Deniz subayı olarak 19 yıl donanmanın en modern gemilerinde branş subayı olarak çalıştım. Deniz hukuku ve uluslararası ilişkiler lisans ve yurtdışı görevleri ile devam eden hareketli bir meslek yaşamımın sonunda 6 yıl gemi komutanı olarak görev yaptım.
BAYRAĞIMIZI DALGALANDIRDIM
Gemi komutanıyken ülkemizin Doğu Akdeniz ve Ege’de uluslararası yaşadığı krizlerin hepsinde bayrağımızı dalgalandırdım. Mesleğimi çok sevdiğimden bu görevler beni hep gururlandırmıştır. Maddi kazanç olarak da Türkiye ortalamasının üstünde bir yaşamımız varken, çok sevdiğim üniformamı ani kararla çıkardım.
ÜNİFORMA YERİNE TULUM VAR
Ve tarlada tulumla çalışmaya başladım. Yaşamımı deniz kuvvetleri, gemi, askerlik gibi konularda şekillendirip ilerlerken birden toprağa döndüğümde kafamda tek düşünce vardı: ‘Üretmek ve yaşatmak, yönetmek ve yaşamaktan daha değerlidir.’ Dede mirası toprağımız ve ağacımıza, yani geleceğimize sahip çıkmak. Çocuklarımıza toprakla, ağaçla buluşabilen bir yaşam biçimi, doğal nimetlerin farkına varıp köklerinden ayrılmadan bir şeyler yapma olanağı sağlamak...
ZAMANIMIZ DARALIYOR
Konser günü alana kurulacak Kızılay çadırlarında kök hücre bağışı yaparak konsere ücretsiz girmek mümkün. Levent de konserle ilgili kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi: “Öykü Arin için zamanımız daralıyor. Onun için, Baran için, Ufuk ve nice ilik bekleyenler için. Dünyada bir ilki gerçekleştirme kararı aldık. AHBAP sponsorluğunda konser vereceğiz. Sadece kök hücre bağışı yapanlar konsere ücretsiz girebilecek.”
SÖZ SİZİN
Gazeteci arkadaşım Serdar Kızık’ı konuk ediyorum bugün. Söz Kızık’ta:
BİR TEŞEKKÜR
BİRAZ DA SEVİNELİM
Kitap da getirin
Etkinlik, İzmir Ticaret Odası’nda tanıtıldı. Başkan Mahmut Özgener, sanat ve sanatçıların her zaman yanında olduklarını belirterek, “Hele hele çocuğa dokunan her projenin tam destekçisi olacağız” dedi. Projenin sanat danışmanı ve yöneticisi Nilüfer Güzelde de İzmir’e hasta çocukların tanı ve tedavisi için gelen yardıma muhtaç ailelere sağlıklı bir yaşam ortamı sağlamak, maddi ve manevi yüklerini azaltmak için bir araya geldiklerini belirtti. Katılacakların birer de kitap getirmesi istenilen etkinlikle ilgili geniş bilgi için: Aslı Kokuluçiçek (0554 152 65 86) - (0532 554 28 81)
-----
BİR DUYURU
BİR AYLIK SÜRE VAR
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yapılan bu çağrı bir annenin... Yaşamını sürdürebilmesi için tam uyumlu ilik gereken 3,5 yaşındaki Öykü Arin’in annesi Eylem Yazıcı’nın çağrısı. Öykü’nün löseminin ender görülen bir türüne yakalandığını belirledi doktorlar. Ve mutlaka uygun ilik nakli gerektiği duyuruldu. Minik kıza ilik bulunabilmesi için “Öykü Arin’e umut ol” kampanyası düzenlendi ve Türkiye adeta seferber oldu. Yurtdışında da ilgi gördü kampanya. Ancak henüz uygun ilik bulunamadı ve bir ay içinde umut hedefine ulaşılması gerektiği bildirildi. Yine de uygun ilik bulunamazsa ne olacak? Herkese, “Cesur olun, donör olmaktan korkmayın” diye seslenen ve umudunu hiç yitirmeyen anneden geliyor yanıt:
ZORUNLU SEÇENEKTE RİSK VAR
“Bir ay içinde nakil olması gerekiyor. Yüzde yüz uyumlu donör bulunmazsa, anneden yüzde 50 uyumlu ilik nakledilecek. Bunun hayati riskleri daha yüksek. Dolayısıyla bağış kampanyasını hızla genişletmemiz gerekiyor. Türkiye ve 12 ülkede bağışlar sürüyor. 19 Mart kızımın doğum günü. Bu ay uygun ilik nakliyle kızımın yeniden doğmasını umuyoruz. Herkesi kampanyaya destek olmaya çağırıyoruz. İnsanlara ‘Kızılay’a gidin, kök hücre bağışı yapın’ diyoruz. ‘Kızılay ile nasıl temasa geçeceğiz’ konusunda da bilgi verebiliyoruz. Cesur olun, korkacak bir şey yok. Bir yan etkisi yok, bağışı yaptıktan 15 gün sonra bile kök hücre bağışı yapabilirsiniz. Sizin bir yakınınızın ve çocuğunuzun ihtiyacı olursa ‘ne yapacağım’ diye düşünmeyin, yeniden yapabiliyorsunuz.”
HAYDİ HERKES BAĞIŞA
Evet, Öykü Arin’in annesi, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle başta kadınlar olmak üzere, herkese sesleniyor. “Haydi kök hücre bağışına...” Bir aylık sürede uygun ilik bulunup nakledilse, Öykü Arin sağılığına kavuşsa, bir anlamda yeniden doğsa ne güzel olur, değil mi?
-----
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) tepki olarak şantiyeleri durdurabileceklerinden söz etmişti. Sonunda Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TMÇB) enflasyonla mücadele kapsamında zammı geri çekmişti.
ZAMMA SESSİZ KALAMAYIZ
Ortalık durulurken, yaklaşık bir ay sonra çimentoya yüzde 50 zam yapıldığı bildirilerek, hemen yeni fiyattan satışlara başlanmış, inşaat sektörü temsilcileri de hemen tepki göstermişti.
* İzmir Müteahhitler Federasyonu (İMFED) Başkanı Ziya Dağlıer: “Çimento şirketleri inşaat firmalarını çıkmaza sokuyor. Zamları Rekabet Kurulu’na götüreceğiz. İnşaat sektörünün sorunu herkesin sorunu. Bu zammın hemen geri çekilmesi gerekiyor. Maliyetlerimiz çok artmış ve konut fiyatları hiç artmamışken bu zammı kabul etmemiz mümkün değil. Bu zamlar karşısında sessiz kalmayacağız.”
İŞ BIRAKMA EYLEMİNE DOĞRU
* İzmir Müteahhitler Derneği (İMDER) Başkanı İslam Yıldırım: “Zammın hiçbir gerekçesi yok, kınıyoruz. Çıkıp yüzde 50 zammın nedeni açıklasınlar kabul edelim. Çimento yerli hammadde ile üretildiği için dövizdeki artıştan çok az etkilendi. Buna rağmen yüzde 50 zam yapmaları fırsatçılıktır. Birçok müteahhit arkadaşımız yüksek maliyetlerden dolayı inşaata başlayamıyor. Arsa sözleşmesi imzalayan çok sayıda arkadaşımız yaptığı masraflara rağmen sözleşmelerini iptal ediyor. Zamlar geri çekilmezse iş bırakma eylemine gideceğiz.”
Okumuş dinlemişsinizdir, anımsayalım. Öncelikle 5 yıllık Belediye Başkanı Levent Piriştina’dan vazgeçiliyor, bir başka isim üzerinde duruluyor. Ondan da vazgeçiliyor. Sonunda Suat Nezir’in başkan adayı olduğu açıklanıyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tanıtım törenine de katılıyor Nezir, “Buca adayı” olarak sahneye çıkıyor, adı okunuyor.
ADI NEDEN AÇIKLANDI
Aday listelerinin seçim kurullarına verileceği 19 Şubat’ta bir şeyler oluyor. Suat Nezir’in adı çiziliyor, aday olarak Erhan Kılıç bildiriliyor. Somut bir neden açıklanmıyor. İl Başkanı Deniz Yücel, “Nezir’in adı üzerinde tereddütler oluştuğunu” söylüyor. “O zaman Kılıçdaroğlu’nun katıldığı tanıtım toplantısında adı neden açıklandı” sorusu yanıt bulmuyor.
BUCA ŞİMDİ YANIYOR
“Özel Yeşeren Okulları öğrencileri ve Aile Birliği kermes düzenlemiş, elde edilen 3 bin 575 lirayı, KİTVAK (Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı) Kurumsal İletişim Müdürü Mehmet Necati Şentürk’e teslim etmiş. Yönetim Kurulu Başkanı Onur Paydaş, KİTVAK çatısı altındaki onkoloji hastası çocukların tedavi sürecine ve ailelerin konaklamasına destek için öğrencilerle velilere teşekkür etmiş.”
RAKAMLAR ÖRNEK OLUR
Ben de öğrenci ve velilere teşekkür ediyor, bu desteği örnek gösteriyorum. Çünkü genelde, “Kermes geliri...’e, ... yararına defile, zarlar ... için atıldı, ...in film galası” gibi haberler çıkar. Ancak sonuç yoktur. O etkinlikler elbette iyi niyetle düzenlenir. Ama ne olur? Katılımcılar eğlenceli zaman geçirmekle mi kalır? Yararına etkinlik düzenlenen kurum, kuruluş, kişi / kişiler ve benzerlerine somut ne sağlanmıştır? Daha önce de değindim. Böyle etkinliklerin katkısı, somut ve de rakamlarla açıklanırsa, kamuoyunda güven, heves, ‘helal olsun’ gibi onay oluşur. Bu tür etkinliklerin katkısının açıklanmasını bekliyorum.
-------------------
BİR GÜZEL DUYURU
Gazi Mustafa Kemal
“İlk ağızda 150 metreden büyük bir gökdelen tasavvuru, bina 150 metreyi aşacaksa havacılık kurumundan izin alınacak cümlesiyle anlaşılmaktadır. İhaleye katılamayacak olanlar başlığı altında kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idareler ve kamu tüzel kişiliğine sahip eğitim kurumları belirtilmek suretiyle Büyükşehir ve Konak belediyelerinin dışlanmasını söyleyebiliriz. Ancak bu cümlenin aleyhine yargı organlarına gitmek düşünülebileceği gibi, belediyelere bağlı şirketlerin ihaleye girebileceği düşünülecektir. Kamuoyunun yardımıyla Büyükşehir Belediyesi’nin sorunu çözebileceği görülmektedir.”
YERİNE KONULAMAYACAK DEĞER
Satışın iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıştay’da dava da açıldı. Bazı yurttaşlar davaya müdahil olarak katıldı, dilekçelerinde de özetle şu görüşe yer verdi: “1928’de inşa edilen Elektrik Fabrikası, ‘endüstriyel yapı’ tasarımlarının bir örneği olması nedeniyle mimarlık tarihi açısından yeri son derece önemli, tasarım ve mimarlık tekniği ve teknoloji açısından yerine konulamayacak değerde bir yapıdır!”