×
Proje Koordinatörü Filiz Tepe, Ege Üniversitesi’nde plastik pipetin kaldırılmasına öncülük etmek istediklerini belirterek, “Dünyanın kara ve denizlerindeki plastik atıklar geleceğimizi tehdit ediyor. Her yıl denizlere karışan plastik miktarı 8 milyon ton ve büyük bölümü yüzlerce yıl çözülmeden doğada kalıyor. Plastik pipetler ise bu atıkların önemli kısmını oluşturuyor. Plastik pipet tüketiminin azaltılması için farkındalığın artırılması gerekiyor” demiş.
GEREKSİZ KULLANMA
Ege Ajans’ın haberine göre, bir dizi çalışma planladıklarını vurgulayan Tepe, şunları söylemiş: “Fakülte kantinlerinden plastik pipetlerin kaldırılmasına çabalayacağız. ‘Gereksizce Kullanma’ mesajıyla plastik pipetlerin aslında çoğunlukla keyfi bir tüketim kalemi olduğunu vurgulayacağız. Projemize dikkat çekmek, gerektiğinde kullanmak üzere kantinlerimizde bambu, kâğıt, metal ve cam pipetlerle fırın makarna sağlayacağız.”
-----
Çünkü ilginç açıklamalar yaptı, röportajlar verdi, yaptıklarını, yapacaklarını anlattı. İlk akılda kalan önemli projelerden bazıları şöyleydi: Kent içi ulaşıma ‘havaray’ çözümü. (İlk deneme Ege Serbest Bölgesi ile Fuar İzmir arasında.) Basmane’deki ünlü çukur sorunu çözüme kavuşuncaya kadar burada bir yapay gölet hayata geçirmek, yandaki yolu yeraltına almak. Basmane ve Alsancak garları önünde de trafiği yeraltına alarak kente geniş meydanlar kazandırmak...
SABAH CANLI YAYINDAYDI
Bayramın ikinci günü sabahı Fox TV’de, İsmail Küçükkaya’nın sunduğu ‘Çalar Saat’ konuk oldu Soyer. İzleme fırsatı buldum, duymak istediğim önemli projeyi ilk ağızdan dinledim. Gerçi sağ olsun Küçükkaya, biraz da bayram coşkusuyla olsa gerek, Soyer’i hangi ara stüdyoya çağırdı, sorular sordu pek anlayamadık. Ev halkı olarak Soyer gelmeden önce Küçükkaya’nın programının çok izlenme sıralamasında bayramda Fatih Portakal’ın sunduğu haberler ve Survivor’dan sonra üçüncü geldiğini öğrendik. Ve de Soyer bir göründü, bir şeyler anlattı. İsmail Küçükkaya ünlü sanatçı Cengiz Özkan’la oğlu Yunus Emre’yi de çağırdı arada; sonra ara verdi ve Soyer’i bir daha göremedik.
ÜRETİCİYE SAHİP ÇIKACAĞIZ
Bu minik tatlı takılmadan sonra gelelim Soyer’in söylediklerine. Geçen kez ulaşım ve suda indirime gidildiğini anımsatarak gıdaya ne zaman sıra geleceğini sormuştum. Yanıtı aldım. “Üreticiye sahip çıkacağız” dedi Soyer, tüketiciye de sağlıklı ve ucuz ürün ulaşmasını sağlayacaklarını vurguladı:
MALİYETLERİ DÜŞÜRECEĞİZ
“Tarımda en büyük sorun girdi maliyetleri. Girdi maliyetlerini düşürmemiz lazım, Yem fabrikası kuracağız. Gübre vereceğiz. Büyükşehir belediyesi olarak üretici ne üretiyorsa satın alacağız. Tek koşul, kooperatif üyesi olması. Kooperatifleşmeyi büyütüp yaygınlaştıracağız. Kooperatif pazarı kuracağız. Tanzim satış yerleri açmayacağız. Pazarları İzmir’de değil Ankara ve İstanbul’da da açacağız. Üreticinin ürününü aracısız, doğrudan tüketici ile buluşturduğu sistem kuracağız. Üretici de kazanacak, tüketici de.”
Hani yıllardır İzmir’in çöpünün biriktirildiği, “Harmandalı Düzenli Atık Depolama Alanı” var ya, işte orası. Önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde başlatılan projede çok önemli aşamaya gelindi. Atık depolama alanının değişimi ve atıklardan enerji üretim tesisi kurulmasına yönelik çalışmalar için beklenen ÇED belgesi 15 Mayıs’ta alındı. 100 gün sonra İzmir’de çöpten elektrik üretimine başlanıp ulusal dağıtım şebekesine aktarılması hedefleniyor.
96 BİN KONUTLUK ELEKTRİK
Yineliyorum, yıllardır çeşitli sıkıntılarla gündeme gelen Harmandalı’daki çöplük, bir elektrik santraline ve yeşil alana dönüşecek. Çöplerin yerini yemyeşil bitki örtüsü alacak. Koku ve kirlilik sorunu bitecek. Atmosfere yayılan gazlar elektrik enerjisine dönüştürülecek. Birkaç gündür Harmandalı ile ilgili ayrıntıları okumuş, dinlemişsinizdir. Bana göre en çarpıcı ayrıntı, bu çöplükten her birinde 4 kişi oturduğu varsayılan 96 bin konuta yetecek elektrik üretileceğidir.
‘İZMİR’İN DAMI’ OLACAK
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bu projenin tanıtımı için inceleme gezisi düzenledi. Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe’nin de katıldığı gezide ben de vardım. İyi ki katılmışım. Buranın 100 gün sonra, bir anlamda elektrik santraline dönüşecek olması gerçekten heyecan verici. Ağaçlandırma başlamış, 8 bin fidan dikilmiş. Gelecekte, “İzmir’in damı” sayılabilecek bu yer, büyük değişime sahne olacak.
‘SİL BAŞTAN’ DENİLDİ
Okumuşsunuzdur; duymuşsunuzdur... Löseminin çok özel bir türüyle mücadele eden Öykü Arin’e tam uygun kök hücre için seferberlik ilan edildi. Ancak bulunamadı ve anne Eylem Şen’den yarı uyumlu hücre nakledildi. Ama başarılı sonuç alınamadı, doktorlar bu kez baba Çağdaş Yazıcı’dan yarı uyumlu kök hücre nakline karar verdi.
100 BİNE YAKIN ÖRNEK
Söz, ‘Öykü Arin’e Umut Ol Gönüllüleri’nde: “Babadan yarı uyumlu nakil de başarılı olmazsa tek umut yabancı bir donörle eşleşme. Sağlık Bakanlığı’nda 100 bine yakın çalışılmamış numune var ve Öykü’nün umudu onlardan biri olabilir. Numunelerin ivedilikle incelenmesi için tüm yolların açılması gerekiyor. Sadece Öykü’nün değil, kök hücre bekleyen pek çok hastanın da sesi, umudu olmaya çalıştık. Tedavisi başlayanlarla güçlendik, yaşama tutunmaları için destek olduk, olmaya devam edeceğiz. Bu çabanın Öykü’ye de faydalı olmasını istiyoruz.
SOMUT ADIM BEKLİYORUZ
HERHANGİ BİR KAMPANYA YOK
Belediyemizin yürüttüğü yardım kampanyası bulunmamaktadır. Vatandaşlarımızın bu tür olaylarla karşılaşmaları halinde durumu derhal emniyete bildirmeleri gerekmekte olup, kendilerinden yardım talep eden dolandırıcılara itibar etmemeleri önemle rica olunur. Konuya ilişkin hukuki inceleme sürmekte olup, gerekli işlemler başlatılacaktır.”
İkinci uyarı da Bornova’dan: Belediyenin ve yetkililerin adını kullanarak, Ramazan Bayramı öncesi çocuklara giysi alınacağı ve çeşitli yardımlar bahanesiyle para toplanmak istendiği haberleri alındığını belirten yetkililer, vatandaşları uyararak şu bilgileri verdi:
GÜVENLİK GÜÇLERİNE BİLDİRİN
“Bornova Belediyesi’nin kesinlikle her ne ad altında olursa olsun bağış toplama gibi bir uygulaması yoktur. Vatandaşlarımızdan kesinlikle bağış için para talep edilmez. Belediyenin ilgili birimleri sosyal yardımlar konusunda zaten gerekli çalışmaları yapıyor. Vatandaşlarımız bu yöntemlerle para toplamak isteyenlere kesinlikle inanmasın. Böyle durumlarla karşılaşanlar mutlaka güvenlik güçlerine haber versin.”
Sonuç olarak belediyeler telefonla ya da evlere, işyerlerine giderek yardım, para istemiyor. Kesinlikle inanmayın, çevrenizi de uyarın.
-----
Geçen pazartesi günü Alsancak İskelesi önündeki yeşil alan da adresti. “İftarda buluşup temiz bir çevre için el ele diyerek çiğdem ve kabuklarının konacağı kese kağıdı dağıtılacaktı...”
Açıkçası işin iftar kısmı beni ilgilendirmedi. Hatta, “Beyler hanımlar, birbirini ağırlar” diye düşünmedim de değil. Ancak, haksızlık da yapmamak gerekirdi, öyle şaşaalı, yıldızların katılacağı bir çağrı değildi. Üstelik o temiz bir çevre ile çiğdem ve kabukları ilgimi fazlasıyla çekti. Çünkü, özellikle Mustafa Kemal Sahil Bulvarı, Kordon, Bayraklı, Karşıyaka ve Bostanlı sahillerinde çiğdem (ay çekirdeği) kabuklarının yarattığı kirlilik beni de bezdiriyor...
İFTAR TABİİ Kİ AFİYET OLSUN
Sonra öğrendim ki, bu işin içinde çok çok eski arkadaşım gazeteci-foto muhabiri (sanatçısı) Esat Erçetingöz ile şair Cem Seyhun Ünbay da varmış. “İftarda yedikleri içtikleri afiyet olsun” deyip o ayrıntıları atlıyorum ve etkinlikle ilgili Erçetingöz’den bilgi alıyorum:
“Bir kez daha, ‘Yeter ki İyilik Olsun’ dedik... Bu akşam her geçen gün çığ gibi büyüyen grubumuzla Kordonboyu - Alsancak İskelesi yanındaki çimlerde buluşup birlikte iftar açtık. İftardan sonra hep birlikte çimlerde bulunanlara, platform olarak, ‘Daha Temiz Bir Çevre, Daha Temiz Bir Dünya’ diyerek hem çiğdem, hem de çiğdem kabukları için kese kâğıdı dağıttık.
BU YIL ADRES GÜZELBAHÇE
Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Soyer’i ziyaret etmiş. İzmir Deniz Festivali düzenlemenin en büyük hayalleri olduğunu vurgulamış:
“Çalışma sürüyor. Her yıl Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nda açık su yüzme şampiyonası düzenliyoruz. Amacımız Karşıyaka’dan Konak’a kulaç atarak ‘yüzülebilir Körfez’ hayalini gerçekleştirmekti. Bu yıl adres Güzelbahçe Yalı Balıkçı Barınağı. İzmir Körfezi’nde yarışın çok özel bir önemi var. Çok sayıda seyirci, deniz festivalinin altyapısını da oluşturacak.”
HEDEFİMİZ EN FAZLA ÜÇ YIL
Kendisini denizcilik ailesinden gördüğünü, Deniz Festivali ve Güzelbahçe’de yüzme yarışlarının heyecan verici olduğunu söylemiş Soyer, hedefi açıklamış: “Bizim de öngörümüz en fazla üç yıl içinde yüzülebilir körfeze sahip olmak. Bunu başaracağımıza inanıyoruz.”
Tüm ülkede ve yurt dışında Öykü’ye uygun kök hücre bulunabilmesi için seferberlik başlatıldı. Eylem Şen ve Çağdaş Yazıcı çifti, kızlarının sağlığına kavuşması için ‘Öykü Arin’e Umut Ol, Donör Ol’ kampanyası başlattı. On binlerce kişi bağışta bulundu, ancak Öykü’ye yüzde 100 uyumlu kök hücre bulunamadı. Doktorlar, Öykü’nün organlarının zarar görmemesi için anneden yarı uyumlu kök hücre nakletti. Sonuç önümüzdeki günlerde anlaşılacak.
BAKANLIĞA SESLENİYOR
Eylem Şen Yazıcı, Anneler Günü nedeniyle bir çağrıda bulundu: “Yaklaşık 3 ayda 150 bine yakın donöre ulaşmıştık. Ancak henüz çalışılması mümkün olmamıştı. Sağlık Bakanlığı’na sesleniyorum, bir an önce 150 bine yakın numunenin çalışılmasını talep ediyorum. Bu ülkede çocuklarına sahip çıkmak için mücadele eden çok sayıda anne var.”
ASYA’DA DA ÇARE NAKİL
Ve bir feryat daha... İzmir’de ölümcül bir hastalığın tanısı koyulan 5 yaşındaki Asya Soylu, uygun kök hücre nakli bekliyor. Anne İlknur Demirtaş nakil için 2 yıldan az zaman kaldığını belirtiyor, “Bu hastalık ölümcül. Kırmızı kan hücreleri damarda dolaşırken patlıyor ve bir klon oluşturuyor. Devamında beyne pıhtı atarak ani beyin ölümü gerçekleşiyor. Organlara pıhtı atarsa, organlar çalışmamaya başlıyor. Tek çare ilik nakli” dedi.
YA BİRİSİ KIZIMA UYGUNSA
Demirtaş, Öykü’yü de anımsatıyor: “Annesinin yüzde 50 uyumlu iliği nakledildi. Kızım keşke Öykü kadar şanslı olabilseydi. Asya’da yüzde 100 uyum gerek. Bu uyum sağlansa bile yaşama şansı yüzde 70. Şu anda Öykü ile 250 bin kök hücre bağışçısı oldu. Kızılay’ın bu bağışın hepsini sisteme geçirme kapasitesi yok. Henüz 150 bin sisteme girmemiş bağış var. Ya onlardan biri benim kızımın hayatını kurtaracaksa diye düşünmekten kendimi alamıyorum.”
BU UMUDA SAHİP ÇIKIN