Futbolun ayarı kaçtı

FENERBAHÇE bu kez G.Saray’ı yenemedi. Yenmek bir yana, yenilmekten kurtuldu. G.Saray’ın ezeli rakibine karşı kök söktüren 11’inde sadece bizimkiler oynadı. Yabancı yıldızlar bu ilginç maçın seyircisiydi. Kalli, kadro darlığını sistem haline mi getiriyor? 2 hafta önce Ankaragücü’nü de aynı kadroyla ve yabancısız gole boğmuştu: (4-0).

O maç bu kadar ses getirmedi. Çünkü derbiler milyonlarca taraftarın kalp basıncını ölçen birer barometredir. Saracoğlu Stadı’nın mahşeri kalabalığında ve efsanevi görüntüsünde G.Saray’ın maç kazanması yine hayaldi.

Ne oldu? Bıyıkları yeni terlemiş gençlerden oluşan sarı kırmızılı takım sahayı rakibine dar getirdi. Ne Roberto Carlos, ne Alex ne de öteki Brezilyalı yıldızlar. Maç bu sebeple tartışılabilir. Ama gençleşmiş G.Saray’ın son patlayışı kupa finaline kadar hepimizi meşgul edecektir. Çünkü maç kendi evinde. Yani G.Saray’ın kazanabileceği yerde. Futbol dünyanın her yerinde aynı kurallar, aynı görüntülerle oynanıyor.

Arda’ların Semih’lerin geleceği

Herhangi bir takımda 11 futbolcunun hepsi yabancı olabiliyor. Örneğin; İtalya’nın dev ekiplerinde bile İtalyanlara yer kalmıyor. Fransa’da aynı tablo. Avrupa ülkelerinde sık sık rastlanan manzara. Çünkü futbolu kendileri için değil, takımları için oynuyorlar. Biz o düzeye geldik mi? Hayır! Eğer yıllardır futbola akıttığımız milyon dolarları başarıya taşıyamıyorsak, bunda bir futbol ayarsızlığını aramak doğru olur. Şampiyonlar Ligi’nde yerimiz olurdu. UEFA Kupamıza bir arkadaş gelirdi. Şampiyon Kulüplerde anlatacak bir destanımız yok. Sadece veriyoruz, hiçbir şey alamıyoruz.

As diye, süper star diye paraya boğduğumuz, omuzlarda taşıdığımız yabancıları Avrupa arenasında koz diye kullanamıyoruz. İşte son örnek. G.Saray’ın bir takım bütçesine denk gelen yabancıları hala tatilde. Yurt dışında oynayan futbolcularımız sayıca çok değil. Ama Almanya doğumlular giderek çoğalıyor.

Taşıdıkları formaları bayraklaştırıyor. Çünkü futbolu meslek diye sahipleniyorlar. Futbol alanındaki analizleri ve yazılarıyla ünlenen Simon Kuper, son kitabında (Futbol Asla Sadece Futbol Değildir) Avrupa-Türkiye gerçeğini savunuyor: "Avrupa’dakilere birkaç milyon Türk ekleyin. Hem de genç olsun, ülke (Futbol potansiyeli açısından) Almanya’ya bile rakip çıkar."

İyi futbolcu yetişiyor

Kuper
devam ediyor: "Kısacası küreselleşme ve nüfus patlaması Türk futbolunu kurtardı. Türkler sonunda iyi futbol oynamanın yalnızca bir yolu olduğunu kabul ettiler. Brezilyalıların hünerini, İtalyanların savunmasını, Almanların çalışma ahlakını, Hollandalıların hareket yeteneğini birleştirmekte. Futbol ulusal üslupların işe yaramadığı bir endüstri. Bütün farklı öğelere sahip olmanız gerekiyor."

Türkiye’de iyi futbolcu yetişiyor. Arda’dan Semih’e, Serdar’dan Mehmet Yıldız’a, Gökhan’lardan Mehmet Topuz’a kadar... Birbirleriyle yarışıyorlar ne yazık ki Avrupa arenasına ulaşamıyorlar. Ulaşanları da sayabiliriz.

Nihat, Emre, Tugay, Tuncay Şanlı... O emeğe, o paraya bu kadar ürün az değil mi?

Tekrar ediyorum... Türkiye elindeki futbol potansiyelini değerlendiremiyor, başarı hep gecikiyor. Sonunda Türk futbolu da UEFA’da oynaması sayesinde Avrupalı oldu.

Yeter mi?
Yazarın Tüm Yazıları