Eli öpülecek anneler

Belki bu Anneler Günü’nde ve Ramazan Bayramı’nda bazılarımız annelerini gönlünce ziyaret edemeyecek. Ama anne sevgimiz yüzyıllardır olduğu gibi eksilmeden devam edecek...

Haberin Devamı

İlahi kitaplardaki annelikle ilgili anlatılardan birisi, din öğretilerinin sınırlarını aşmış, evrensel bir kıssaya dönüşmüştür... Hz. Süleyman, 40 gün oruç tuttuktan sonra kendisine bilgelik (hikmet) verilir. Bir zaman sonra karşısına iki kadın çıkagelir. Her ikisi de aynı çocuğun annesi olduklarını söylerler. Hz. Süleyman hikmetiyle durumu açıklığa kavuşturmak için bu çocuğu aralarında “paylaştırmayı” önerdiğinde “gerçek” annenin yüreği buna dayanamaz. Çocuğunun hayatını kurtarmak için annelikten vazgeçmeyi bile göze alır ve davadan çekildiğini söyler. Annenin bu büyük fedakârlığı onu evladına kavuşturur.

FEDAKÂR ANNELER

Evlat sahibi olmak için dua eden, zorluklara sabreden fedakâr annelerden Kuran’da pek çok ayette bahsedilir: “İlk ana” Hz. Havva, Hz. İshak’ın annesi Sâre, Hz. İsmail’in annesi Hacer ve Hz. Meryem’in annesi Hanna... Hz. Musa’nın (ve Hz. Harun’un) annesi Yokebed, çocuğunun hayatını kurtarabilmek için -ilahi bir ilhamla- onu sepet içinde Nil Nehri’ne bırakır. Neyse ki sütannesi olarak oğluna tekrar kavuşur. Kuran’daki annelere Hz. Musa’yı sahiplenerek ona sarayda annelik yapan Asiye de eklenebilir. Anne şefkati, ibadetlere bile yansımıştır. Haccın en önemli ibadetlerinden olan Sa’y, Hz. İsmail’in annesi Hacer’in çölde oğluna su bulabilmek için Safa ve Merve tepeleri arasında, kucağında bebeğiyle koşmasına dayandırılır. Elbette kendisinden pek çok ayette bahsedilen “Meryem Ana” da İslam kültüründe özel bir yere sahiptir. Hz. İsa, Kuran’da “Meryem oğlu İsa” olarak anılmıştır. Kuran’da anne olmanın zorluklarına da dikkat çekilmiştir: “Biz insana, anne ve babasına güzel muamele etmesini emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur.” Anne (ve babaya) yaşlandıklarında “öf bile dememek” gerekir.

Haberin Devamı

CENNETİN KAPISI

Hz. Peygamber’in “Cennet annenin ayakları altındadır” hadisini duymayan pek azdır. Ancak anneliğin değeriyle ilgili sözleri bundan ibaret değildir. Bir sahabe, “İnsanlar arasında iyilik yapmama en layık kimdir?” diye sorduğunda Hz. Peygamber “Annendir” diye cevap verir. Adam, “Sonra kimdir?” diye sorduğunda “Sonra yine annendir” cevabını alır. Adam, aynı soruyu üçüncü kez sorduğunda yine aynı cevabı alır: “Sonra yine annendir”. Cevap ancak soru dördüncü kez tekrarlandığında değişir: “Sonra babandır”. Ayrıca “[Namazdan] sonra en değerli ibadet hangisidir?” diye soran birisine doğrudan “Anne-babana iyi muamele etmendir” demiştir. Müslüman toplumlarda Resulullah’ın annesi büyük hürmet görmüş, kız çocuklarına Emine (Amine) ismi verilmiştir. 6 yaşında annesini kaybeden Resulullah, Hz. Ali’nin de annesi olan yengesi Fâtıma bint Esed tarafından büyütülmüştür. Hz. Peygamber ona hayatı boyunca büyük hürmet göstermiş, “Annemden sonraki annem” demiştir. Onunla aynı ismi taşıyan kızı Hz. Fâtıma’ya da kendisine gösterdiği ihtimam nedeniyle “Ümmü Ebiha” yani “Babasının annesi” demiştir.

Haberin Devamı

ANA KARNINDAN DÜNYAYA

Annelikle ilgili ayetler ve hadisler İslam medeniyetinde âlimlere ilham kaynağı olmuştur. Onlara göre Kuran’ın ilk ayetindeki geçen “Rahman ve Rahim” sıfatlarıyla annelerin “merhamet” vasfıyla “ana rahmi” kelimelerinin aynı kökten gelmesi anlamlıdır. Müslüman düşünürlere göre “Allah’ın yaratıcılık sıfatı insanlarda anneler aracılığıyla tecelli eder”. Ayrıca insanın varlık yolculuğuyla anne karnı arasında benzerlik kurulmuştur. Onlara göre insanın bu âleme gelmeden önceki âlemi ana karnıdır: “İnsan o âlemde iken bu âlemi bilmez idi. Orada öldük ve dünyaya geldik”. İşte bu düşünceden hareketle içinde yaşadığımız dünya/kâinat da ana karnına benzetilmiş, bu dünyadaki ölüm “sonraki âleme doğuş” olarak tasvir edilmiştir.

Haberin Devamı

ANNELERİN HAKKI

Ne var ki tüm bu anlatılanlara bakarak annelerin çağlar boyunca el üstünde tutulup eksiksiz hürmet gördüğü, “valide sultanlar” gibi yaşadığı sonucunu çıkaramayız. Tam tersine, merhametli anneler tarih boyunca evlatları için çektikleri zahmetin ve fedakârlığın simgesi olarak anlatılmışlardır. Yine de “ana sevgisi” modern bir icat değildir. Tüm kültürlerde anneliği yücelten masallara, hikâyelere, deyişlere, türkülere rastlarız. “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” koşulsuz anne sevgisinin en yalın ifadelerinden birisidir. Konu anneler ve annelik tarihi olduğunda söylenecek söz çok... Ama tüm bunları anlatsak bile yine de yetmez. Ne demiş atalarımız: “Anaların hakkı ödenmez”.

Yazarın Tüm Yazıları