Görme engelli başkan vekili?

İbn Ümmü Mektum ismini hiç duydunuz mu? Adını pek az kişinin bildiği bu sahabe, Hz. Peygamber’in Medine’den ayrıldığı zaman kendi yerine vekil atadığı kişiydi. Bu ismin çok önemli bir özelliği daha vardı: O bir görme engelliydi.

Haberin Devamı

Hz. Peygamber’in pek çok defa İbn Ümmü Mektum’a güvenip onu vekil olarak seçmesi, bedensel engellilere bakış açısından çok önemlidir. Bir devlet başkanının, ülke dışına çıktığında yerine engelli bir vekil bırakması fevkalade ve şaşırtıcı bir olaydır. Bırakın 7. yüzyılı, engelli haklarının giderek daha fazla önemsendiği günümüzde bile böyle bir uygulamaya rastlanması, çok düşük bir olasılık.

Görme engelli başkan vekili

KALPLERİ KÖRELTMEYELİM

KURAN’DA görme engelli birinin hafife alınması kınanır; üstelik onun samimi inancıyla Mekke’nin güçlü kişilerinden daha değerli olduğu vurgulanır (Abese, 1-10). Hz. Peygamber’in İbn Ümmi Mektum’u Medine’ye vekil bırakması, işte bu ayetlerin işaret ettiği hassasiyeti yansıtır.

*

Haberin Devamı

Bedensel engeller, Kuran’da bir eleştiri konusu değildir. Ancak konu “düşünsel körlük” olduğunda durum tamamen farklıdır. Önyargılı tavırlarla düşünmekten kaçınmak, “kalp gözünü” veya “kalp kulağını” hakikatlere kapamak, Kuran’da açıkça eleştirilir: Yanlış olan, baş gözüyle görememek değil, kalp gözüyle “hakikati” görmemektir.

*

Birbirini “görmezden” gelmek, haklı taleplere “kulaklarını tıkamak”, başkalarının sesini “duymamak”, toplumsal uyumun karşısındaki en önemli engeller değil mi? Öyleyse gelin bir yandan bedensel ve zihinsel engellilerin hayatını iyileştirmeye çalışalım... Diğer yandan da önyargılarımızı, duygusal ve düşünsel engellerimizi kaldırmaya gayret edelim.

Görme engelli başkan vekiliGörme engelli başkan vekili

YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR

DİKKATİNİZİ çekmiştir... Son günlerde beden sağlığı için günde kaç adım atmak gerektiği konuşuluyor. Biz günlük minimum-maksimum adım sayısını hekimlere bırakıp yürüyüş ve sporun İslam tarihindeki izlerine bakalım.

*

İnsan tabiatı itibarıyla hareketli ve yürüyen bir varlık olarak yaratılmıştır. Kendisini... atıl bırakırsa, hastalıklara ve rahatsızlıklara yakalanır. Bedeninin iyiliğini isteyenin ona fazlalıklarını atıp ağırlığını hafifletecek, etini ve sinirlerini sertleştirecek ölçüde hareket vermesi gerekir... Sıhhatin korunmasına yardımcı hareketler içinde en üstünü yürüyüştür. Çünkü yürüyüş esnasında vücudun her yeri hareket eder ve insan bundan nasibini alır. Bu sayede beden çabucak ısınır ve çıkan terle fazlalıkların çözülmesi hızlı olur.”

*

Haberin Devamı

Yürümenin faydalarıyla ilgili bu ifadeler, 10. yüzyıl başlarında yazan Ebu Zeyd el-Belhî’nin, “Mesâlihu’l-Ebdân ve’l-Enfüs (Beden ve Ruh Sağlığı)” adlı eserinde yer alır. Hatta Belhî, yürümeyi düzenli bir spor faaliyeti haline getirenlerin “Meşşâîn” yani “yürüyenler” olarak anıldığını söyler. Biniciliğin de faydalı olduğunu belirtirken, egzersiz yapmak için sabah saatlerinin seçilmesini, spor ardından duş yapılmasını ve mümkünse masaj yaptırmayı tavsiye eder.

*

Elbette bu satırlar, İslam kültürü içinde çok da sıra dışı değildi. Çünkü Hz. Peygamber’in beden sağlığı için yürüyüş, koşu, binicilik, okçuluk ve yüzme gibi sporları tavsiye ettiği iyi bilinir: “İki hedef arasında koşan kimsenin her adımı için bir iyilik mevcuttur.” “Vücutça sertleşin” diyen Resulullah’ın ayrıca “yalın ayak yürüyün” tavsiyesi de dikkat çekicidir. Nitekim günümüzde de hekimler vücutta biriken negatif enerjiyi atmak için toprakta, çimende veya kumda çıplak ayakla yürümeyi tavsiye ediyor.

Haberin Devamı

RESULULLAH’IN KOŞUSU

Hz. Peygamber, sportif müsabakalarda yarışmacılardan birini desteklemekte sakınca görmemiştir. Aynı şekilde yarışmayı birinci bitirenin ödüllendirilmesini de. Ayrıca kendisi de müsabakadan uzak durmamıştır: Güreşte yenilmezliğiyle tanınan bir kişi, Hz. Peygamber’e inanmadığını, ona ancak kendisini güreşte yenebilirse inanacağını söyler. Resulullah, bu talebi reddetmemiş, onunla güreş tutmuş ve karşılaşmayı kazanmıştır. Ayrıca bir başka defasında Hz. Ayşe ile koşu yarışı yapmıştır. Bir yarışı Hz. Ayşe kazanırken diğerini Resulullah kazanmıştır: “Bu, önceki koşuya bedeldir, ödeştik.”

SPORCUNUN AHLAKLISI

Sporun eski dildeki karşılığı “riyazet” idi. Bu kelime bir yandan “beden terbiyesi”, diğer yandan da “nefis terbiyesi” için kullanılırdı. Yani İslam kültüründe olgunlaşma için beden ve ruh terbiyesi aslında bir bütün olarak görülmüştür. Gönlünü çevgen (polo) oyunundaki top gibi ilahi aşkın akışına bırakan Yunus Emre’nin dizelerinde olduğu gibi: “Erenler meydanında yuvarlanır top idim... Ya nice bir başımı top eyleyip çevgân olam.”

 

 

Yazarın Tüm Yazıları