Nazar etme ne olur...

Zengin fakir fark etmiyor... Hemen herkes başkasının halini kendininkinden daha iyi görüyor. Kimi gıptayla bakıyor, kimileri de kıskançlıkla...

Haberin Devamı

ESKİ devirlerde uzun ramazan gecelerinin vakit geçirme yollarından biri de masal anlatmaktı. Bunlar içinde Keloğlan’ın yeri ayrıdır. Gariban, yetim, saf bir köylü çocuğu olan Keloğlan’ın padişahın güzeller güzeli kızıyla evlenmesi, yüzyıllar boyunca fakirlerin hayallerini süsledi. Hemen her kültürde fakirlerin hayali, zengin olup rahata ermektir. Bu nedenle gözleri haliyle “kendilerinden yukarıdakilerde” olur.

Nazar etme ne olur...

TERK EDİP TACI TAHTI

İşin ilginci, fakirlerin tam tersine, tarihte zenginlerin, hatta sultanların “fakirliği” tercih ettiği örnekler var. Menkıbeleri hayranlıkla anlatılan İbrahim Edhem, tacı-tahtı geride bırakıp hakikat arayışında fakirliği seçmiştir. Malum, sultan II. Murat da debdebeden uzak, zahidane bir yaşam sürme hayaliyle “Gerekdir-kim idem âheng-i uzlet/ Koyub gayri tutam nefsi ülfet” diyerek tahtını oğluna devretmiş, ama koşullar onun bu tercihine izin vermemiştir. Günümüzdeyse “Ferrasi’ni terk edip” doğada dervişane yaşamak veya bir küçük bir köye yerleşmek, varlıklı kimseler için gözde bir hayal.

Haberin Devamı

NE KADAR DA GÜZEL

İnsanlar arasında imrenilen sadece mal-mülk değil tabii ki. Bir diğerinin güzelliği, yeteneği, mevkisi de kıskanılır. Hatta bilgeliği, manevi hali, gördüğü ilgi, sevgi... Yani, “asıl” mutluluğun başkalarında olduğunu düşünüp halinden şikâyet edenimiz pek çoktur. Ama bu “iç isyanın” dozu, kişiden kişiye değişir elbette. Kimisinde yalnızca “gıpta” etmekten ibarettir. Kimisindeyse olumsuz bir kıskançlık düzeyinde... Bazılarıysa işi “haset” etmeye kadar vardırır. Masalların kötü kahramanları olan bu kişilere “kem gözlü” denir. Onların yanı sıra, aşırı beğeniyle veya böbürlenmeyle yapılan konuşmaların da nazar değdirdiğine inanılır.

*

İnsanın içinden geçirdiği kötü duyguların ve ağızdan çıkan sözlerin, maddi dünyaya etki edebildiği fikri, hemen her devirde, her kültürde karşımıza çıkan bir kavram. Bunları önlemek için farklı nazarlıklar kullanmış. “Kötü bakışların” etkisi bilimsel ölçümlerle kanıtlanamasa da insanların yaydığı dalga boyları üzerinde araştırmalar sürüyor.

Haberin Devamı

NAZAR DEĞMESİN

Kuran’da nazardan doğrudan söz edilmez. Ancak “Neredeyse gözleriyle seni yere yıkıp öldürecekler (Kalem, 51)” ayetinde kıskançlığa dayalı nazarın kastedildiği düşünülür. İslam kültüründe nazara karşı koruyucu bir nesne yoktur. Ancak her konuda olduğu gibi kötülüklere karşı dua edilir. Örneğin Hz. Peygamber, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için “Allah’ın en mükemmel kelâmını vesile kılarak... [sizi] kötü bakışlardan korumasını O’ndan niyaz ederim” dua edermiş. Ayrıca beğenilen şeyler için “maşallah” denmesi, gündelik dilin vazgeçilmez alışkanlıklarındandır.

HASET, İYİLİĞİ YOK EDER

Kötü nazarın nedeni gösterilen haset konusundaysa İslam’ın tavrı çok açıktır. Kuran, “Yoksa onlar, Allah’ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara haset mi ediyorlar?”, “Allah’ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri [hasetle] arzu etmeyin (Nisa, 32)” der. “Bir insanın kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz” diyen Resulullah, insanlara şu tavsiyede bulunur: “Birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin... Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun.” Ne dersiniz? Bizde durum nasıl sizce? Kendimizi kıskançlığın, hasedin her türlüsünden arındırmış sayabilir miyiz?

Haberin Devamı

BİR ESER
ATLANTİK KIYISINDA

FAS’ın Darülbeyza veya bilinen uluslararası adıyla Kazablanka şehrinde yer alan II. Hasan Camisi, 210 metrelik yüksekliğiyle dünyanın en uzun ikinci minaresine sahiptir. Kapalı alanda 25.000, açık alandaysa 80.000 kişinin aynı anda namaz kılmasına uygun olan cami, dünyanın en geniş alanlı ibadethanelerinden birisidir.

Nazar etme ne olur...

*

Cami, Atlantik okyanusuna doğru yapılan doldurma çalışmasıyla elde edilen bir arazinin üzerinde yer alır. Yapımı 1993 yılından tamamlanan, yerel biçimlerle süsleme sanatlarını modern mimari anlayışıyla birleştiren caminin bir ilginç özelliği de mimarının bir Fransız olmasıdır.

BİR AYET

HASET ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabb’ine sığınırım. (Felak, 5)

Haberin Devamı

BİR HADİS

HASETTEN sakının. Çünkü ateşin odunu yakıp tükettiği gibi haset de iyi amelleri yakar, bitirir. (Ebû Dâvûd, Edeb, 44)

Yazarın Tüm Yazıları