“Belediye başkanlığı sürecinde başarılıydı, Beylikdüzü’ne gittiğimde yaptığı çalışmaları birebir gözlemleme imkanım oldu. Yoksul mahallelere pozitif ayrımcılık yapması, ama vatandaşlar arasında ayrım yapmaması, toplumun her kesiminde sıcak ve samimi ilişki kurması... İşte gerçekten de ‘İstanbul için aradığımız belediye başkanı budur’ diye kafamın bir yerinde tuttum ve izlemeye devam ettim...”
CHP’DE BAŞARI MODELİ
Okuyunca İmamoğlu’nu benim keşfim geldi aklıma. 2014 yerel seçiminden sonra dikkatimi çekince araştırmıştım. 11 Mayıs 2014’te Hürriyet Ege’de seçim sonrası CHP İzmir’deki tartışmalardan söz edip “CHP’den bir başarı modeli” başlığıyla şöyle demişim:
“* CHP’de tartışmaları bırakıp örnek alınacak modeller yok mu? Olmaz mı? Değil CHP’ye, tüm siyasal partilere bile örnek olabilecek bir yerden söz edeyim. Neresi mi? İstanbul Beylikdüzü. 30 Mart’ta İstanbul’da belediyenin değişip AK Parti’den CHP’ye geçtiği tek yer. İngilizce İşletme mezunu, ailesinin inşaat taahhüt işinde çalışan, evli, üç çocuk babası, 44 yaşındaki Ekrem İmamoğlu’nun ilginç çalışma öyküsü var:
İKTİDAR İÇİN KOLLARI SIVAMIŞ
Kısaca, “Rakı, bira zammı” diyorum... Nitekim bu tür içki fiyatları öyle arttı ki, “Rakı veya içki sizden, meze, yiyecek bizden” diyen restoran sayısı giderek artıyor. Bu işletmeciler de içki fiyatlarının artmasından yakınıyor. Haaa bir de işin şarap kısmı var. Şarap üreticileri de vergilerin artırılması yüzünden özellikle ihracatta rekabet edemediklerinden yakınıyor.
AK PARTİLİ YAKINMASI
Bir hesaplamaya göre bundan önce 142.50 liralık 70’lik rakının, (76.10 lira ÖTV, 21.60 lira KDV) toplam 97.70 lirası vergiymiş... Şimdi fiyat 152.50 lira olmuş. Diyecek şey yok, nitekim bakkal ve marketlerde içki satışının düştüğü söylenip durur. Nereden mi aklıma geldi rakı, bira, şaraptan söz etmek. Sosyal medyada bir haber gördüm... AK Parti’yi İzmir Büyükşehir ve Konak belediye meclislerinde temsil eden bir dernek başkanı da içki fiyatlarından yakınmış.
SORUNLARN İLETİLMİYOR
Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı, son zamdan önce, Sonsöz TV’de Aslı Eren’in sorularını yanıtlarken alkollü içki fiyatının esnafı zorda bıraktığını vurgulayıp eklemiş: “Vergilendirme sistemlerindeki sorunların danışmanları tarafından cumhurbaşkanına iletildiğini düşünmüyorum. Alkollü içeceklerdeki fiyatlandırma konusunda çalışma gerek. İnsanlar kaçak, merdivenaltı alkollü içeceklere yöneliyor. Milletvekillerimizin yardımıyla sorunun çözüleceğini düşünüyorum.”
Demek ki Kordon’daki işletmeciler de bu konuda dertli. Dilerim, esnafın sorununu ileten Şanlı’nın dilediği gibi bir çözüm bulunur. Kolay gelsin!
Her yıl ağaç kaybına uğrayan Filipinler’de mezun öğrencilerin fidan dikmesi gelenekmiş. Ancak bu kez yasayla, “mezun olmak için 10 fidan dikme” zorunluluğu getirilmiş. Sosyal medyadan yansıttığım bu haber, ağaç ve yeşile özlem duyanların ilgisini çekti gibi.
SORUMLULUK ARTIRILABİLİR
Tabii ki herhangi bir dayatma peşinde değiliz. Ancak ilköğretimden başlayarak tüm okullarda öğrencilere yeşil ve ağaç sevgisinin aşılanabileceğini düşünüyoruz. Örneğin öğrencilere belirli kampanyalar çerçevesinde fidan diktirilse fena mı olur? O fidanın gelişimini öğrenci izleyebilse, fırsat bulduğunda sulayabilse, dokunabilse, ağaç ve yeşil sorumluluğu artmaz mı? Benim aklımda kalan “ağaç bayramı” gibi etkinlikler düzenlenemez mi?
KÖY ENSTİTÜSÜ FARKLI
Çok sevgili dostlardan minik alıntılar iletiyorum, ayrıntılar geldikçe paylaşacağım:
Konu yine gürültü ve “Müşteri kaçıyor artık” cinsinden... Bu konuda büyük çaba gösteren Alaçatı Turizm Derneği’nin Başkanı Korkut Denizeri’yi aradım, işte görüşlerden özet:
KORUMAK HERKESİN GÖREVİ
“Alaçatı’da tartışılan konular yine gündemde. Giderek popüler tatil beldesi haline gelmesiyle, onu eşsiz kılan nitelikler tehlikeye giriyor. Bu cenneti korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak, işletmecisinden kullanıcısına, kamu kurumlarından yerel sakinlerine, herkesin görevi.
KÖYİÇİ YAŞANMAZ HAL ALDI
Son yıllarda hızlı tüketim kültürü buraya da nüfuz etmeye başladı. Birbiri ardına açılan gece kulüpleri, açık havada sabaha kadar yaptıkları müzikle, uyuşturucu ve mafyatik ilişkiler başta olmak üzere, getirdikleri yozlaşma kültürüyle Alaçatı’nın kimyasını değiştirdi. Köyiçi yaşanmaz hal aldı. Gürültü nedeniyle Alaçatı misafirleri, tatillerini keserek otellerden ayrılıyor.
MİLYONLARCA AĞAÇ DEMEK
Magdalo Partisi Temsilcisi ve yasanın başyazarı Gary Alejano, ‘Her yıl ilkokuldan 12 milyon, liseden yaklaşık 5 milyon ve üniversiteden 500 bin öğrencinin mezun olduğu düşünülecek olursa, bu girişimle senede en az 175 milyon yeni fidanın dikilmesi garanti altına alınmış oluyor. Bu uygulamayla bir nesil en az 525 milyar fidan dikebilecek. Bu fidanların yüzde 10’u dahi serpilse, ileride gençlerin görebileceği fazladan 525 milyon ağaç yetişmiş olacak’ demiş.”
BENZERİ DÜŞÜLÜLÜR MÜ?
Bir zamanlar bizde de bazı belediyelerin evlenecek çiftlerden fidan dikmelerini istediği geldi aklıma. Benzer kampanyalar düşünülüp ağaç varlığımızın çoğalmasına katkı sağlanabilir mi acaba?
BİR DERS GİBİ YAZI
İlk konferansın konusu Kültürpark’tı. İzmir Sanat’taki toplantıya ilgi yoğundu, salon doldu, taştı. Önce bu toplantıya bir göz atalım. Yoğun ilgi, Başkan Tunç Soyer’e kesinlikle moral olmuştur. Nitekim ilk toplantı medyada da “Ortak akıl”, “Katılımcı demokrasi”, “Öneri yağdı” gibi başlıklarla yer aldı. “Konferansın adeta bir demokrasi şölenine dönüştüğü, yüzlerce katılımcının düşüncelerini özgürce dile getirip önerilerini sıraladığı” dile getirildi.
‘ORTAK AKIL’ ÖRNEĞİ
Toplantıyı çok yararlı bulan Başkan Soyer de, “Çok güzel öneriler var her birini değerlendireceğiz. ‘Bir metreküp beton gelecekse bir metreküp beton çıkmalıdır’ önerisini dikkate alacağız” dedi ve ekledi: “Kültürpark, İzmir’in en iyi korunmuş ve en zengin noktası. O nedenle bu salondaki herkesin ve burada olmayanların da Kültürpark’la ilgili benzer hassasiyet taşıdığını ve burayı birlikte planlamamız gerektiğine inanıyoruz. Bu bizim ortak akılla yönetme irademizin ilk örneğidir. Bundan sonra tarım, turizm, İzmir’in doğal varlıkları ve benzeri konularla ilgili arama konferanslarımız olacak ve İzmir Büyükşehir Belediyesi buradan bir yol haritası çıkaracak.”
DEDİKODULARA SON
İşte çok önem verdiğim, duymak istediğim de buydu... Özetle tarım, turizm, doğal varlıklar ve benzeri konularda ortak akıla başvurmak, arama konferansları düzenlemek... Bu ne demek biliyor musunuz? “Eteklerdeki taşları dökme fırsatı bulmak” demek... “Karından konuşmaktan vazgeçip, düşünceleri, eleştirileri, önerileri açıkça dile getirmek” demek... Yani, “Arkadan konuşmamak” demek... “Dedikoduyu bir yana bırakıp düşündüğünü ilgilisinin yüzüne söyleme cesareti ve de fırsatı bulabilmek” demek... “Sosyal medyada efelenmekten kaçınıp ortalıkta konuşmak” demek...
MUTLAKA YARARI OLUR
Fazla da uzatmayayım... Bu toplantıların yararlı olacağına inanıyorum. Başkan Tunç Soyer, dile getirilen görüşlerden, önerilerden, yakınmalardan, Büyükşehir’in toplantı konusuyla ilgili yol haritası çizilirken mutlaka yararlanacaktır diye düşünüyorum…
ESTİ’den söz ediyorum. Ege Su Sporları ve Tenis İhtisas Spor Kulübü’nden. Efendim ESTİ, Büyük Bayanlar Sutopu Ligi’nin ilk ayağını hiç yenilmeden lider tamamlamış. Üstelik, İzmir’e üst üste Türkiye şampiyonlukları getiren takım havuzsuz kalmış, antrenman sıkıntısı yaşamış.
GÜÇLÜKLER YAŞIYORUZ
Sıkıntı dile getirildi, ama ben yine de kulübün başkanı Hüseyin Egeli’nin yakınmalarını aktarıyorum: “Akdeniz Oyunları zamanında yapılan ve İzmir’in şampiyonlarını yetiştiren 50 yıllık Alsancak Atatürk Yüzme Havuzu bitişiğinde yapılan hastane inşaatı nedeniyle problemler yaşıyor. Antrenman yaptığımız bu havuza ‘tehlikelidir, kapanması gerekir’ raporu verilmesinin ardından zaten havuz konusunda sıkıntılı olan İzmir’de antrenman yapmakta güçlükler yaşıyoruz.
BAŞARIYA DESTEK GEREK
Milli takıma en çok sporcu veren, İstanbul takımlarının hegemonyasına ‘dur’ diyen ESTİ’nin adına ve başarılarına yakışır bir havuzu olmalı. Son derece sınırlı bir destekle, yakaladığımız bu başarıların, önde gelen iş insanları ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer tarafından desteklenmesini ve İzmir’in havuz sorununu çözmesini bekliyoruz.”
-----
Konuşmaz oldu
Hüzünler koyduk üst üste
Ayrılık oldu
Bir avuntu biraz keder