Paylaş
Oruç, pek çok kültürde, binlerce yıldır var olan bir ibadetti. Bu bilgi, Kuran’da da ifade edilir. Ancak, Müslümanların orucu diğerlerinden ayrışacaktı.
“İLAÇ içeceğine oruç tut” diyordu Greko-Romen düşünür ve tarihçi Plutarch. Ne de olsa kendinden 500 yıl önce yazan Hipokrat’a göre, “Hastayken yemek yemek, hastalığı beslemek” demekti... Mezopotamya’dan Çin’e kadar hemen her bölgede; antik Yunan’dan Aztek’lere kadar pek çok kültürde oruç veya perhize rastlamak mümkün. Bazıları sadece tıbbi amaçlara, ama önemli bölümü manevi amaçlara dayanıyordu. Oruç ve perhiz, beden denetimine dayalı en temel ibadettir.
YENİ BAŞLANGIÇLAR İÇİN
Budizm gibi pek çok dinde oruç, manevi arınmayla birlikte yeni bir aşamaya geçiş olarak görüldü. “Güneşin oğlu” Japon imparatorunun oruç sonrasında yiyeceği kutsal bir yemeği vardı. Bazı kültürlerde krallar, tahta geçmeden önce oruç tutuyordu. Benzer bir şekilde, Hindularda ve Yahudilikte gelinle damadın nikâhtan önce oruç tutması geleneğine rastlanır.
ORUÇ TUTAN İLK İNSAN
Klasik dönemin en önemli tarihçilerinden Taberî (ö.923) İslam tarihini anlatmaya Hz. Adem’den başlar. Çünkü Müslümanlara göre Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar aslında tek bir din vardır: Peygamber adlarından hareketle Musevî, İsevi (Hıristiyan) gibi isimler alsa da, hepsi aynı inancın aşamalarıdır. Bu doğrultuda ilk orucu, ilk insan ve ilk peygamber, Hz. Adem’in tuttuğuna inanılır. Örneğin Abdülkadir-i Geylani (ö.1165), Gunyetü’t-Talibin adlı eserinde şöyle yazar: “Adem aleyhisselam, Resulullah’tan (sav) önce kendisine oruç farz kılınanlardandır.” Sonraki peygamberlerden Hz. Musa ve Hz. İsa’nın 40 gün oruç tuttuğu rivayet edilmiştir. Ayrıca hadis kaynaklarına göre Hz. Davud, bir günü oruçlu, bir günü oruçsuz geçirirdi.
TAKVİMLERDEKİ İLK ORUÇ
İbn İshak ve Ahmet b. Hanbel’in aktardığına göre Hz. Muhammed, Medine’ye hicretinden itibaren Aşure Günü’nde ve her ay 3 gün oruç tutuyordu. Daha sonra orucun tüm Müslümanlara farz ibadet olduğunu bildiren ayetler nazil oldu: “Oruç sizden öncekilere olduğu gibi size de farz kılındı (Bakara, 183). Bu olay, Hicret’in 2’nci yılında, yani 624 yılının ilk aylarında yaşandı. Tarihçi Yakubi’ye (ö.905?) göre, bu kıblenin Kudüs’ten Mekke’ye çevrilmesinden 13 gün sonra gerçekleşti. Bir süre sonra da farz orucun ramazan ayında tutulacağı bildirildi.
Yahudilikte af için oruç
YAHUDİLİKTE oruç, öncelikle tövbe etmek için tutulur. Farklı günlere yayılan çok sayıda oruç içinde en önemlisi 25 saat kadar süren Yom Kippur’dur. 7’nci ayın 10’uncu günü tutulan bu oruçta, yemek, içmek, cinsel ilişki, yağ (eski zamanların parfümü) sürmek ve deri giymek yasaktır. Bunun yanında dua ve sadaka da orucun uzantısıdır.
Paskalya’dan önce
“TAM oruç” yanında “perhiz”, Hıristiyan ibadetlerinde merkezi bir öneme sahiptir. Bazı oruçlar şükran, bazısı da kefaret, yani günahlardan duyulan pişmanlık ve af için tutulurdu. Kilise oruç ve perhizleri belirli bir düzene koydu. Bunlar içinde 40 gün boyunca tutulan oruç da bulunuyordu. Ayrıca Paskalya öncesi orucuna önem verildi. Sonraları ortaya çıkan mezhep kiliseleri de ayrıntılı düzenlemeler yaptılar.
Müslümanlar için sahur vakti
ÊMÜSLÜMANLARIN orucunu diğer oruçlardan ayıran “sahur” ise bu ayetlerden sonra şekillendi. Eski âdetler doğrultusunda, Müslümanlar geceleyin yattıktan sonra ertesi güne kadar oruçlu kalıyorlardı. Ayrıca yatsı namazından sonra cinsel ilişkiden de kaçınıyorlardı. Yani oruç, gece uykusuyla başlayıp ertesi akşama kadar tutulmuş oluyordu. Tarihçi İbn Kesir’den (ö.1373) okuduğumuza göre, ramazanda gündüz hurma bahçesinde çalışıp sulamayla uğraşan bir sahabe, eve döndüğünde orucunu açmadan önce uykuya dalmıştı. Gece de uyanamadığı için hiçbir şey yiyemeden ertesi gün oruca devam etmişti. Onunla karşılaşan Hz. Peygamber, “Ne oluyor ki senin aşırı derecede bitkin olduğunu görüyorum” diye sorunca, sahabe durumunu anlattı. İftar sonrasındaki serbestliği ve oruç yasaklarının ancak tan ağırmasıyla başladığını açıklayan Bakara suresinin 187’nci ayetleri bundan sonra geldi. Böylece, Müslümanların orucu, kendilerinden önceki tam günlük oruç uygulamasından ayrılmış oluyorlardı.
Paylaş