Paylaş
İstanbul Teknik Üniversitesi
kampüsteki engelleri kaldırdı
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ydü. Bazı sorunları bir gün gündeme getirmek yasak savma gibi geliyor bana.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde engellilerin hayatını kolaylaştırmak için yapılan o kadar güzel şey var ki…
AA muhabiri Mehmet Ali Derdiyok, İTÜ’de yapılanları haberleştirmiş.
İTÜ'nün, engellilere yönelik Sesli Adımlar, Evrensel Tekstil Merkezi, Engelsiz ve Yaya Dostu Kaldırımlar gibi projelere son olarak İTÜ'lü öğrencilerin 3 boyutlu yazıcıyla ürettikleri biyonik el çalışması eklenmiş.
Üniversitede engelsiz yaşam için yapılan 8 çalışma öne çıkıyormuş.
3 boyutlu yazıcıda üretilen biyonik el projesini Tamer Temizer, Ezgi Çetin, Onur Rodop, Arda Özdere ve Oğuz Sarp’tan oluşan Astero-biyonik ekibi hayata geçirmiş.
‘SESLİ ADIMLAR’ DA VAR
Türkiye’de "ilk" kez bir üniversitede mekan içi yön bulma uygulaması olan ‘Sesli Adımlar’ ise kapalı mekanlarda bluetooth ile çalışan yön bulma uygulamasıyla İTÜ İnşaat Fakültesi'nde yer ve yön bulmayı kolaylaştırıyormuş.
Üniversitede, engelli bireylerin ihtiyaçları dikkate alınarak şu değişiklikler yapılmış:
Giysi tasarımı yapan Evrensel Tekstil Tasarım Merkezi.
Genişliği 3-4, yüksekliği ise 5 santimetre ile sınırlı tutulan kaldırımlar.
Engelli öğrencilerin yaşadığı sorunları dinleyip çözüm arayan İTÜ Engelli Öğrenci Danışma Birimi.
Fakültelerde zorunlu ve seçmeli ders olarak okutulan "erişilebilirlik" dersi.
Sarıyer Şehit Üsteğmen Ali Büyükdicle Özel Eğitim İş Uygulama Okulu öğrencilerinin hazırladığı yiyeceklerin satıldığı ve Türkiye'nin "ilk" down kafesi olan Fanfan Kafe.
Tüm bu birim ve hizmetler, İTÜ'deki engelli duyarlılığını gösteren örnekler arasında.
Ayrıca İTÜ öğrencilerinden oluşan İTÜ Gönüllülük Kulübü, "Engeller Durdurmasın" projesi kapsamında işitme, görme ve zihinsel engellilerin eğitim gördüğü okullara yaptığı ziyaretler ve her engel grubu için düzenlediği özel etkinliklerle, konuyla ilgili toplumsal farkındalığı artırıyormuş.
‘ENGELSİZ KAMPÜS OLUŞTURDUK’
İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tayfun Kındap de, üniversite yönetiminin yerleşkelere getirdiği yenilikler ve öğrenci kulüpleri tarafından ortaya çıkarılan projeler ve etkinliklerle İTÜ'de engellilere daha iyi bir yaşam sağlanması için yeni adımlar atıldığını söylemiş.
Üniversitede üç yıldır süren "Yeşil Kampüs" projesinin en önemli ayaklarından biri olan "Engelsiz İTÜ" projelerini değerlendiren Kındap, "Engelli arkadaşlarımızla birlikte çalıştık, doğa dostu ve engelsiz bir kampüse ulaştık. Sadece İTÜ'de değil, tüm yaşam alanlarında engelli konforunun dikkate alınması gerekiyor" demiş.
Kındap, üniversitede kurulan engelli biriminin ve bu birimin bir engelli tarafından yönetilmesinin önemli bir adım olduğunu vurgulayarak şöyle devam etmiş:
"Sürdürülebilir, yaşanabilir ve Yeşil Kampüs dahilinde yaptığımız bazı çalışmalar, engelliler göz önüne alınarak geliştirildi.
Proje sürecinde engelli arkadaşlarımızla birlikte çalıştık ve hem doğa dostu hem de engelsiz bir kampüs yaşamı oluşturduk.
İç ve dış mekanlarda akıllı uygulama yoluyla yön bulmayı sağlayan Sesli Adımlar, kolay giyilebilir tekstil ürünleri tasarlayan Evrensel Tekstil Merkezi, engelsiz ve yaya dostu kaldırımlar, down sendromlu çocuklarımızı hayata hazırlamaya yönelik çalışmalar, son dönemde elde ettiğimiz kazanımların sadece bir kısmı."
* * *
İTÜ camiasını kutluyor, darısı diğer üniversitelere diyorum.
Burada yapılanlar örnek alınıp aynısı yapılamaz mı?
İzmir Çiğli’deki "Dijital hastane"de
çok konforlu sağlık hizmeti veriliyor
İzmir'de mayıs ayında hizmete giren Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’nde olanları okuyunca, “Ne güzel. Her şey olması gereken gibi” dedim.
Çiğli ve Karşıyaka'daki toplam 270 yataklı eski devlet hastaneleri ile kamu sağlık merkezlerinin yetersizliği nedeniyle Çiğli'de hayata geçirilen, konforu ve teknolojik donanımıyla dikkati çeken Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi, 242'si uzman hekim bin 280 personeliyle 21 Mayıs 2016'da bölge halkına hizmet vermeye başlamış.
Hasta işlemlerinin tamamının kâğıt kullanılmadan bilgisayar ortamında gerçekleştirilmesiyle "dijital hastane" özelliğine sahip olan hastane, hastalarını da adeta lüks bir otel konforunda ağırlıyormuş.
Koğuş sistemli hasta odalarından çok farklı şekilde her birinde tuvalet, banyo, televizyon, buzdolabı ve refakatçı bölümü olan 19 suit, 143 tek ve 111 çift yataklı odanın yer aldığı hastanede, yanık tedavisi için 17, yoğun bakım için ise 117 yatak varmış.
Bünyesinde 112 poliklinik odası, 12 ameliyathanesiyle kentin kuzeyindeki hastaneler arasında öne çıkan Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi yeni uygulamalarıyla da dikkati çekiyormuş.
2 ayda 185 anjiyo yapılmış. İlk açık kalp ameliyatını da kasım ayında gerçekleştirilmiş.
Diyaliz tedavi merkezi, yenidoğan servisi ve çocuk hastalıkları poliklinikleri, çeşitli branşlardan uzmanların yer aldığı Diyabetik Ayak Konseyi de son dönemde hizmete alınan birimler olmuş.
Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi Yöneticisi Opr. Dr. Teoman Şen, AA muhabiri Tezcan Ekizler’e yaptığı açıklamada, güler yüzlü personel ve son teknolojilerle sağlık hizmeti verdiklerini, ilklere imza atmayı sürdürdüklerini söylemiş ve şunları anlatmış:
5 YILDIZLI OTEL KONFORUNDA
“Kentin kuzeyinde bulunan ilçelerin yanı sıra tüm İzmir'e 30 branşta hizmet sunuyoruz. Buna rağmen hastanemiz kapasitesinin altında çalışıyor. Hastanemize başvuran hasta sayımız günlük ortalama 7 bin. Kapasitemiz günde 10 bin hastayı tedavi edecek altyapıya sahip. 417 hasta yatağımızın doluluk oranı yüzde 90. Sağlık hizmetinden faydalanmak için tüm İzmirlileri hastanemize davet ediyorum.
5 yıldızlı otel konforunda hizmet veriyoruz. Gerek odalarımızın gerekse verdiğimiz sağlık hizmetinin kalitesi ortada. Yeni açılmış bir hastane olmamıza rağmen İstanbul başta olmak üzere birçok kentten hastalar gelip burada ameliyat oluyor, sağlık hizmetlerini alıyorlar.
Hastanemiz, İzmir'de sağlık turizminin ilerlemesi için elinden geleni yapıyor. Yeni hizmete sokacağımız polikliniklerle bu yolda emin adımlarla yürüyeceğiz."
GÜNDE 200 ÇOCUK TEDAVİ OLUYOR
Hastanenin Yenidoğan Kliniği Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Özgür Olukman da özellikle çocuk sağlığı konusunda hizmete giren polikliniklerde günde yaklaşık 200 çocuğun tedavisinin gerçekleştirildiğini söylemiş.
Olukman, "Hastanede çocuk hastalıkları için pediatri kliniklerinin yanı sıra yan dal poliklinikleriyle de hizmet veriyoruz. Alanında başarılı hekimlerle çocuk gastroenteroloji, enfeksiyon hastalıkları, nefroloji, nöroloji, kardiyoloji, yeni doğan ve yoğun bakım gibi birçok branşta sağlık hizmeti sunuyoruz" ifadesini kullanmış.
* * *
Bugüne kadar devlet hastanelerini şikâyet eden çok haber okumuşsunuzdur.
Bu iyi haberi okuyanlar da benim gibi mutlu olacaklardır.
Darısı diğer hastanelerin başına diyorum.
Kastamonu Üniversitesi’nde güneş
enerjisiyle çalışan ‘çapa makinesi’ üretti
İyi haber arayınca buluyorsunuz.
AA muhabiri Bilal Kahyaoğlu’nun haberi de bunlardan biri.
Kastamonu Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fuat Kartal'ın geliştirdiği, güneş enerjisiyle çalışan çapa makinesi, endüstriyel tasarım tescil belgesi almış.
Bu nedenle düzenlenen toplantıda konuşan KÜ Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, çapanın patentin almak için Türk Patent Enstitüsü’ne ve 124 ülkede geçerli olacak Uluslararası Patent başvurusunun yapıldığını söylemiş.
Yrd. Doç. Dr. Kartal ise insanların yararına işler yapmak için çalıştığını belirterek şunları anlatmış:
BİR SAATLİK İŞİ 20 DAKİKADA YAPIYOR
“Memleketime gittiğim zaman herkesin sorununu dinliyorum. Köylülerim fidanların arasının dar olduğunu çapalamanın ancak insan eliyle yapıldığını söylediler. Ben de bu çapa makinesini yapma kararı aldım. Bu çalışmayı 4 farklı model üzerinden geliştirdim, test ettim, eksikliklerini belirledim. Dışa bağlı kalmadan kendi mühendislik bilgilerimi kullanarak tamamen yerli bir ürün geliştirdim.
Makineyi yaptıktan sonra köyüme götürdüm. Eksiklerini uygulayarak tamamladım. Çiftçilerin rahat kullanımları için gereken her şeyi yaptım.
Çapalama işlemi makinesiz yapılırsa, bel ve diz kaslarına zarar veriyor.
Makine sayesinde kullanıcı dik durduğu için bel rahatsızlığı olmuyor.
Daha kısa sürede az enerji harcanarak işler yapılabiliyor. İnsanlar para kazanmak için sağlıklarını daha sonra da sağlıklarını kazanmak için paralarını harcıyorlar. Bu sistem sayesinde çiftçiler hem işlerini yapacaklar hem de sağlıklarını koruyacaklar. Makine, 3 boyutlu yazıcı teknolojisi kullanılarak yapıldı. Gelişmeye açık bir teknoloji.
Güneş olmadan 7 saatlik bir çalışma yapmaya imkân veriyor. 1 saat içerisinde kendisini sarj edebiliyor. Yüksek torklu bir çark sistemi var. Toprağı çapalama derinliğinde herkes kendisi ayarlayabiliyor. İnsanların bir saatte yapacağı işi 20 dakikada yapabiliyor. Zamandan yüzde 60 tasarruf sağlıyor. Bundan sonra da sıkıntıları çözen ürünler geliştirmeye devam edeceğim."
* * *
İhtiyaçlar insanları mucit yapıyor.
Çapa makinesi de buna örnek.
Sayın hocamızdan başka iyi haberler de bekliyorum.
* * *
Bugünlük bu kadar.
* * *
Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle…
Paylaş