Gelir vergisinde ilk üç sırayı Lucien Arkas (7.386.475 TL), Bernard Arkas (3.753.320 TL) ve Nail Özkardeş (2.937.106 TL) aldı. Kurumlar vergisinde de ilk üç Petkim (248.133.766 TL), Philsa (155.526.683 TL) ve MSC Gemi Acenteliği’nden (95.095.916 TL) oluştu.
MUTLAKA VARDIR BİR NEDENİ
Her iki vergide de ilk 100’de yer alan yükümlüleri kutluyorum, teşekkür ediyorum. İlk üçleri paylaşanlar ayrıca övgüye değer. Ancak bir ayrıntı dikkatimi çekti. Gelir vergisinde yalnızca 33 yükümlünün adı var, 67’si gizlemiş. Kurumlarda da 59 firmanın adı var, 41’i gizli. Yani, açıklanmak istememişler. Merak ettim, en çok vergi ödeyecekler listelerinde ilk 100’e giren kişi ve firmalar neden gizlenir? Reklam olmaktan mı kaçınırlar? Oysa, bu listede yer almak övünç nedeni değil midir? Elbette vardır bir nedeni, nedenleri, hesap-kitap işidir... Ama dedim ya, merak ettim.
-----
BİR ‘İŞLEM TAMAM’ DEMETİ
Nüfus’ta işler
İlgili çevrelerin endişelerini dile getirdiği sigarada “tek tip paket” ve “dolapta satma zorunluluğu” konusuna değineceğim. Haberlere göre, komisyondan geçtiği şekliyle öneride dolap yok, tek tip paket var. Ve de açıklamalar:
KAÇAKÇIYA GÜN DOĞAR
İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Emin Bağcı, öneri komisyondan geçmeden önce, sigaranın dolapta satışı ile paketten yakınmıştı: “Ekonomik olarak birçok zorlukla mücadele eden esnafın hayatını daha da zora sokacak öneriler getirilmektedir. Sigaraların dolapta satılması ve kara paket denen ambalaja sokulması söz konusu. Bu tedbirler haksız rekabete yol açar, kaçakçıya gün doğar.”
DEVLET VERGİ KAYBINA UĞRAR
Torbalı Ticaret Odası Başkanı Abdulvahap Olgun: “Türkiye’ye model olacak ekonomik yapıya sahibiz. Başarıda tütün sektörünün katkısı çok büyük. Bu öneriler, başarı grafiğimizi tersine çevirerek hepimize zarar verebilir. Düz paket ya da dolap gibi uygulamaların yasa dışı ticareti artırma riski vardır. Kaçak, devleti vergi kaybına uğratırken, tütün çiftçisi ve tüm tedarik zincirine zarar verir.”
CİDDİ SONUÇLARA NEDEN OLUR
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli: “Tek tip paket ve dolapta satış, kaçak mal geçiş güzergahındaki ülkemizde ciddi sonuçlar doğurabilecek. Kolluk kuvvetlerimizin mücadelesiyle yüzde 8’e kadar inen kaçak, sahte sigara oranı, tırmanışa geçer. Kaçak ve sahte ürün ticaretinin artması, milyarlarca lira vergi kaybına yol açıp tütün üreticisi ve tüccarının hayat standardını aşağı çekecektir.”
Büyük Önder Atatürk’ü 80 yıl önce yitirdik. Gün, arkadaşlarıyla ülkemizi esaretten kurtaran, cumhuriyeti kuran Atatürk’ün ilkelerini, devrimlerini ve kazandırdıklarını anımsama günü. O’na saygılarımızı, sevgilerimizi sunma günü. Ve de, “Atatürk’ü yalnızca 10 Kasımlarda değil, hep anıp yaptıklarını anımsamak gerektiğini vurgulama” günü... Sevgi, saygı, minnet şükran ve özlemle anıyoruz...
-----
BİR ÖNEMLİ ÇALIŞMA
Yüzyılın en
büyük lideri
“Büyük Liderliğin Anatomisi” adlı bir çalışma özeti geldi, AKG Grubu adına Öner Akgerman’ın sunuş yazısıyla. Tarihçi ve psikiyatrist Arnold M. Ludwig, 18 yıl süren çalışmayla 199 ülkeden bin 941 lideri analiz etmiş. Ve en yüksek puanı Mustafa Kemal Atatürk almış. İlk 49’a bakıldığında aklınıza gelebilecek her ülkeden, her liderin adı var ve birinci sırada da Atatürk.
HER YIL 500 BİN KAYIP
Ve de Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği’nin (EKMUD) Ankara’da “II. Erişkin Bağışıklama Akademisi” düzenlediğini anımsatayım. Bağışıklama, “Aşı uygulayarak kişinin bir enfeksiyon hastalığına karşı bağışık hale gelmesinin sağlanması” olarak tanımlanıyormuş. Etkinlikle ilgili açıklamadan, griple ilgili bölümü aktarayım. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünyada 500 binden fazla kişi gripten yaşamını yitiriyormuş.
EYLÜL AYINDA OLURDUK
Yani, “Aşı olun” deniliyor özet olarak. Meslek büyüğümüz Erel Şarman, bir süre önce sosyal medyada, “Aşı olun diyorlar, ama aşı nerede” diye yakındı. Bugüne kadar aşısı gerçekleşti mi bilemiyorum. Anımsıyorum, bir dönem çalışma arkadaşlarım sevgili Ergül Satıç ve Melih Tözün’le her yıl 14-15 Eylül’de grip aşısı olurduk. Biz de sevgili hemşiremiz İlkay da aksatmazdı. Ve de o tarihlerde eczanelere, “Grip aşısı geldi” yazısı asılırdı.
BU YIL YETERLİ ÜRÜN YOK
Bu yıl kasım ayına geldik, eczanelerde o yazıları göremedim. Aşı olacağım, yeterince gelmediği için başaramadım. Eczanelere bedeli devletin karşıladığı olsun, ücreti karşılığı verilen olsun, yeterli aşı gelmediğini öğrendim. Bazı eczacılar, “400 aşı siparişi verdik, bölüm bölüm 50 tane gelebildi” diyor. Bedelini devletin karşıladığı aşılar için telefon numaraları alınıyor, reçete tarih sırasına göre ürün geldikçe insanlar çağrılıyor. Diğer aşıların bedeliyse 28 lira.
KÖRFEZ’DEN ZEYBEK’E
Sanatçı, “Körfez Dalgaları”, “Brahms İzmir’de”, “Kordon’da Sessiz Sabah”, “Chopin İzmir’de”, “Urla Şiiri”, “Rahmaninov İzmir’de” ve “Zeybek” başlıklı yedi bölümden oluşan eseri seslendirirken adeta kendinden geçti. “İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar” marşını üç müzik adamının farklı tarzıyla çalan, her notayı yaşayan, zaman zaman yerinde duramayan sanatçı, İzmir Belediyesi’nin 150’nci kuruluş yıldönümü nedeniyle Büyükşehir’in isteği üzerine bestelediği eserini her konserinde çalacağını vurguladı, “Yani yılda 120 kez çalacağım eser oldu” dedi. Konser, Çanakkale Belediyesi’nin ısmarladığı Say’ın son bestelerinden “Troya” ile sonlandı.
HAKKINI VEREMEDİK SANKİ
Buraya kadar tamam... Ama nedense bu önemli müzik olayının hakkını veremediğimiz kanısı oluştu bende. Salon dolmamıştı. Başkan Aziz Kocaoğlu’nun rahatsızlığı yüzünden gelemediği açıklandı. Gözüme bir ilçe belediye başkanı, meslek odası veya sivil toplum kuruluşu yöneticisi ilişmedi açıkça. Birkaç iş insanı, Büyükşehir yetkilisi vardı elbette... Ama protokol sırası bomboştu. Dünyaca ünlü müzik dehası, İzmir’in bestesini ilk kez İzmir’de çalarken yalnız bırakılmıştı sanki. Ve önceki gün Zeynep Oral’ın da Cumhuriyet’teki yazısında benimle aynı kanıda olduğunu okudum, özetliyorum:
Programı günler önce duyurulmuştu, ancak geçen cuma günü iptal edildi. Bazı haberlerde gerekçe olarak o gün Ankara’da programının yoğunluğu gösterildi. Bu arada, Kılıçdaroğlu geçen perşembe günü, yeniden aday olmayacağını açıklayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla görüştü.
LİDER ÖYLE DAVRANMAZ
Kılıçdaroğlu’nun İzmir programını, yoğunluk yüzünden iptal etmesine kimse inanmaz. Çünkü liderlerin programını yapanlar o gün, ne zaman nerede olacağını hesaplar. Daha doğrusu öyle olmalı. Gerçekten yoğunluktan İzmir’e gelmediyse o programı yapanlara “Aferin” dememiştir herhalde. Kocaoğlu ile adaylar konusunda görüş ayrılığı çıkmış bu yüzden gelmemişse de “Liderler herhalde öyle davranmaz” diye düşünürüm.
YOĞUN İLGİDEN Mİ ÇEKİNDİ
Yok, Kocaoğlu’yla görüş birliğine vardıysa, o zaman neden gelmedi? Aday adaylarınca yoğun kuşatılacağından, olası isimlerle ilgili soru yağmuruna tutulacağından mı çekindi? Bana göre iptal gerekçesi olamaz bütün bunlar. Neyse, CHP’liler düşünsün artık. (Belki de gerçeği açıklayan biri olur) Haaaa, CHP’nin Büyükşehir adayı belli midir acaba? Yoksa bazı kararlıları döndürme çabası mı vardır?
-----
PROGRAM AÇIKLANMIŞTI
Böyle başlamıştım aslında yazıya. CHP İl Başkanlığı, Genel Başkan’ın Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde, Sunay Akın’ın, “Bir Cumhuriyet Hikayesi” gösterisini izleyeceğini, akşam Cumhuriyet Meydanı’ndaki, “Vatandaşlarımızla Türk Bayrağı taşınması ve fener alayı” etkinliğine katılacağını, Gündoğdu’da Mazhar-Fuat-Özkan konserinden önce İzmirlilere sesleneceğini açıklamıştı.
‘ONUN İÇİN ZOR GÜN’
“Cumhuriyet Bayramı gecesi CHP’nin İzmir Büyükşehir adayını mı açıklayacak? Kafasında böyle bir aday var mı? Varsa açıklama için çok mu erken? ‘Şimdi adayı ima bile etsem, nasıl karşılanır’ diye mi düşünür” gibi sorular sıralamıştım. Zor bir gün geçireceğini savunmuştum:
“Belediye başkan aday adaylarınca kuşatılması sürpriz olmayacaktır. Adaylık hayali yaşayanlar genel başkana kendilerini göstermek, kafasında yer etmek isteyecektir, hem de birbirlerinin önüne geçmeye çabalayarak.”
O’nun giydiği gecelikler, kuşandığı palaska, tabancalar... Son kahvesini içtiği fincan da telvesiyle orada. Nereye baksan, sanki insana bir şeyler anlatan bakışlarıyla, O’nun fotoğrafları... Annesinin, eşinin eşyaları... Değer verdiklerine armağan ettiği birbirinden zarif saatler...
FOLKART’TAKİ O SERGİ
Dedim ya, içim bir tuhaf... Bir ara çok yoğunlaşan kalabalığın bile farkına varmıyor sanki insan. “O sizi izliyor” hissi var belki de. Arada birbirlerinin farkına varan tanıdıklarla selamlaşma. Ama gözler duvarlarda ve camekanlarda. Efendim, Folkart’ın 18’inci katındayız. “Büyük Dahi / Gazi Mustafa Kemal” sergisinin açılışında. TBMM Başkanı Binali Yıldırım, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da oradaydı. Ev sahibi Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, proje direktörlüğünü Fahri Özdemir, danışmanlığını Prof. Dr. Zafer Toprak’ın üstlendiği serginin açılışının en heyecanlısıydı herhalde.