Paylaş
"Sen gülce bilirsin, ne diyor dinle şu güller" (Râbia Hatun)
Bahar geldi, mayıs aylardan… Bilirim, gül zamanı yakın! Takvim yapraklarında haberin; 23 Nisan 'Regaip Kandili'yle sanki açıldı kapıları bahçenin.. 24 Nisan cuma 'Çiçek fırtınası' ve ipek böceğinin kozadan çıkması, 26 Nisan pazar arıların doğurma, gül ağaçlarının bakım zamanı… Ben gül deyince gönül anlarım. Madem bakım zamanı; aşk ile dokunmalı, şiirler okunmalı, gönlü uyandırmalı!
- Güzel yüzün görülmezdi / Bu aşk bende dirilmezdi / Güle kıymet verilmezdi / Âşık ve ma'şuk olmasa (Âşık Veysel)
- Açılalım güller ile / Ötelim bülbüller ile / Diyelim pâk diller ile / Lâilâheillâllah (Aziz Mahmud Hüdâyî)
Bu haftanın tarihçesi; 27si pazartesi kalem aşısı, 29 çarşamba serçelerin yavrulama zamanı, derken 1 mayıs cuma 'Bahar bayramı'. Bugün pazar 'Dünya çiçekçiler günü' ve nihayet 6 mayıs çarşamba kapıda 'Hıdrellez' (Büyük saatli maarif takvimi).. Öyleyse Hızır-İlyas sabahı gül ağaçları dibinde niyet açıp mani söylemek adet; bülbül gibi gülden söylemek gerek..
- Girem denize gark'olam, ne elif, ne mim, dal olan / Dost bağında bülbül olam, güllerin derem, yürüyem (Yunus Emre)
- Gülden kurulmuş bir çadır / İçinde ni'meti hazır / Kapıcısı İlyas Hızır / Nânı şarabı güldür gül (Ümmî Sinan)
Gül ki aşkın sembolü, hal diliyle konuşur. Bülbül onun sesidir, anlatır da anlatır. Nağmeleri dağ, tepe, yaylalarda, kırlarda yankılanır. Hikayesi dillerde dolaşır. Aşk bulaşır, gönüller hoş olur..
- Nağmesinde bülbülün fehm-i maâni idemez / Gül yüzün vasfında bu hüsn-i beyânı bilmeyen (Necâti Bey)
- Benim gönlüm gibi âyâ olur mu bülbül-i gûyâ / Gelir mi sana benzer yâ aceb bir pâk dâmen gül (Hayretî)
Hele o kan kırmızı goncası gülün, adeta bir kor parçası, katmer katmer dağlar gönülleri. Yanmadan aşk olmazmış. Ateşi yakar da yakar, kalmaz andan gayrısı. Aşıklar gibi kıskançtır gül, tükenmesi kurtuluşudur bülbülün..
- Sen ey bülbül kebâb-ı âteş-i aşk-ı gül olmuşsun / Be yana yana hey miskin nedir hâlin kül olmuşsun (Hayalî)
- Derd-i hâre katlananlar buldu bu kez sohbetin / Gülistân-ı Hû'dayım, gülden nasibim var benim (Derviş Osman Hakikizâde)
Gül sevgilidir, sevilendir, yanağındadır, yanındadır, içindedir, içindesindir; hem birdir, hem de renk renk, türlü türlü.. Aşıkların gülü her dem tazedir!
- Bir aceb hayrette kaldım kim gül-i ruhsârına / Bakmasam gönlüm baksam nâzenînim incinir (Şeyh Galip)
- Her kimin kim hemdemi gül yüzlü bir canân olur / Hânesi cennet gibi daim bahâristan olur (Ahmed Paşa)
Kendinden önce kokusu varır gülün, ayartır seni, bir özlem ki kavuşsan bir türlü, kavuşmasan bir türlü. Gülün peşine düşüşe uyanış, gülün peşinden gidişe yol derler bu alemde..
- Der ki Âşık Ömer açıldı güller / Cennet misal oldu sahralar çöller / Seyrü sülûk etti hep ehlidiller / Sen niçin çıkmazsın seyrana dostum (Âşık Ömer)
- Mecnun'a dönmüşüm bilmem gezdiğim / Dağlar mıdır, sahra mıdır, yol mudur / Dostumun bağına girip dizdiğim / Lâle midir, sünbül müdür, gül müdür (Gevherî)
Gül ki goncası Cemal, dikeni Celal, ayrılmaz ikisi. Sevenler bir olur, cuş eder, tüter buğusu..
- Gülistanın güli sensüz dikendür / Bana cân sensüz ey, cânân gerekmez (Seyyid Nesîmî)
- Gül dikensiz bitmezmiş / Bülbül gülsüz ötmezmiş / İşe güce yetmezmiş / Eli, yârdan ayrılanın (Karacaoğlan)
Hey canım gül, ne güzel söyletirsin, koktu tenin, yakınsın demek. Dudağının bir büklümü için, ne dikenlere katlandık.. Özledik! Umudunla beslendik. Bekledik. Sabrı öğrenmenin yokmuş aşktan gayrı rehberi.. Arif dedi; Diken gülün müjdecisi değil mi? Bak, geldi nevbahar! Unutulur çekilenler kavuşunca yarenler.. Yaşamadan olmazdı ki!
- Yine sordum çiçeğe, 'Gül sizin neniz olur' / Çiçek eydür 'Ey derviş, gül Muhammed teridir' (Yunus Emre)
- Aşkın gül açan, bülbül öten vaktinde / Yâranla tarab, yâr ile sohbet dileriz (Yahya Kemal)
Varlığında, yokluğunda, yaprak yaprak hecelerim, aciz kaldılar seni methetmeye, ne gam, hayat böylece geçti. Yolun sonuna doğru gül bahçesi göründü amma erişmeye yetmezse kalan az takatim, lütfedin de Erenler cesedimi bari, gülistana gömün…
- Gül ismini evrâd et var derd ile feryâd et / Feryâd ile mu'tâd et vuslat bulasın sen de (Sezâyi-î Gülşenî)
- Devr'edüp vahdet diyarından gelüp işbu ile / Biz bekâ bülbülleriyiz konmayız her bir güle (Salih Baba)
Güllerin içinden, aşk ile Hu!
mini sözlük : Ma'şuk; sevilen / Gark'olmak; gömülmek, batmak / Nân; ekmek / Fehm; anlayış / Maâni; deyibilim / Vasf; nitelik / Hüsn; güzellik / Beyân; bildirme / Ayâ; hayret / Gûyâ; sanki / Aceb; acayip / Pâk dâmen; eteği temiz, namuslu / Hâr; yakıcı, diken / Ruhsâr; yanak, çehre / Nâzenîn; narin, nazlı / Hemdem; arkadaş / Seyrü sülûk; bir terbiye(tarikat) yoluna girip devam etme / Ehlidil; gönül erbabı / Seyran; bakıp seretme / Eydür; dedi / Yâran; dostlar / Tarab; şenlik / Evrad; vird, zikir / Mu'tad; adet / Vuslat; sevgiliye kavuşma / Devr; dönme / Vahdet; birlik / Bekâ; ölmezlik
Paylaş