iLK YARI
Beşiktaş-Fenerbahçe derbileri genelde futbol olarak taraftarları tatmin eder? Dün için de bunu söyleyebilir miyiz?
- Kesinlikle söylenebilir. Derbiye yakışan tempo, mücadele, agresiflik, hatta zaman zaman futbol oyun kurallarını aşan agresiflik ve heyecan vardı dün gece. Kısacası keyifli bir maçtı. Tek taraflı oynanan bir derbi değildi. Fenerbahçe’nin erken golüyle bir şok yaşayan Beşiktaş’a ikinci şok ise kırmızı kartla geldi. Buradan toparlanmak kolay değil. İlk yarıya bakıldığında Fenerbahçe çok iyi mi oynuyor? Hayır. Vasat oynuyor. Fenerbahçe iyi oynasa oyun daha farklı bir görüntüye gidebilirdi. İkinci yarıda ne olur bilinmez ama İsmail Kartal tehlikeli oyuncularını yanına almazsa maçta daha fazla kırmızı kart olabilir. Oyunun görüntüsü öyle.
- İsmail Kartal’ın dersini iyi çalıştığını belirtebilir miyiz? Kendi sol, rakibin yumuşak karnı olan sağ kanattan hücum etti, alanı da iyi kapattı.
- İsmail Kartal dersini iyi çalışmış, diğer tarafta ise Bilic dersini çok iyi çalışmamış. İlk yarı itibarıyla dersini iyi çalışan İsmail Kartal, sonucunu da aldı ve soyunma odasına 1-0 önde gitti. Beşiktaş’ın maç öncesi de zaaf doğurabilecek kanadı sağ taraftı. Şimdiye kadar Necip oynadığında önünde Gökhan Töre vardı. Beşiktaş’ın sağ kanadını kullananlar zaman zaman değişse de Gökhan Töre değişmiyordu. Kayseri maçından attığı goller nedeniyle moralli gelen Kerim ise ilk defa o bölümde oyuna başladı. Fenerbahçe ise bu yumuşak karnı, sadece Necip üzerinden değil, Caner’in çıkışlarıyla Kerim üzerinden de kullandı. Yani iki tane uyumsuz kanat oyuncusu, Fenerbahçe’ye avantaj sağladı. Bilic maçın başında Sow’un oynayacağını düşünerek Necip’i sağ bekte kullanmış olabilir. Ama Fenerbahçe’nin kadrosunu gördükten sonra bile kadroyu değiştirebilirdi. Eğer çabuk bir oyuncu olan Alper sol çizgide oynuyorsa, senin de elinde o bölgede daha önce kullandığın İsmail varsa onu kullanmalıydın. Bunu yapmayınca Beşiktaş, F.Bahçe’ye bir avantaj sağladı. Fenerbahçe de bunu iyi kullandı. İlk yarıda F.Bahçe daha fazla da gol atabilirdi. Beşiktaş’ın da pozisyonları vardı ama Beşiktaş, bildiğimiz Beşiktaş’tan uzaktı.
- Beşiktaş’ın ilk 45’teki zayıf oyununu sağ kanattaki bu yumuşak karna bağlayabilir miyiz?
- Sadece sağ kanattaki zayıflıktan bahsedersek doğru olmaz. Önemli olan F.Bahçe’nin o zafiyetten erken bir golle faydalanmasıydı. Eğer erken gol arsan, Beşiktaş gibi kırılganlığı olan takımda olumsuzluk yaşatabilirsiniz. Fenerbahçe de bunu yaptı. Zaten Beşiktaş da uzun süre o olumsuzluğu yaşadı.
iKiNCi YARI
Prandelli yine ilk 11’de önemli değişiklikler yaptı. Sabri takıma döndü. Sneijder ise yedek kulübesinde başladı. Kadro seçimini nasıl karşıladınız?
BUNLARIN bir sebebi olmalı. O niye oynuyor, bu niye oynamıyor? Bir sebebi olmalı; niye kamp üç güne çıkıyor? Oynayanlar kötüyse niye oynadılar? Oynamayanlar iyiyse bugüne kadar neden oynamadılar?
Bir sebebi olmalı ki bunlar neden şimdi uygulanıyor? Bir sebebi olmalı, karar vericiler mi değişti yoksa verilen kararlar mı? Bunlara cevap verilir mi?
Cevap verilirse, tutarlı ve inandırıcı olur mu? Galatasaray’da yeni bir yönetim işbaşına geldi. Hayırlı olsun. Bu yazdıklarım teknik konularla ilgili. Hücumu Türk oyunculardan oluşan Galatasaray, oyuna iştahlı başladı. Fakat iştahlı başlamak başka bir şey etkili başlamak başka bir şey. Bunu belirteyim. İştahlı ama etkili değildi. Taraftar sayı olarak değil ama destek manasında olumlu ve takımının yanında. Oyun ilerleyen dakikalarda ne olur bilinmez ancak bu uygulama kendi içinde ve dışında ne kadar destek görür, onu da bilemeyiz.
SNEIJDER BENiM iÇiN SORU iŞARETi!
Bunları yazarken dakikalar 19’u gösteriyordu. Galatasaray kazanır veya kazanamaz, bilemem. Bu uygulama uzun soluklu olur mu, bence imkânsıza yakın. Bunlar daha da uzun sıralanabilir. Fakat kulüpte yeni bir yönetim gelmiş, Florya’dan güzel görüntüler yansımış... Tüm bunlar Kasımpaşa maçını iyi bitirmek için güzel sinyaller. O bakımdan Kasımpaşa maçı çok önemli. Senin en azından hücumda kullanabileceğin Sneijder ve Umut gibi etkin adamların var.
Böyle bir günde Emre, Umut veya Olcan’ı oyunun devamında düşünebilirsin. Yani sonradan oyuna devam edecek Sneijder, benim için bir soru işareti.
Beşiktaş’ın oyuna başlangıcını nasıl değerlendirirsiniz?
CEVAP: Beşiktaş, iyiye yakın oynadığı Asteras maçında ve harika oynadığı Tottenham maçında 1’er puan aldı. En iyimser bakışla, Beşiktaş yoluna 2 puan kayıpla devam etti. Bu kayıp puanlara Veli sanki isyan edercesine öyle bir vurdu ki, ‘Bunları bu akşam (dün akşam) Belgrad’da telafi edeceğiz’ der gibiydi. Beşiktaş rahat oynuyor, pas yapıyor, pozisyon üretiyor. Biz de devamı gelsin diyoruz. Maçın akışı içerisinde sadece ‘Motta’nın gördüğü sarı kart tekere çomak sokar mı’ diye de düşünmeden edemiyoruz.
USTALAR VE ÇIRAKLAR
SORU: Oğuzhanlı ve Oğuzhansız Beşiktaş arasında büyük bir fark var mı?CEVAP: Beşiktaş’ın ligimizdeki takımlardan farkı şu: Sonuç ne olursa olsun basit ve çabuk oynuyor. Daha önemlisi paylaşmasını biliyor. Paylaşan takımda herkes oyundan zevk alır ve herkes oyunun içinde olur. Beşiktaş, bir veya iki oyuncudan skor değiştirmesini beklemiyor. Böyle olunca takım olgusu çok belirgin şekilde ön plana çıkıyor. Bu yazdıklarım Beşiktaş 1-0 öndeyken yazılanlar. Ama sonuç ne olursa olsun, tabela bu düşüncemi ve gerçeği asla değiştirmez.
Beşiktaş’ta oyun içerisinde ustabaşı yok. Ama çırak da yok. Herkes usta. Eğer bir ustabaşı arıyorsak onu saha içinde değil kulübede ayakta görebiliriz. Üzerine basa basa söylüyorum. Beşiktaş maçı kazanmazsa dahi bütün bunlar Beşiktaş’ın çıplak gerçeğidir. Sahada ustabaşı yok derken Olcay, Oğuzhan ve Demba Ba büyük bir ustalık keyfi vererek 2. golü yarattı. Ve ilk yarı bu sonuçla noktalandı.
HEM KALiTE HEM iYi ANALİZ
SORU: Bu galibiyet Bilic’in doğru analizi ve taktiği ile mi yoksa iki takım arasındaki kalite farkıyla mı açıklanmalı?
Bu şekilde ne hücum yapabilirdi, ne de savunma. Galatasaray’ın maça başlama 11’i ve saha dizilişi Alman rakibini durdurmak için asla yetmezdi, yetmedi de.
Kadro ve oyun sistemleri için ne düşüyorsunuz? Galatasaray’ın başlama 11’inde ne hatalıydı?
- Saha dizilişi ve oyuncu tercihleri bir analiz sonucu ortaya çıkar. Saha parselasyonu nasıl olmalı ve kimlerle olmalı? Galatasaray’ın saha dizilişini, bu kadroyla başarması mümkün olamazdı. Bu 11’i sahada nasıl kullanacaksın, nasıl hücum edeceksin? Önde Burak ve Pandev... Peki, bunlar nereden ve nasıl beslenecek? Sağda biraz Hamit gözüküyor, solda ise hiç. Yani hiçten kastım buraya zaman zaman Telles’in çıkışları var o kadar. Kanatları kullanamayacaksan, ön tarafta neden ikiliyle oynanır?
- Peki, tercihleri nasıl şekillendirmek lazımdı?
- Belki şu olabilirdi. Sol kanada Hakan ve Telles’i önlü arkalı koyup, sağ kanadı Hamit ve Bruma veya Olcan’la kullanabilirsin. Olcan ve Bruma birbirlerinin yerine oyun girebilecek hızlı ve aktif oyuncular. Orta sahada oynatmamaya yönelik bir düşüncen olursa ligde hiç beğenmediğimiz Dzemaili burada kullanabilirdin. Kısacası Galatasaray’ın maça başlama 11’i ve saha dizilişi Dortmund’u durdurmak için asla yetmezdi, yetmedi de.
DORTMUND İÇİN YETMEZ
- Galatasaray birbirinin aynısı iki gol yedi? Burada sadece defans mı kabahatli?
Hücumda statikti. Umut’un oyuna girmesi Galatasaray’a mı yoksa Fenerbahçe’ye mi yaradı, soru işaretiydi. Böylesi bir oyunda skoru ancak Sneijder gibi kaliteli bir yıldız değiştirebilirdi ve öyle de oldu.
İki hocanın kadro seçimi sizi şaşırt mı?
ÖNEMLİ olan kadroların beni şaşırtması değil. Özellikle Galatasaray, iyi analizler yapıp eğer bu seçimi yapıyorsa bunun beni şaşırtıp şaşırtmaması önemli değil. Ancak benim tercihlerim bu şekilde olmazdı.
Fenerbahçe’nin ise Emenike ile başlanması sürpriz olmadı. Çünkü Nijeryalı son maçlarda diyalgolrandan dolayı forma giyemedi.
İlk 45 hangi taraf istediğini sahaya yansıtabildi?Oyun ilk devre Fenerbahçe’nin kurgualdığı şekilde geçti. Galatasaray, hücumda çoğalmakta zorluk çekti. Özellikle orta alandaki Melo, Selçuk ve Dzemaili’nin rakip ceza sahasını iki şekilde tehlikeli kullanması gerekiyordu. Birincisi, attıkları paslarla, ikincisi de söz konusu bölgeye yapacakları girişler, koşular ve şutlar...
BU akşam rakibimiz, bizim için sorun yaratmayacak bir rakip olarak görülüyordu. Burada kazanarak arkasından oynayacağımız Kazakistan maçı, hem psikolojimizi düzeltecek hem de kendimizi toparlama süresi sağlayacaktı.
Oyunun hakimi biziz; öyle veya böyle pozisyonlar da yakalıyoruz ama gol vuruşları çok başarısız. Bu beraberlik sonrası bize puan kaybı sadece bir beraberlik olarak gözüküyor. Ve bundan daha önemlisi bu grupta artık bizim rakibimiz Hollanda!
Ayrıca bundan sonra maçlarımız ne kadar önemliyse Hollanda, Çek Cumhuriyeti ve İzlanda’nın kendi arasındaki maçlar da bir o kadar önemli.
ŞAKA GİBİ AMA TABLO DA BU
Bizim için en iyisi bu maçların hepsinin berabere bitmesi. Şu bir gerçek ki bu tablonun dışında gruptan çıkma şansımız yok. İlk ikiye bakın, üçüncülük için en önemli rakibimiz Hollanda ve onlarla oynayacağımız iki maç var. Sanki şaka gibi! Fakat tablo bu... Grup maçları başlamadan önce ilk ikinin favorisi olan bu iki takım büyük bir ihtimalle grup üçüncülüğü için çarpışacak.
POLEMİK BAZEN GERER
Medyayla yaşanan polemikler takıma nasıl yansıdı?
TÜRKİYE’nin maçtaki performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Oyuna harikulade iyi başladık. Görüntü olarak, her şey iyi gidiyor ve oyunun daha başı sayılabilecek bir bölümde ‘kenar topu nasıl kullanılır’ın örneğini Caner veriyor. ‘Bu toplara nasıl vurulur’ onu da Umut gösteriyor. Her şey çok güzel giderken, ilk yarıda tek uyuduğumuz pozisyonda bizden sayılabilecek biri uyumuyor; O da Sivok... Golü atıyor ve ‘Gole ancak bu kadar sevinebilirim, abartı yapamam’ diyor. Sonra yine tek hakim biziz. Sağdan, soldan, ortadan nefis ataklar, vurulup gol olmayanlar ve gol olacak vuruşları yapamamak bizde...
Futbolun adaletli bir oyun olmadığını 45 dakikanın sonunda görüyoruz. Bu tablo ortaya 1-1’lik skor çıkarıyorsa, futbolun gerçekten adaleti yoktur. Bu yarıda iyi yapmadığımız tek şey, bazen bize gol getirebilecek topları ya ezdik, ya da geç kullandık. Gayet tabii ki bu tablo içinde 45 dakikada kötü görüntü veren tek oyuncumuz yoktu.
OYUNA ADEM BÜYÜK ALINABİLİRDİ
İkinci devrede yaşanan düşüşün nedenleri size göre nelerdi?
Kırılgan takımız... İlk yarıyı önde kapatamamak, sanki bizi umutsuz kılan bir görüntüyle başlatıyor ikinci yarı... İkinci yarıda oyunu ilk 45 dakikadaki gibi devam ettiren Ozan var... İkinci goldeki pozisyonu hariç her şeye rağmen Caner var... Herkes birşeyler yapmak istiyor ama bir türlü ilk yarıdaki görüntüyü yakalayamıyoruz. Sonra değişiklikler başlıyor. Olcay Şahan ve Gökhan Töre çıkışında ben Oğuzhan ve Adem’in oyuna girmesini düşünürdüm. Kısacası siyah ve beyaz kadar farklı iki 45’er dakika oldu.
KADRO TERCİHİ DOĞRU
Yapılan kadro tercihi ile ilgili ne düşündünüz?.
GALATASARAY’ın savunma ve hücum hatlarıyla ilgili genel görüşünüz nedir?
- Galatasaray’ı sadece Süper Lig performansıyla değerlendirmek zaman kaybıdır. Daha önce de belirttiğim gibi Galatasaray defansını Türklerden oluşturmak zorundadır. Eğer bunu yapmazsa etkili hücum kurma şansı son derece azalır. Diyeceksiniz ki Chedjou iyi oynuyor. Evet Chedjou iyi değil, çok iyi oynuyor. Ama bir mecburiyetin varsa, birçok alternatifi düşünmek zorundasın. Galatasaray bir sezonda oynadığı maçların yüzde 90’ında hücum ağırlıklı oynamak zorunda.
- Elinde Hamit, Sabri, Hakan Balta ve Gökhan Zan gibi yıllarca hem Galatasaray’ı hem de Milli Takım’ı taşıyan futbolcular var. Bunlardan istifade etmezsen, Sneijder, Melo, Selçuk, Burak, Pandev, Bruma, Telles, Dzemaili, Olcan, Yasin, Umut gibi hücum etkinlikleri yüksek oyunculardan verim alma şansın da azalır. Avrupa ve derbi maçlarında bu uygulamadan vazgeçebilirsin, bu normaldir. Ama Türkiye Ligi için söylediklerim daha gerçekçidir. Galatasaray varlık içinde yokluk çeken zenginler gibi yaşıyor. Şu anda bunları yazarken, Galatasaray Burak ile golü buldu. Daha da goller bulabilir, bu çok önemli değil. Bu, bu yazdıklarımı ortadan kaldıracak bir gerçek olamaz.
‘3 GEKAS İLE OLMAZ’
- PRANDELLI yine değişik bir 11 ile sahaya çıktı. Bu doğru bir davranış mı?
- Sezon başından beri bakıyoruz, Galatasaray’da sürekliliği olan aşağı yukarı 5 kişi var. Bu normalde olması gerekenin çok altında... Bir takımın 8-9 sürekli oynayanı yoksa, bu ‘her hafta yeni bir 11’ demektir. Keza Galatasaray’ın takım savunma anlayışı da iyi değil. Olmaması da normaldir.
- Galatasaray’ın hücumcuları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Geçenlerde Akhisar’ın hocası diyor ki, “Biz Gekas’ı taşıyoruz o da bizi.” Galatasaray’ın hücum üçlüsüne bakalım; Burak, Galatasaray’a gelene kadar Trabzon’un Gekası’ydı. O ayrılınca Olcan o pozisyonu üstlendi. Yani bu isimler takımlarının hücumda etkili silahları ama defans anlayışında aynı derecede yoklar. Keza Yasin de geçen yıl Erciyes’in Gekası gibiydi. Her takım 1 Gekas taşıyabilir ama 3 Gekas asla!