KIRANDA olsa kırıl düş, eğilme sakın! diyor şair. Milli Takım, Euro 2008’e böyle veda etti, vuruşarak. Avrupa’da hem gücünü gösterdi hem de Türkiye’miz için adeta bir sempati imtihanından geçti. Artık Avrupa’nın büyükleri arasındayız. Bunu da nasıl becerdiğimizi güç şartlar altında neler yarattığımızı dünya alem gördü.
Yaşam ve futbol... Zafer gecelerinde hastanedeydim. Semih’in üçüncü golü yatağımın başucunda atıldı. Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu’nun usta elleri ve ekibi hayati bir ameliyattan sonra beni maçlara yetiştirmişti. Ayaklarım sanki geri geldi, takır takır yürüyorum. Evet, maçları tv başında izledim, hastane yatağındaydım, ama müthiş keyifliydim.
Türkiye artık özlediğimiz futbolu oynuyordu. Yeni bir devir açtık. Bizim takım önüne geleni temizledi. Avrupa Şampiyonası futbolumuz için gerçekten bir dönüm noktası oldu. Futbolda dünyaya bir kez daha geldik. O ne muhteşem gösteriydi. 44 takımdan 39’u gitti biz kaldık. Hala da varız. Avrupa hala bizi konuşuyor.
Artık sınıf atladık
Hangi televizyonu açsanız Türk Milli Takımı’nın maçları çıkıyor. Böyle bir gösteriyi parayla filan anlatamazdık. Avrupalılar bunu kendiliklerinden yaptılar ve Türk futbolunun artık sınıf atladığını kabul ettiler: Alkışlarla...
Sporseverler final boyunca Avrupa’ya taşındı. Çocukları yalnız bırakmadılar. Seyircimizde futbolumuza yakıştı. Böyle bir bütünleşmeyi, böyle bir yüceleşmeyi doğrusu ilk defa yaşıyoruz. Ne mutlu bize...
Hepimiz günlerce maçları izledik. Sonunda geldiğimiz yer gerçekten önemli bir yer. Evet, geldiğimiz yeri korumak zorundayız. Kupada geleceğin ışıklarını yakaladık. Önümüzde 2010 Dünya Kupası var. Türkiye bu kupaya ne denli layık olduğunu bence göstermiştir. Eldeki güç imkánlarla ama ateş parçası çocuklarımızla nerelere geleceğimizi bütün dünyaya gösterdik. Euro 2008 Türkiye için bir milattır.
Önümüzde dünya kupası var. Göreceksiniz buradakinden daha ileride olacağız. Avrupa bizi bekliyor. Biraz korkarak, çekinerek ama Türkiye’nin çıkışını alkışlamaya devam ediyor. Sağ olun çocuklar. Fatih Terim sana da teşekkür ediyoruz. Bu başarıdaki emeğin kutsaldır, emeğin inkár edilemez. Türkiye’nin alın teridir.
TEŞEKKÜR:
Florence Nıghtıngale Hastanesi’nde önemli bir boyun ameliyatı geçirdim. Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu başta olmak üzere Op. Dr. Mercan Sarıer, Op. Dr. Mehmet Aydoğan, Op. Dr. Meriç Enercan’a, Dr. Murat Şirikçi’ye, Genel Koordinatör Dr. Mücahit Atmanoğlu’na, Dr. Murat Şirikçi’ye, tüm hemşire ve görevlilere candan teşekkür ediyorum. Beni hastalığım boyunca yalnız bırakmayan, arayan arkadaşlarıma ve dostlarıma da sevgilerimi sunuyorum. Sağ olsunlar...