Paylaş
Bayburt’un Bayraktar Köyü. Eski adıyla Baksı Köyü. Çünkü biliyor musunuz ki, bu 80 haneli köyde şahane bir kültür sarayı bulunuyor. Prof. Hüsamettin Koçan’ın devletten tek kuruş almadan kurduğu bir müze bu; Baksı Müzesi. Hani ‘dağın başında’ denir ya aynen o hesap. Sağı, solu her tarafı dağ – tepe. Hüsamettin Hoca 71 yıl önce bu köyde doğmuş, büyümüş, buradan çıkmış, okumuş, büyük adam olmuş ve baba ocağına saygıyla, varını yoğunu yatırıp bu masalsı müzeyi kurmuş. 22 ülkeden 73 müzeyi geride bırakarak Avrupa Konseyi’nin 2014 Müze Ödülü’ne de layık görülmüş. Ne büyük bir gurur bu! Ve yıllar evvel toprağına kazandırdığı müzede şimdi ilk kişisel sergisini açtı Hoca. Aslında bu onun 44. Kişisel sergisi. Adı; Ayağımdaki Diken. Konusuysa, Anadolu insanının çok yakından bildiği bir kavram: Göç. Hüsamettin Hoca’nın hayatından izler taşıyan eserlerle dolu müze. Gidenin hasretle beklendiği, hatta gidenin dönemediği coğrafyalarda eskiye, anılara tutkuyla bağlılığın sergisi Ayağımdaki Diken. En basit, en sade anlatımıyla geçmiş ve geçmişe dair anlatılara yer veriyor Hoca. Aslında Hoca’nın kendi yaşamına bakışı ve anılarıyla yeniden tanışması gibi. Belki de bir arınma. Mesela resimde şahane işler başarmış, güzel sanatlar fakültelerine dekanlık yapmış bir sanatçının resim dersinin ‘orta’ ile değerlendirilmesi de ayrı bir ironi. İşte o karne de sergileniyor müzede. Baksı Müzesi evet çok kolay ulaşılabilir bir yer değil. Elbette ‘orada bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür’ edebiyatı da yapmak istemem ama hani yolunuz düşmüyorsa bile biraz fedakarlıkla, özveriyle yolunuzu Baksı’ya düşürün lütfen. Hem müzeyi görüp hayran kalırsınız, hem de Hüsamettin Hoca’nın ‘Ayağımdaki Diken’ kişisel sergisiyle bir Anadolu yolculuğuna çıkarsınız. Sergiyi Kasım’a kadar görebilirsiniz. Gezerken kendinizden de mutlaka bir şeyler bulacaksınız
Bir yiğit delikanlı ve bir yiğit kadın
Prof. Hüsamettin Koçan bir yiğit adam. Eşi Oya Koçan da Ankara’da doğup büyümüş Anadolu’ya gönül vermiş bir yiğit kadın. Hüsamettin Hoca köyüne, doğduğu topraklara, ailesine vefa borcunu ödemek için, köylüsüne istihdam sağlamak için neredeyse varını yoğunu harcamış, bildiği işi yani sanatını buraya getirmiş. Sadece Baksı’nın Bayraktar’ın değil, Bayburt’un da kaderini değiştirmeye adım atmış. Milyon dolarlar harcayarak, göç veren bölgeye bu sivil girişim damarıyla kan götürmek istemiş. Çocuklar babasından uzak büyümesin, köy ortamı bozulmasın istemiş, iyi de yapmış. Dağın tepesinde eşsiz bir yapı Baksı Müzesi! Buraya kim, neden bu şahane binayı yapar ki diye soruyor insan, ister istemez. Bir tepelik üzerine kurulu. Dağı,taşı,ovayı seyrederken, Çoruh Nehri’nin dingin sesi vadiye yayılırken, gökyüzü maviliği yerini turunculuğa bırakırken sadece şaşıp kalmıyorsunuz doğaya, dünyaya, Anadolu’ya…Kendinizi keşfetmek için belki de ilk gerçek adımı da atıyorsunuz. Doğanın kudreti, Hüsamettin Hoca’nın inadıyla dans ediyor adeta burada. Metropoldeki şahane hayatından doğduğu köye giden yolculuğunu siz de yapıyorsunuz. Neyin peşindeyim, ne yapıyorum, ne yapmak istiyorum sorusunun Baksı Müzesi’nin konuk evlerinden vadiye bakarken kafanızı, beyninizi tırmalamaması imkansız. Eşsiz bir terapi mekanı. Çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarını buluşturmuş müzeyi kuran, kurduran, ona ön ayak olan Hüsamettin Hoca’mın ellerinden saygıyla öpüyorum.
Bayburt’ lu kadınlar, müjde!
Baksı Kültür ve Sanat Vakfı’nın da yeni projeleri olması da çok heyecan verici. Tabii hükümetin, belediyenin destek konusunda da çok istekli olması gerekiyor. Mesela Maliye Bakanı ve aynı zamanda Bayburt milletvekili Naci Ağbal ’ın sergi açılışı için Baksı ’ya gelmesi, öte yandan Erzurum doğumlu İstanbul Milletvekili Belma Satır’ın da Baksı ’da bulunması, açılışta yöre insanıyla orada olması, şahane hareketti. Aynı şekilde kimi yerel yönetici ve siyasetçilerin bu konudaki duyarlılığı göz yaşartıcı.
İşte bu sivil erkanı heyecanlandıracak ve onların destek verecekleri başka bir proje daha: Bayburt Kadın İstihdam Merkezi. Hüsamettin Hoca, bu merkezi kurmak için de startı vermek üzere. Bu da özellikle yöre kadınları için şahane bir haber. Çoruh’un kıyısında şahane bir merkez olacak bu. Ehram, kilim gibi geleneksel ürünler üretilecek, eğitimler verilecek ve kadınlarımız iş ve imkan sahibi olacaklar. Tabanlıoğlu ‘ndan Melkan Gürsel Hanımefendinin projesini çizdiği bu şaheser de güzelliğiyle ünlü Bayburt’a bir güzellik daha katacaktır.
Paylaş