Paylaş
Bu ülkede yıllar yılı hep aynı şeyleri söyleyip yazmaktan, çeşitli konularda ‘‘yapmayın, etmeyin’’ diye sorumluları uyarmaktan bezdiğiniz, yorulduğunuz olmuyor mu?
Ya da hep aynı şeyleri duymaktan ve görmekten.
Bayramlar, çocuklar açısından küçük sevinmelerin kaynağı olsalar bile, orta yaşı geçenler için bu bezginlik ve yorgunluk duygusunun en yoğun yaşandığı günlerdir.
Bezginlik, sadece ‘‘eski bayramlar’’ teranesini dinlemekten kaynaklanmaz.
Yorgunluk, yalnızca kalıplaşmış kutlama mesajlarını, ‘‘vatandaşların bayramı huzur içinde geçirmeleri amacıyla alınan önlemleri’’ duymaktan, kazalara kurban gidenlerin sayısını işitmekten de ileri gelmez.
En fazla yoran, hatta üzüntü yaratan, yıllardır dert edinilmiş, tartışılmış, hakkında çeşitli çözümler önerilmiş bayramlık sorunların hálá çözülemeden kalmış olmasıdır.
Kurban Bayramı, bu bakımdan Şeker Bayramı'nı da geçer.
Derileri kim toplayacak?
Kurban kesmenin çocukları üzen kanlı vahşet görüntülerine bürünmesi nasıl önlenecek?
Her yıl, bıçak altından kaçan koçların, ipini koparıp sokakları birbirine katan danaların eğlenceli görüntüsü bu kasvetli konuyu biraz renklendirse de, ‘‘Şu halimizle Avrupa'ya nasıl gireriz?’’ nakaratını bu vesileyle sık sık duymak insanı müthiş yorar.
Asıl bezdirici olan ve çene yormaktan başka işe yaramayan, olay kıtlığında gazetelerin ve televizyon kanallarının piyasaya sürmek zorunda kaldıkları haberlerdir.
Boğaziçi'ni alttan ya da üstten geçecek yer kalmamış gibi Marmara'yı enlemesine kesecek çirkinlik köprüsü, bayram günlerinde birdenbire ‘‘inci gerdanlık’’ oluverir.
Kaça çıkacağı ve 200 bin kişilik Kuzey Kıbrıs halkının nesine yarayacağı bilinmeden tasarlanan 70 kilometrelik Akdeniz köprüsü bile böyle günlerde ortaya atılır.
Her bakanlık, rafta duran ve gerçekleşmesi kuşkulu ‘‘reform’’ taslaklarını bayram boşluğunda gündeme getirir. Adalet Bakanlığı, mahpus ziyaretlerinde çok konuşulduğu bilinen ‘‘Yakında af çıkacak’’ lafını mutlaka bu sırada tekrarlar. Özelleştirmeciler milyarlarca dolarlık marifetlerini duyurmak için böyle günleri seçerler. Dünkü Hürriyet'in harika resminde de görüldüğü gibi eğilip el öpmek uğruna önlerinde doksan dereceden daha büyük açı çizilen liderler olmayacak işlerden söz ederek insancıkları hep bayramlarda umutlandırırlar.
Aynı sözleri yıllardır dinlemekten zaten yorulmuşsunuzdur.
Sonuçta, bütün bu yorgunlukların ardından, bayram bitti diye bayram edersiniz.
Paylaş