Paylaş
Cumartesi günü, Hürriyet Ankara’nın manşeti; ‘BİR ENGEL DE SİZ OLMAYIN’dı. Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi, bu hafta için ‘kutlama değil farkındalığı artırma’ tanımlaması yaparken yine konfederasyon yöneticileri de günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları anlatıyordu.
*
Yerel seçim öncesi 21 Mart’taki köşe yazımda da ‘ENGELLİLER ÜVEY EVLAT MI?’ başlığını atmış, aday olan isimlerden hiç gür sesle engellilerin kentte günlük yaşamını kolaylaştıracak proje ve vaatlerin çıkmadığına dikkat çekmiştim.
*
Günler aylar geçse de her şey değişse de sorunlar değişmiyor. Hep aynı noktaya geliyor hep aynı şeyleri konuşuyoruz. Görünen o ki Ankara’nın da ‘engelsiz bir kent’ olması için önünde uzun yolları ve yılları var.
*
Belediyelerin birçoğu engellilere yönelik sosyal ve kültürel aktivite imkânı sunuyor. Bu çok güzel... Ancak burada en büyük önemli nokta ‘erişilebilirlik.’ Erişemedikten sonra anlamı kalmıyor...
*
Tekerlekli sandalye ile yaşayan bir kişi evinden kendi çabasıyla çıkıp, toplu taşıma ile bir yere gidip geri dönemiyorsa çok bir şey söylemenin manası yok.
*
Sarı şeritli iz yolu olmayan engelli rampası bulunmayan kaldırımdan belediye sorumlu olduğu kadar, arabasını getirip kaldırıma park eden vatandaş, dükkânındaki malını kaldırımın ortasına çıkaran esnaf da bu işten sorumlu.
*
Yıllar önce engelli bir vatandaş ile sohbet ederken, “Otobüslerin pik saatlerini tercih etmemeye çalışıyorum. Şoförün inip asansörü açmak için harcadığı süreye, benim dolu otobüse tekerlekli sandalyem ile binme çabama bile kötü bakanlar oluyor” demişti.
*
Yönetenler kadar kentte yaşayanların da bakış açısı değişmeli.
*
Bir de engeli yüzünden ekonomik zorluk çeken ve dilenenler var. Bu kentte dilenen değil direnen engelliler için de çabaya ihtiyacımız var...
*
Çalıştaylar, paylaşımlar, söylemler yerine engelliler için somut adımlar olsun.
Sorunlar, farkındalıklar bir hafta değil her hafta konuşulsun, unutulmasın...
BİR ZABITA BELEDİYE BAŞKANINA ANCAK BÖYLE ZARAR VEREBİLİRDİ
Mamak Belediyesi zabıtası, geçen hafta iki olayla gündeme geldi. Birincisi bir seyyar satıcının mallarıyla birlikte aracının çekiciye yüklenerek götürülmesi esnasında yaşananlardı. İkinci olay ise Gülveren Pazarı’nda esnaf ile zabıtanın küfürlü arbedesi.
*
Seyyar satıcının aracı götürülmek istenirken o anları kaydeden bir vatandaş çekimin yasak olduğunu belirten zabıtaya, “Ben milletim” derken zabıta da “Ne milleti? Başlatma milletine şimdi, çekme” diyerek vatandaşın üzerine yürüyordu. Seyyar satıcı da çocuğunun otizmli olduğunu belirterek ekmek parası kazanmaya çalıştığını anlatıyordu. Vergisini veren esnaf ile seyyar satış yapan tartışması işin başka bir boyutu. Ancak zabıtanın olaya yaklaşımının hatalı olduğu net.
*
Seçim sonrası partisi ve başkanı değişen bir belediye ne yapacak diye merak edilir... Her iki olaya da bakınca böyle bir süreçte ‘bir zabıta belediye başkanına ancak böyle zarar verebilirdi’ dedim.
Paylaş