Maçın genel değerlendirmesini nasıl yaparsınız? Baştan sona hakim olduğu maçta Beşiktaş, beraberliği son saniyede kurtardı.
Futbol dediğin oyun nedir, ne değildir? Bilen var mı? Bir 45 dakika görüyoruz. Her şey var. Tempo, atak, organizasyon, pozisyon, şut, orta... Ne ararsan gerçekten var. Bunu yapan Beşiktaş. Bunalan, oyunu organize edemeyen, atak yapamayan hatta ceza sahasına giremeyen, pozisyonu hak getire olan kendi evinde oynayan Tottenham. Görüntü bu. Beşiktaş Olcay, Demba Ba ve Sosa ile 3 net hatta Gökhan’ı da sayarsak 4 tane gole çok yaklaşan pozisyon buldu. Böyle bir 45 dakika sonunda hakem ilk yarıyı bitirdiğinde, skor tabelası şaka gibi. Tottenham: 1 - Beşiktaş: 0. İşte futbol böyle bir şey.
Sosa-Oğuzhan tercihi ve oyun içerisindeki değişiklikleri nasıl değerlendirirsiniz?Her değişikliğin bir nedeni vardır. Seni haklı kılacak nedenlerdir bunlar. Burada sebep sadece skor değildir. Değişiklik yapmaya başlayıncaya kadar Beşiktaş oyunun hakimiydi. Gol kaçıran, pozisyon üreten Beşiktaş. Demek ki Beşiktaş bu konuda bir sıkıntı yaşamıyor. Beşiktaş’ın bu oyunu içinde Veli çok önemli işler yapıyor. Dolayısıyla Veli-Oğuzhan değişikliğini ben, yüzde yüzde bir kötü oyun değişikliği olarak değerlendirmem.
Eskişehir maçı sonrasında Bilic’e ‘Oğuzhan’la Sosa’yı aynı anda oynatır mısınız’ diye sormuşlardı. Bence bu değişiklik o sorunun cevabı. Çünkü Beşiktaş’ın biraz becerisi, biraz futbol şansı yanında olsa veya karşısında Lloris gibi bir kaleci olmasa, oyun o dakikada 4 hatta 5-1 olabilirdi. Oğuzhan da bu takımda gayet tabii oynayacak. Ama baştan başlar ama sonradan girer. Bu önemli değil. Beşiktaş herkesin tahminin üzerinde bir tempo ve futbol ortaya koydu. Bu sebeple o ana kadar Beşiktaş’ta kötü giden bir yan yoktu. Bu hoca tercihi olarak değerlendirilmeli. Önemli olan oyunun genelidir. Oyunun genelinde Beşiktaş, Tottenham’ı sürklase etti ve yazık oldu. Hem bu akşam kaybedilen 2 puana hem de İstanbul’da kaybedilen 2 puana.
Beşiktaş’ın etkili oyununda sahanın payı ne kadardı? Malum Olimpiyat’taki zemin probleminden çokça bahsetmiştiniz.Zemin büyük bir ihtimalle çok etkili oldu. Niye? Beşiktaş’ın pas yapan ayakları çok. Keza topla yakın ilişkisi olan oyuncu sayısı da çok. Bunları yapabilmenin birinci nedeni zemindir. Beşiktaş, gerçekten bana göre kaybetti. Ama futbolda bazen adalet olmuyor. Penaltı golü gelmese belki Beşiktaş sahadan mağlup ayrılacaktı. Bunlar çok önemli değil. Eğer kaybedeceksen gerçekten böyle kaybet. Bu kaybetmenin sonunda mutluluk, belki üzüntüden büyük olur. İyi ki kaybetmedi Beşiktaş. Gerçekten ama gerçekten çok yazık olurdu. Eğer Tottenham, bu grupta devam etme şansını sürdürüyorsa bunu önce kalecisine sonra futbol tanrısının yanında olmasına borçludur. Beşiktaş, hüzünlü başlayan Londra günlerini resmen futbol keyfiyle ve hak etmediği bir sonuçla kapattı.
Demba Ba sakatlık sonrası durgun gibiydi. Dün kendisini nasıl buldunuz?Demba Ba, son haftaki görüntüsünden çok farklıydı. Belki Londra’da olması ona ayrı bir heyecan ve istek getirdi. Ama bu görüntüsü son derece başarılı.
Beşiktaş’ın gruptaki şansını nasıl değerlendirmek lazım?
Galatasaray neden 3’lü savunmayı tercih etmiş olabilir?
Bu maçların teknik adamlar için 2 tane çok önemli özelliği vardır.
1- Rakip takımın analizlerini iyi yapmak.
2- Kendi sistemini belirlerken bu sisteme de doğru oyuncuları yerleştirmek.
Niye 3’lü savunma? Bir takım 3’lü savunma ile oynayabilir. Bunu ancak rakip takımın oyun şekli belirler. Avrupa’da 3’lü savunma ile oynanacak en son takımlardan biri Arsenal’dir. Çünkü önde hedef santrafor dediğiniz bir tek Welbeck var. Alexis Sanchez ve Chamberlain çizgiyi kullanan oyuncular. Peki, onlara kim yanaşıyor? Birine Veysel, diğerine Telles. Ve ortadaki 3’lü sadece Welbeck için orada bulunuyor. Ve sadece onun için orda olursan, Welbeck’i de kontrol etmen mümkün olmaz.
HOCA TAKIMINI TANIMALIYDI
Galatasaray, Sivas’a karşı 3’lü oynarken bunları çok hissetmez. Ki Sivas maçında da rakibe çok pozisyon verdiği aşikarken bu maça böyle başlamak doğru değil. Kaldı ki Arsenal iyi bir döneminde değil. Takım içerisinde oldukça fazla sıkıntıları var. Yani bu oyun stratejisi ve bu oyuncu tercihleri bana göre yanlış. Hocanın bu kadar geçen sürede artık takımını ve futbolcularını iyi değerlendirmesi lazım ama bunu göremedik.
TERCİHLER YANLIŞ
MAÇI genel olarak nasıl değerlendirirsiniz? Beşiktaş yine öne geçtiği maçı koruyamadı?
Beşiktaş’ın oynamasına Eskişehir müsaade etti. Beşiktaş sahanın her alanında topla çok rahat buluşabiliyor. Yani kendisi için Eskişehir maçı ne kadar zorlaştırdıysa Beşiktaş için de o kadar kolaylaştırdı. Ama Beşiktaş etkili değil. Demba Ba böyle oynarsa Beşiktaş’a katkı sağlamaz. Fizik olarak sahada yok. Belki istediği topları alamıyor ama bir futbolcuya top gitmezse futbolcu topa gider. Demba Ba da koşularla arkadaşlarına boş alan sağlayacak. Ama Demba Ba bunları yapmadı. Beşiktaş eğer bu türden bir beklenti içinde olursa işini zora sokar.
OLCAY HATASI!
Bilic’in Oğuzhan’la oyuna başlaması çok doğru bir karadı. Ama Bilic, Oğuzhan konusunda ne kadar haklıysa Olcay’ı oyundan alması da o kadar yanlıştı. Son haftalarda Beşiktaş’ın golcüsü, skor da Beşiktaş’ın lehine değilken, yani Beşiktaş’ın rakip kalede tehlike yaratacak en önemli oyuncularından bir tanesi Olcay’ken, onu oyundan almak ne kadar doğru bilmiyorum. Olcay, Beşiktaş’a geldiği günden beri devamlılığı en yüksek olan oyuncu. Bunula birlikte başarı ortalaması da en yüksek oyuncu. Olcay’ın oyundan alınması teknik bir hatadır. Geldiğinden beri yüzde 70’ın altına düşmeyen bir grafiği var. Böyle grafiği olan bir oyuncunun, bu sürekliliği kaybedeceğini hissetmesi ileriki haftaları da etkiler.
VELİ’Yİ ALSAYDI
Kaldı ki Olcay oyundan alındığında en iyi deparlarından birini atıp pozisyon yaratmıştı. Belli ki fizik olarak sahadaydı. Öyleyse onunla devam etmek lazım. Gökhan fizik olarak onun gerisinde.
Oynadığın sistemde Eskişehir karşısında başarıyı yakalayamamışsın. Sistemde değişiklik arayacaksın. O zaman oyunun şeklini değiştirirsin. Örneğin Veli ya da Serdar’ı alabilirsin. İçerde beraberlikle mağlubiyet arasında fark yok. Tam risk alınacak anda Bilic, o risk kartını kullanmadı.
HAKEMLER HEYECANI BiTİRİYOR
Kısaca maçı nasıl değerlendirirsiniz?
Kısacası Bursaspor, beklediğimden iyi Beşiktaş ise beklediğimin çok gerisinde bir futbol ortaya koydu. Tabii maçı tam konsantrasyonla izleyemedim. İlhan Söyler benim çok eski bir dostumdur. Onun kaybı beni çok etkiledi ve bu duygularla maçı izledim. O sebeple de fazla detaya girmeyeceğim. Bursaspor golü bulamadıysa bu Bursaspor’un beceriksizliğindendir. Esasında böyle giden maçların çoğunu da büyük takım kazanır. Bu maçta da sonuç değişmedi. Zemin futbola son derece müsait. Taraftar fena değil. Biraz boşluk olsa da. Kısacası Bursa’nın baskısı altında geçen ve pozisyonların Bursaspor’un lehine olduğu bir maçta neticede sonucu tayin edecek faktör futbolcuların becerisiydi.
Oğuzhan’ın ilk yarıda oyundan alınmasını nasıl değerlendirirsiniz?
Oğuzhan’ın çıkışını 43. dakikada yapmamak lazım. Bence bu değişiklik futbolcuya şu mesajı verir: Bundan sonra seni daha fazla düşünmüyorum. Bu değişikliği 20. ya da 30. dakikada yapabilirsin. Fakat 43. dakikada bir futbolcuyu çıkarmak ona kötü bir mesajdır. 43 dakika sabrettin 2 dakika mı sabredemedin. Bu durum futbolcu psikolojisini çok etkiler. Oğuzhan iyi oynuyordu demiyorum. Oğuzhan’ın dışarı alınma tercihi doğru ama zamanlaması kötü. Futbolcunun saha içerisindeki en büyük koruyucusu hocasıdır. Bence bu zaman olarak yanlış değişiklik. Hocası oyuncusuna böyle bir mesaj vermemeli. 43. dakikada yapılan bu değişiklik anlaşılır gibi değil.
GÜNEŞ’iN SiNYALi
Tam anlamıyla bir Şenol Güneş Bursa’sından bahsetmek mümkün mü?
Beşiktaş karşısında ortaya koydukları futbolla Bursaspor yavaş yavaş bir Şenol Güneş takımı haline geldiğinin sinyallerini veriyor.
HER MAÇI BU ŞEKİLDE KAZANAMAZSIN
Beşiktaş’ı nasıl buldunuz?Beşiktaş hem bireysel olarak hem de takım olarak rakibinden kat kat üstün bir takım. Bunu da 90 dakika izleme fırsatını bulduk. Fakat bireysel olarak da takım olarak da rakibinden üstün olmak çok bir şey ifade etmiyor. Bu takım pas yapabilecek, tempolu oynayacak bir takım.
TEST EDEMEDiLERAma bunları yapabilmenin en önemli unsurlarından bir tanesi zemin. Zemin nerede? Zemin ararken tarla ile karşılaştık. Mersin, Trabzon ve diğer zeminlerinde olduğu gibi. İnsan utanıyor. Bir Avrupa kupası maçının böyle bir zeminde oynanması beni bir Türk olarak, bir futbolsever olarak haddinden fazla rahatsız ediyor. Bu zemin nedeniyle Beşiktaş, kalesine sadece 1 defa gelen bir takıma, 1 puan kaybederek maçı tamamladı. Rakip, kaleci Tolga’yı test dahi edemedi.
Çünkü gelen tek top gol oldu. Bir yarışma yapılsa ve futbol nerede oynanmaz diye bir soru sorsalar, tek cevap Türkiye’deki bazı zeminler olur. Ki bunu söyleyen de doğru cevabı vermiş olur. Kazanırsın kaybedersin. Bunlar önemli değil. Öncelikle futbolun oynanması için ana unsurlarını ortaya çıkarmalıyız. Sonra gördüğümüz doğru ve yanlışları konuşalım.
ACİZ (!) MİYİZ?Futbolculara da taraftarlara da televizyondan izleyenlere de yazık. Türkiye böyle bir ülke değil. Büyük bir ülke. Türkiye, zeminlerini yapmaktan aciz bir ülke mi? Bu konuyu uzatmamın nedeni, bu maçta aklımda kalan tek şeyin zemin olması. Bu zeminlerden kim sorumlu bilmiyorum ama hepsinin bunu yapacak gücü ve parası var. Beşiktaş tempolu başladı, pozisyon üretti, Oğuzhan’ın harika frikiği direkten döndü, Gökhan çok çalıştı, Olcay denedi... Neticede maç berabere bitti ama Beşiktaş bir şey yapmadı dersek haksızlık olur. Beşiktaş, rakibinden önce zemine takıldı.
GALATASARAY maçta neyi yanlış yaptı Anderlecht neyi doğru yaptı?
Oyun olarak bakıldığında Galatasaray’ın, zaten neyi yanlış neyi doğru yaptığını çok net görebiliyorsunuz. Galatasaray 4’lü hatta 5’li sayılabilecek bir orta saha ile oyuna başlıyor ama bu futbolcular birbirinin kopyası gibi. Yani Selçuk, Melo, Dzemaili, Sneijder ve hatta Pandev... Yüksek temposu olmayan, kalitesi olan futbolcular. Topa sahip oluyorlar mı? Oluyorlar. Pas yapabiliyorlar mı? Evet. Şut atabilirler mi? Evet. Ama bunları yapmak için çabuk çıkmak, oyunun kanatlarını kullanabilmek, defans arkası koşu yapabilmek lazım. Peki, bu var mı? Yok. Yani Galatasaray, sezon başlarken iki transfer yaptı ama gerçek manada bu futbolculara ihtiyacı var mıydı? Çok fazla evet diyemeyiz. Böyle olunca Burak, zaman zaman da Pandev’i destekleyecek kimse yoktu. Galatasaray 4-4-2 başladığı oyunda en fazla kullanması gereken yerleri kullanamadı.
Peki rakibi? Rakibi, aşağı yukarı Galatasaray’ın ligde en son oynadığı Eskişehirspor gibi bir takım. Şampiyonlar Ligi’nde son yıllarda Galatasaray, hiçbir grupta bu kadar zayıf bir takımla karşılaşmadı. Yani eğer Anderlecht, Mitrovic’in yerine gerçek manada bir hücumcuya sahip olsa oyun 60. dakika 3-0 olabilirdi.
MACERA DEVAM EDER
Peki, Devler Ligi’nin geri kalanı için moral bozmaya gerek var mı?
Galatasaray ne kadar etkili olmaya çalıştıysa, bu topların yüzde 90’ı kanatlardan geldi. Bu Anderlecht muhtemelen bu grupta bir daha puan alamaz. Galatasaray’a gelince gerekirse mutlaka radikal değişikliğe gitmelidir. Çünkü birbirlerinin neredeyse aynısını oynayan futbolculardan kurulu kadro belki ligde iş yapabilir. Ama Şampiyonlar Ligi’nde çok zor.
Kısacası bütün bu görüntüye rağmen, şunu son derece iddialı olarak söylüyorum. Bu Anderlecht’i gördükten sonra, bu akşamki kadar etkisiz bir Galatasaray’ı da izledikten sonra Galatasaray Avrupa’da yoluna devam eder. Bu görüntüsüyle Şampiyonlar Ligi’ne çok zor ama bu Anderlecht’i gördükten sonra da en kötü UEFA Avrupa Ligi’ne devam eder. Benim için maçın özeti ise şudur: Bu akşamki alınan 1’er puan Galatasaray için bir ilk, Anderlecht için son puandır
AYNI OYUNCULAR
F.BAHÇE topla çok oynamasına karşın fazla pozisyon bulamadı. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
- Bir bal yapmayan arılar var, bir de bal yapan arılar var. Fenerbahçe’nin topla çok oynaması, tam olarak beklenen oyunu ortaya koyduğunu göstermez. İstatistiki veriler futbolda her zaman doğru sonuca işaret etmez. Fenerbahçe, rakip kim olursa olsun, hep topla daha fazla oynayan taraf oluyor. Ama Fenerbahçe çabukluk, üretken olma ve sonuca gitme konusunda sıkıntı yaşayabiliyor.
- Karşılaşmayı genel olarak nasıl değerlendirirsiniz?
- Kalite olarak belki beklediğimin altında kaldı ama atmosfer olarak tribün ve saha içi davranışları olarak beklentimin ve beklenenin çok üzerinde bir maç oldu. Bunun ilk sebebi futbolcuların saha içindeki iyi niyeti ve futbolcuya yakışır davranışları, ikinci olarak da bu davranışlara destek veren tribündeki Trabzonspor taraftarıydı. Her şeye rağmen yeni bir takım olan ve belki de ilk kez oynayan bir Trabzon olmasına rağmen teknik ekip Fenerbahçe’yi iyi analiz etmiş. Sahada gerçekten de akıllı bir Trabzonspor vardı. Bordo mavililer ne yaptı:
1-Kalesine yakın oyandı. Emenike, Sow ve Kuyt’ın defans arkası koşularını önledi.
2-Caner ve Gökhan’ın çıkışlarına müsaade etmedi.
Bu iki unsur Fenerbahçe’nin en önemli gol yolları. Ve Trabzonspor, bunları son derece başarılı tıkadı.
BÖYLE DERBi iSTiYORUZ
Bu grupta hiç şansları yok. Bizle oynayacakları iç saha maçlarında bir sürpriz yapabilirler mi? Zannetmiyorum. Bu maçtan sonra şu sonuca vardım. İzlanda ve Çek maçlarından 4’er puan aldığımız taktirde başka hesaplara bakmadan direkt olarak Fransa 16’ya gideriz. Bu maçtan sonra bu düşüncem bende çok net.
Burada iş bizim yapacaklarımıza kalıyor. Çünkü ülkede dumura uğrayan futbol sevgisi ancak milli takımla kulüp takımlarımızın Avrupa başarılarıyla geri dönebilir. Hazırlık maçlarının ne sonucu ne de oynanan futbolu puan maçlarına çok etkisi olan aktiviteler değildir. Bu düşüncelerle maçın başlamasını bekledim. İzlanda’nın 4-4-2’sine 3-4-3’le karşılık verdik. Doğru bir karardı. Fakat bu dizilişin çok önemli iki unsuru var.
1- Orta saha toplarını çok çabuk kullanacaksın.2- Defans arkası koşuları doğru yapacaksın.Peki, yapabildik mi? Hayır. Oyunu dar alanda kabullenmek aleyhimize oldu. Emre ve Selçuk’a partner olacak 4 isim ki bunlar Caner, Gökhan, Arda ve Olcan idi. Ancak orada çok sıkıntı yaşadık. Arda çok içeride kalınca sağ sanatlarını çok rahat kullandılar. Biz maçta ilk ciddi çıkışımızı ancak 42. dakikada yapabildik. Hava toplarında ve top kullanmada İzlanda’nın çok gerisinde kaldık. Milli Takım’ın beklenen performansı tabii ki bu değildi. Fakat bu takımda gözden geçirmemiz gereken çok detay var. Bu akşam ortaya çıkan sonuçlar Çek Cumhuriyeti ve İzlanda’ya en az bizim kadar ikincilik şansı yarattı.
TEK ÖNCELiK FRANSA
BU grupta şansımızın yüksek olarak devam etmesi için yani ilk 2 için şu çok net: Hollanda’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne kaybetmeyip iç saha maçlarını hiç tartışmasız mutlak kazanmamız gerekiyor. Neticede futboldur. Her türlü olayı yaşayabiliriz. Ama bu gerçekten hepimiz için bir şok başlangıç oldu. Benim ümidim yine de milli takımımız bu işin altından kalkacaktır. Maç kaybederiz, umutla hedefimizi asla kaybetmeyiz. Ve bu milli takımın bir tek hedefi vardır: 2016 Fransa. Ondan başka da hedefi olamaz.