME YOLLARINA BAKMAK LAZIM
“49 yıllığına kiralanacak Foça Tatil Köyü, Foça ve Foçalılar için büyük anlam içerir, sıradan bir tesis değildir. Türkiye’de turizm denilince akla gelecek ilklerin adıdır. O zamanki adıyla Club Med, Türkiye turizminin dışa açılan en önemli kapısıdır. Club Med olmadan önce Türkiye’de tatil köyü anlayışı yoktu. Dünya Türkiye’yi turizm konusunda, ülkemizin ilk tatil köyü Club Med Foça ile tanıdı. Sosyal ve sanatsal aktivitelerle başka bir kültür yaşamını turizm şemsiyesi altında Türkiye’ye ilk getiren Foça Tatil Köyü’dür...
ORTAK BİR DEĞERDİR
1967’de kurulmasından 2005’te kapatılana kadar, binlerce turist ağırlamış, nitelikli turizm elemanı yaratmıştır... Yüzlerce insanı istihdamla kalmamış, yörenin gelişmesi, zenginleşmesine katkıda bulunmuştur. Turizmde yerli yatırımcı ile yabancı işletmeciliğin ülkemizde ilk örneğidir. Devletin girişimi kadar, Foçalıların da destekleri, sahip çıkmasıyla oluşmuş bir değerdir. Club Med, 800 odası ve yaklaşık 140 dönümlük arazisinde plajı, spor tesisleri, yüzme havuzu, Türk hamamı, tiyatrosu, ağaçlarıyla Türkiye’nin en önemli tatil köyü özelliğine sahiptir.
GELİŞİMDE BÜYÜK ROL