Paylaş
İnsanlarımız kurtuldular! Sevinçliyim! Kendileri ve aileleri adına, sevenleri adına, ülkem, milletim adına, insanlık adına… Sevinçliyim! Biz orada tutsaktık, elimiz kolumuz bağlıydı. Kardeşlerimiz, Arap, Kürt, Türkmen, Ezidi, hatta yabancı ülke gazetecileri vahşice katl'edilirken hem kahr'oluyor hem de ülkemizi temsil makamındaki canlarımız için endişeleniyorduk. IŞİD'e söz geçirebilen olmadığı düşüncesi kaygımızı artırıyor, ümitlerimizi azaltıyordu. Allah'a sığınmıştık, dua ediyorduk. 101 gün sonra geldi sevinçli haber. Öylesine bir sayı değil bu, nişaneleriyle birlikte taneleri 101 eden bir zikir tesbihi boyunca çile doldurdular. Parmaklar imameye ulaştı ve serbest kaldılar. Temiz gönüllü birilerinin duası kabul olundu adeta. Tüm vesile olanları yürekten tebrik ediyorum!
Bu hacetle devletimiz birinci ağızdan müjdeli açıklamalar yaptı. Gururlanmak hakkımız. Şükretmek borcumuz! Umarım altından kalkması güç başkaca borcumuz olmamıştır. Çiçeği burnunda Sayın Başbakanımız tek bir vatandaşımızın burnunun dahi kanamamasından haklı bir övgüyle bahs'ederken ayrıca umutlandım fakir de.. Lakin oldum olası ülkemde insan yaşamının olması gerekenden ucuz olduğunu düşünür, üzülürdüm. Zengin batılı ülke vatandaşlarının yabancı ülkelerde düştüğü müşkül durumlarda devletlerinin onlara ne derecede sahip çıktığını görür, içerlenirdim. Yıllarca tepesinde "diğer ülkeler" yazılı pasaport kuyruklarında sıra beklemek içimizi acıtsa da köklü geçmişimizden, derin kültürümüzden gelen onurumuz şükür zedelenmedi. Kader utansındı. Gayret edersek, Allah'ın yardımıyla hak'edeceğimiz yere geleceğimize inancım zaman zaman zayıflasa da hiç tükenmedi. Ve şimdi bu olayı bir milat olarak kabul etmeye çok hevesliyim. Zaman geldi!
Cesaretlendik. Artık daha talepkar olacağız. "Biz özgürlüklere değer veren bir ülkenin çocuklarıyız" diyeceğiz. Birimizin burnu kanasa, dünyanın neresinde olursak olalım, devletimizin bize sahip çıkacağını bileceğiz. En iyi sağlık hizmetlerinden faydalanacağız. Mesela hastahane koridorlarında mağdur olan her birey haklı olarak şunu diyebilecek; "Ben daha iyisini hak'ediyorum, burası Türkiye Cumhuriyeti ve ben bir Türk vatandaşıyım, her şeyden önce de insanım.". Aynı şekilde adliye koridorlarında, polis karakollarında, sokaklarda, herhangi bir ihmale, haksızlığa, kötü muameleye, ayrımcılığa uğramayayazalım, ayağa kalkıp "Hop" diyeceğiz, "Burası muz cumhuriyeti değil!". En iyi eğitimi talep edeceğiz, olabilecek en iyi yaşam şartlarını, en insancıl çalışma koşullarını, en temiz enerji kaynaklarını, en kaliteli besinleri, adaleti, güzellikleri… Paylaşacağız. Çıta yükseldi artık. Bugünkü başarımızla birlikte beyan ettiğimiz mantalite hem insana verdiğimiz değerin teminatı, hem de dünya nezdinde itibarımızın yükselmesinin haklı müjdecisidir.
Nasıl gururlanmayalım ki? Hem insanlarımızı zalimlerin elinden kurtaracak beceriyi sergileyebilmişiz, hem de on binlerce insana ırk, din, mezhep ayırımı yapmadan kucak açmadayız. Elindekini, avucundakini, ekmeğini, imkanlarını, toprağını paylaşma büyüklüğünü gösteren bu halka hayranlık duyuyor dünya, düşmanlar ise kıskanıyor. Bu noktada istikrarlı olmak çok önemli. Küçük hesapları bırakalım. Az daha pekiştirdik mi saygınlığımızı, az daha artırdık mı gayretimizi fani dünyanın ibretlik ülkelerinden olacağız. Sözü dinlenen, saygınlığı olan, güvenilen, örnek alınan.. İnsanlıkta, bilimde, ekonomide, sanayide, tarımda, eğitimde, sanatta, refahta, birlikte ileri… Şemsiyemiz altına girmek isteyenler artacak, dolayısıyla sorumluluğumuz da. Allah utandırmasın! Bu potansiyeli gerçekleştirmeye bakmalı, her birey kıymetli. Yalnız unutmayalım; vatandaş olarak ülkemize borcumuzu ödemeli, refaha katkıda bulunmalı, elimizi taşın altına koymalı ki, kendi ülkemizde sömürgeci konumuna düşmemeli! Ufak tefek kusurlar karşısında müsamahalı, yapıcı olmayı da önemsiyorum fakir..
Ülkem bunları gerçekleştirecek. Hep birlikte yapacağız. "Daha önceleri nerelerdeydiniz?" diye soracaklar. Biz de şaşıracağız, onlar da şaşıracaklar! Normaldir. Allah yapar, kullar şaşar… Buna vesile olmaya gönüllü değil misiniz? Kendimizinki de dahil, daha kurtarılacak çok can var. Heba edilemeyecek kadar değerli elimizdeki fırsat. Lütuf! Belki de şu batan dünyada "Nuh'un gemisi" olmak bize düşecek bu sefer. Öyleyse; Haydi kaptan, bu çalkantılı denizde, ulaştır bizi menzile! Sevincimiz baki olsun… Hu
Musa Dede
Paylaş