Paylaş
Son zamanlarda dünyamızdaki trend, şeker denilen bu zararlıyı tamamen sıfırlama üzerine. Şekeri çoluk çocuk hepimiz çok seviyoruz malum. Tatlısız yapamıyoruz. Ama tez antitezini de yaratıyor işte. Şekerin zararları çoğaldıkça şekersiz tariflerde de artış yaşanıyor. Menülerde şeker ya da glüten içermeyen sağlıklı yemek ve tatlılara daha sık rastlar olduk. Ne güzel ki dünyada ve bizde şekersiz beslenme giderek artıyor. Damak tadımıza da uygun üstelik. Bu da iyi haber. Memlekette de diyetisyen ve doktorlar bu konuda harıl harıl çalışmakta. Elime son günlerde bir çok şekersiz tarif kitabı geçti. Mesela diyetisyen Seçil Kenar’ın ‘Sağlıklı Atıştır’ kitabı bunlardan biri. Kitapta 50 tane damak tadına uygun kek, kurabiye, krep gibi sıfır şekerle hazırlanan tarifler var. Tatları da gayet güzel. Chialı ya da yaban mersinli kek bu tariflerden ikisi. Mesela keçiboynuzu unundan kurabiye. Son derece sağlıklı. Peki şeker yerine ne kullanılmakta? Elma suyu, pekmez, bildiğimiz hurmanın suyu ve bal gibi antin kuntin olmayan, bakkalda markette gayet rahat bulunabilen ürünler. Şekersiz tatlı ya da atıştırmalıkları yapması da son derece kolay. Üstelik hem iştah kapatıcı, hem düşük kalorili, hem sağlıklı, hem de zararsız yiyecekler. Bir de tatlıya olan istek ve düşkünlüğümüzü de azaltıyor. E daha ne olsun! Unutmayın ki artık şekersiz yaşama merhaba dememizin zamanı geldi.
Belgrad ’ta gezeriken…
‘Beyaz Şehir’ manasına gelen Belgrad ya da Beograd memleketimize yakınlığıyla pek bi’ ilgi çekiyor malum. Tuna ve Sava bir köşede sessiz sedasız akarken cadde ve sokaklarında bol bol Türkçe duyuyor olmam bunun en büyük kanıtı. Pasaportunu, vizesini cebine koyan özellikle daha ucuz yerlere akın ediyor. Bunların başında da Belgrad gibi hem yakın, hem de ucuz yerler geliyor. Ucuzdu demek daha doğru sanırım. İki yıl önce burada bulunduğum sırada neredeyse küçük bir fil yavrusu gibi yer, müthiş cüzzi paralar ödeyerek mekandan çıkar giderdim. Şimdi pek öyle olmadı. Bunda en büyük unsur elbette ki bizdeki anormal ölçülerdeki kur artışı. Gerçi sezondur deyip, bizim deniz kıyısı işletmeler gibi fiyatları yükseltmiş de olabilir Belgrad esnafı. Neyse. Belgrad ’taki Türk izleri de elbette ki çok dikkat çekici. Kalenin girişinde bir sokak müzisyeninden duyduğum ‘Üsküdar’a gideriken’ şarkısını duymak beni hayli etkiledi açıkçası. Bir başka etkilendiğim unsur da, 15 Temmuz darbe girişimine yönelik TİKA’nın fotoğraflı açık hava sergisi. Hayli dikkat çekiciydi. Bu sergide Türkiye’de afişlerde kullanılan çizimlerin aksine, O gece çekilen gerçek fotoğraflar kullanılmış. Yemyeşil ağaçlar, parklar, bahçeler burada da bol bol boy gösteriyor. Anladığım ve gördüğüm kadarıyla yazları Balkanlar, Yunan Adaları’ndan sonra ziyaret edilen ikinci önemli destinasyon. Tabii bunda kültürlerimizin ve ağız tadımızın neredeyse aynı olmasının etkisi çok büyük.
Paylaş