Peygamberlerden örneklerle bir ‘Sufi’de bulunması gereken bazı özellikler 1

Peygamberler bize örnek olsun diye gönderilmiş en müstesna kimselerdir.

Haberin Devamı

Elbet onların ibretlik yaşamlarından aktarılanlar içerisinde hepimizin feyz alabileceği nice hikmetler vardır. Sufi geleneğinde bir ustanın(şeyh/mürşid) dervişlik/ustalık etmesi için bir evladına verdiği diplomada(ki buna icazet belgesi denir) bazen o ustanın sonrası için öğrencisine verdiği nasihat/dua da yer alır. Bu nasihatta, kazanılması/olgunlaştırılması öğütlenen hasletlerin(özellikler), bunları yaşam öyküleriyle en belirgin biçimde vurgulayan kimi Peygamberle birlikte zikredilmesi hoş bir adettir. Fakir de bu güzel gelenekten hareketle bugünkü yazımda ‘kamil insan’ olma yolundaki bir ‘Sufi’de bulunması gereken özelliklere değinmek istiyorum gönlümce. Șüphesiz mevzubahis Peygamberlerin güzel özellikleri zikredilenlerle sınırlı değildir, maksat yazımız için misal vermektir, fakirin yaptığım tercihlerin belki sizler tarafından farklı önceliklendirilebilir olması doğaldır, eklemeler de yapılabilir. Ve Hazreti Peygamberimiz’in(sav) tüm bahsi geçecek hasletleri en kamil şekilde taşıdığı inancımdır. ‘Sufi’ terimini ise Hakk yolunda, ahlakını güzelleştirme peşinde olan insan anlamında kullanıyorum. Bu bir hal meselesidir. Nice kullar vardır ki bir sufi kalbi taşırlar, nice tasavvuf okulu talibi de vardır ki henüz bu kullar kadar olamamıştırlar. O halde buyrun bakalım, ideal anlamda bir sufi nasıl olmalı, hangi nitelikleri kendinde toplama gayretinde olmalıdır:

 

Haberin Devamı

* Sufi’nin Hz.Adem(ra) gibi tevbesi olmalıdır: “Sonra Adem Rabbinden kelimeler öğrendi (ve onlarla Rabbine tevbe etti), Rabbi de onun tevbesini kabul etti. İşte O(Allah) Tevvab’dır(tevbeleri çokça kabul eden), Rahim’dir(en merhametli)” (Bakara 2:37) Hz.Adem, Rabbinin emrini ihlal edip yasak elmayı yedikten sonra, iblis gibi günahını Allah’a isnad etme küstahlığında bulunmamış, tevbe etmiştir. Sufi de sürekli amellerinin muhasebesini yapıp, hata ve günahlarını farkedip, acziyetinden Allah’a sığınarak tevbe kapısında kul olmayı bilmelidir.

* Sufi, Hz.Nuh(ra) gibi hizmet ehli olmalıdır: Ki Hazret tufandan sığınmaları için bütün mahlukata gemi yapmış. Zalimler onunla alay etmiş, horlamış lakin sonunda hepsi boğulmuş. Hz.Nuh’un gemisine binen kurtulmuş. “Böylece onu ve onunla beraber olanları, dolu bir gemi içinde kurtardık” (Șuara 26:119) Sufi de tüm mevcudata elinden gelen hizmeti yapma gayretinde ve bilhassa da inananların zalimler karşısındaki en güvenilir bir sığıngahı olmalıdır.

Haberin Devamı

* Sufi, Hz.İbrahim(ra) gibi cömert olmalıdır: “Kişi dostunun dininde ve inancındadır”(Derviş Baba) Sufi’nin sofrası Halil(dost) İbrahim sofrası gibi olmalıdır. Dost sofrasında herşey cömertçe paylaşılır. Zaten mülk Allah’ındır. “Hz.İbrahim’in ikram edilen misafirlerinin haberi sana geldi mi?” (Zariyat 51:24) İbrahim a.s. Allah’ın rızası uğruna en sevdiği evladını bile kurban etmeye hazırdır. O, öyle cömert bir dosttur. “…Ve kim nefsinin cimriliğinden kendini korursa; onlar felaha (kurtuluşa) erenlerdir” (Teğabun 64:16) Cimriler ise cennetin kokusunu dahi alamazlar.

* Sufi, Hz.İsmail (diğer bir rivayete göre Hz.İshak)(ra) gibi Rabbine teslim olmalıdır: ”Böylece onunla beraber çalışma çağına eriştiği zaman dedi ki: ‘Ey oğulcuğum! Gerçekten ben, uykuda seni boğazladığımı gördüm. Haydi bak (bir düşün). Bu konudaki görüşün nedir?’ (İsmail A.S): ‘Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın’ dedi” (Saffat 37:102) Hakk yolunda canı başı teslim etmekten daha öte bilmem bir teslimiyet var mıdır? Kabe’nin inşasında bulunmak ancak böylesi teslimiyet içindeki kullara yaraşır. Sufi, gönül Kabesini Allah’a teslimiyetle inşa edendir. “Alemlere sığmadım, bir mümin kulumun kalbine sığdım” (Hadis-i Șerif, İhya/Gazali)

Haberin Devamı

* Sufi, Hz.Yakup(ra) gibi kusurlara kör olmalıdır: Hazret, diğer evlatlarının kardeşleri Yusuf’u kurdun kaptığı yalan haberine sabırla göz yumdu. “Onlardan yüz çevirdi ve ‘Vah Yusuf’a vah’ dedi. Artık o üzüntüsünü sakladığı halde hüzünden gözleri ağardı” Sufi de bazı nahoş görünen gerçekleri kalbinde bilse bile, kesin delil sahibi olmaksızın yargıda bulunmamalı, kusurları örtücü olup hüsnü zanla bakmaya gayret etmeli, sabır göstermelidir. Nihayet “Allah’ta hayırsız bir şey yoktur” derler.

* Sufi, Hz.Yusuf(ra) gibi edepli olmalıdır: Yusuf a.s.’nin güzelliği dillere destandır, ki güzelliğin en güzeli huy güzelliğidir. Kendisini arzulayan cilveli Züleyha karşısında edebini muhafaza etmeyi bilmiş, edebiyle girdiği her ortamda güzeli, doğruyu sevenlere kendini sevdirmiştir. “Güzel bakmak sevaptır” yeter ki edep üzere olsun mahlukat, o öyle güzeldir görene; “Allah güzeldir, güzeli sever” (Hadis-i Șerif, Müslim) “Edeb bir tac imiş Nur-u Hüda’dan, giy ol tacı emin ol her beladan, edeb iledir nizam-ı alem, edeb iledir kemal-i adem”…

 

Haberin Devamı

Haftaya da diğer bazı Peygamberlerden örneklerle devam edelim inşallah güzelleşmeye… Selam!

 

Musa Dede / GÖLGENİN HAKİKATİ

 

 

Yazarın Tüm Yazıları