Türkiye’yi böyle gördüm

Aşağıdaki sarsıcı fotoğrafı, Hürriyet’ten Levent Kulu, Kahramanmaraş’ta çekmiş.

Haberin Devamı

10 katlı bir binanın, 10 Şubat 2023’teki hazin durumu... Toza dönmüş beton (?) duvarların ortasında bir kitap göze çarpıyor. Neredeyse hiç zarar görmeden kurtulmuş... Okunmaya hazır gibi öylece duruyor. Başlığı ise manidar: “Türkiye’yi Böyle Gördüm.”

Türkiye’yi böyle gördüm

OSMANLI’YI ANLATAN MEKTUPLAR

Fotoğraftaki kitap, Türkiye’de 1970’li yıllarda yayınlansa da içeriği çok eskilere aittir. Yaygın olarak bilinen adı, “Türk Mektupları”. 1554–1562 arasında Avusturya İmparatorluğu’nun Osmanlı elçisi olan Ogier Ghiselin de Busbecq’in bir dostuna yazdığı mektuplar, sonradan kitap haline getirilmiştir. Eser, pek çok dile çevrilmiş; Osmanlı toplumunu anlatan önemli bir kaynak olmuştur.

Haberin Devamı

DEPREMİN TANIĞI

Osmanlı’nın en görkemli devrinde, yani Kanuni zamanında bu topraklarda yaşayan Busbecq’in, anlattığı önemli olaylardan biri de depremdir: “Oturduğumuz binanın başımıza yıkılacak derecede şiddetle sallandığını hatırlıyorum. Gece yarısından sonra idi, bir sarsıntı ile uyanmıştım. Kör kandil ışığında masanın üstündeki bardağın devrildiğini gördüm. Tavandan ara sıra taş ve kirişler düşüyordu. Sağlam bulduğum bir yere sığındım... Depremin pek şiddetli olduğunun farkına vardım. Deprem, aynı şiddette olmamakla beraber üç gün kadar devam etti. Bazı yerlerde, daha çok oturduğumuz evde ve Ayasofya çevresinde en sağlam binalarda bile çatlaklar meydana getirmişti.”

Türkiye’yi böyle gördüm

*

Busbecq kesin tarihini belirtmese de tanıklık ettiği, 10 Mayıs 1556’da gerçekleşen Marmara Denizi Depremi olsa gerek. 7.3 büyüklüğündeki bu afet, başkent İstanbul’u derinden sarsmış, evlerin, şehir surlarının yanı sıra Fatih Camisi’nde önemli tahribata neden olmuştu. (Aynı yıl, 23 Ocak 1556’da Çin’deki Şensi Depremi’nde 830.000 kişinin hayatını kaybettiğini ve bunun insanlık tarihinin bilinen en ölümcül depremi olduğunu da hatırlatalım.)

AŞIRI DUYGULU TÜRKLER

Haberin Devamı

Busbecq’e göre Türkler “Güç şartlara sabır ve tahammülle karşı koyar, gelecek iyi günler için fedakârlık gösterirler.” Onun satırlarında Türklerin Avrupalılara göre duygularını çok açık şekilde dışa vuran insanlar olduğunu okuruz: “Türkler her zaman ya çok aşırı duygulu ya tamamen hissiz davranırlar... Ya çok aşırılığa varırlar yahut da umursamazlığa, kayıtsızlığa... Dost bildiklerine karşı son derece iyi kalpli, merhametli, öfkelendikleri zaman da gayet sert hareket ederler.” Türklerin evleri, gösterişten çok, temel ihtiyaçları karşılamak üzerine inşa edilmiştir. Öyle ki “Şehirlerde yaşayan halk, bulundukları yeri her an terk edecekmiş gibi iğreti şekilde yerleşmişlerdir”.

Haberin Devamı

TANIDIK TASVİRLER

Yukarıdaki satırların 16. yüzyılda yazıldığını bilmesek pekâlâ yabancı bir gezginin günümüz Türkiye’sine ait gözlemleri olduğunu sanabiliriz. Bunlar dışında Busbecq’i şaşırtan, zor koşullarda bile vazgeçilmeyen misafirperverlik, güçlü yardımlaşma, hayvanlara merhamet gösterme gibi özellikler, bugün de kültürümüzün ayrılmaz parçası. Tüm bunları yaşadığımız son deprem felaketinde görmüyor muyuz?

NASIL GÖRMELİYİZ

Busbecq’i okurken, toplumumuzdaki kültürel kodların nasıl güçlü bir devamlılığı olduğunu anlıyoruz. Ne var ki bu durum, olumlu özellikler yanında olumsuz tavırların da kolay kolay değişmediğini söylüyor: “Aşırı duygusal” veya “aşırı umursamaz” gibi... Demek ki olumsuz yanlarımızı geliştirme konusunda yeterli yol alamıyoruz. Demek ki tarihten gerekli sonuçları çıkarıp doğru adımları zamanında atamamışız. Ne kadar acı... Öyleyse gelin, vakit kaybetmeden bu durumu değiştirmek için çok daha cesur ve kararlı adımlar atalım. Atalım ki Busbecq’ten 500 yıl sonra “Türkiye’yi Böyle Gördüm” diyenler, bugünden çok daha güzel bir ülkeyi anlatsınlar.

Haberin Devamı

FOTOĞRAFTAKİ AYRINTILAR

LEVENT Kulu’nun fotoğrafında ilk bakışta göze çarpmayan, ters dönmüş, başka kitaplar da var: “Anatomi Soru Bankası” ve “Genel Cerrahi” kitapları. Bunlar TUS, yani Tıpta Uzmanlık Sınavı hazırlık kitapları. Muhtemelen, üniversiteden doktor olarak mezun olup uzmanlık aşamasına gelmiş bir depremzedeye aitler. Görüp de üzülmemek elde değil...

Türkiye’yi böyle gördüm

*

Bu karenin ortasında, kapağı belli belirsiz görünen son bir kitap daha var. Başlığı okunmuyor. Ama ben kitabı kapağından tanıdım: “Budin Kanunnamesi ve Osmanlı Toprak Meselesi.” Bu kitap da tarihin “tozlu” sayfalarından, depremin “tozlu” yıkıntılarına erişmiş... Kanuni devrinin en önemli isimlerinden Ebu’s-Suud Efendi’nin tedvin ettiği Budin (Budapeşte) Kanunnamesi’ni 1973’te yayına hazırlayansa, Sadık Albayrak. “Son Devir Osmanlı Uleması” gibi çok sayıda kitabın yazarı olan bu isim, size tanıdık gelmiş olabilir. Çünkü Sadık Albayrak, aynı zamanda eski bakan Berat Albayrak’ın babası ve sayın Cumhurbaşkanı’nın dünürü.

Haberin Devamı

LALEYİ AVRUPA’YA TANITAN İSİM

Türkiye’yi böyle gördüm

“TÜRK Mektupları”nı kaleme alan Busbecq’in bir başka önemli özelliği, Osmanlı-Türk lalesini Avrupa’ya tanıtan kişi olmasıdır. Botanikle yakından ilgili bu elçi, lale soğanlarının Hollanda’ya götürülüp orada yetiştirilmesine öncülük etmiştir. Ne gariptir ki lale çiçeği, gördüğü ilgiyle Avrupa’da yüksek değer kazanacak, sonraları Osmanlılar Hollanda’da yetiştirilen bu pahalı lale soğanlarını ithal edecektir! 

Yazarın Tüm Yazıları