Larin’in pozisyonunda penaltı kararı doğru mu?
Larin-Rossi mücadelesinde iki oyuncu neredeyse yapışık derecede birbirine yakın ve topa müdahale arzusundalar. Top, Rossi’den sekerek Larin’in eline geliyor. En önemli kriterlerden biri, her şeyden önce “beklenmedik top” olması. Rossi’ye markajda bulunmaya çalışan Larin’in elleri vücuda yakın ve rakibini savunma refleksiyle doğal konumda. Larin’in elini hatalı kullanması da söz konusu değil. Yanlış karar.
VAR penaltı kararına karışmalı mıydı?
Protokolün tartışıldığı en önemli noktalardan biri “elle oynamalar”. Protokol, “Faullü müdahalenin şiddeti, ofsaytta oyuna müdahale, elle oynama yorumları” kararlarını subjektiflik barındıran olarak tanımlıyor. Dolayısıyla açık ve bariz kasıtlı bir elle oynama yoksa protokole göre VAR direkt müdahale edemiyor. Kısacası, top ele çarptıysa “VAR’a karışma” diyor.
Hakem, verdiği karar için elbette VAR ile istişarede bulunuyor ve ne gördüğünü anlatıyor. Hakemin görmediği farklı bir ihlal yoksa ve gördüğü şekliyle subjektif yorumuna VAR tavsiye veremez.
ACIMASIZLIK iÇEREN ŞiDDET YOK: SARI
Necip Uysal’ın sakatlık yaşadığı pozisyonda Mesut Özil kırmızı kart görmeli miydi?
Mesut’un Necip’in diz kapağına müdahalesinde acımasızlık içeren bir şiddet söz konusu değil. Faul ve sarı kart olmalıydı.
Zorlarsak belki. Son yıllarda “Kalitemiz yok ama zirve yarışındaki heyecan hiçbir ligde yok” avuntumuz vardı. Peki bu sene ne diyeceğiz? 3 büyükler, liderin hayli gerisinde. Seyirci zaten yok. Neyse ki Beşiktaş yönetimi bilet fiyatlarında indirime gitti de özlediğimiz kalabalığı uzun zaman sonra hatırladık.
OPTA analizlerine göre Süper Lig’de ilk 16 haftanın genel istatistikleri, Avrupa’nın 5 büyük ligi ile kıyaslandığında güzel şeyler anlatıyor gibi gözümüzü perdeleyebilir. Gol, şut sayıları, isabet oranı, faul ortalamasında fena noktada değiliz. Son dönemde Premier Lig’de en çok odaklanılan analizler pas trafiği ve verim. Aslında 5 büyük ligle Süper Lig’i kıyasladığımızda burada da ‘şeklen’ kötü değiliz.
NİCELİK VE NİTELİK MESELESİ
Yukarıdaki tablodan görüldüğü üzere Premier Lig’deki rakip sahada pas başarısı oranı ile bizimki eşit (%73). Lakin gözümüzü kamaştıran keyif konusunda 180 derece uzaklardayız. Hatta Bundesliga ve Ligue 1’de kendi yarı sahalarında pas sayıları, rakip sahaya göre daha fazla. Ancak son dönemde artık nicelikten ziyade nitelik analizlerinin arttığını görüyoruz. Rakip sahada atak organizasyonundaki başarılı pas sayısı, pozisyona dönüşen pas sayısı, ceza alanı içinde topla buluşma sayısı, şut pası sayısı ve golle sonuçlanma değerleri, atakta topla buluşan oyuncu sayısı, maç içinde standart görevi dışında farklı rollerdeki oyuncu profilleri gibi kriterler ön plana çıkmaya başladı. 40’lı yaşlardaki genç menajerlerden en yaşlısına kadar hepsinin ana derdi ‘verim’ oldu. Elbette takım kadrosu ve lig kalitesi önemli etken lakin her ligin kendi kalitesi içindeki rakip saha pas sayıları bile çok şey anlatıyor. Trabzonspor, aynı maç sayısına sahip diğer liderlerin oldukça gerisinde.
EN ÖNEMLİ DÜSTURUMUZ TABELA
Ne bir kalite, ne bir istikrar, ne bir etik, ne de futbolseverler için bir keyif unsurumuz var. Tabelada önde olabilmek en önemli düstur! Aldatmalar, zaman çalmalar, yavan oyun, saha dışı kavgalar, boş tribünler, her şeyi hakem üzerinden okuyan sistem. Unutmamamız ve geliştirmemiz gereken asıl nokta CIES raporunda fauller sonrasında oyunu en geç başlatan ve uzatmaların en çok oynandığı lig gerçeği.
Geçen hafta Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor’un maçlarının VAR hakemiydi. Yani bir haftada 3 maç!..
SADECE BİRKAÇ İSİM
VAR kadrosunda olup sezon başından bu yana gayet başarılı giden sadece birkaç isim var. VAR kadrosuna istekleri dışında alınıp sonrasında uzaklaştırılan 3 isme dair (Mustafa Öğretmenoğlu, Serkan Tokat, Koray Gençerler) MHK eski başkanı Serdar Tatlı’nın raporu olduğu söylenmişti; MHK bu isimleri seminere çağırmadığı gibi görev de vermiyor. Futbol Federasyonu, MHK ve Serdar Tatlı’dan 3 isimle ilgili ne zaman açıklama gelecek?
“Kadro seçiminde yanlış yapmışız”, “VAR’da şu hataları yaptıkları için cezalandırıldılar”, “Türk büyükleri öyle istedi” seçeneklerinden hangisi olursa olsun fark etmez.
TÖHMET ALTINDALAR
Önemli olan bu isimlerin halen kamuoyu nezdinde töhmet altında bırakılıyor olmaları. Rapordan VAR koordinatörü Barış Şimşek’in de bilgisi olduğu iddiaları var. Şimşek uzun yıllar birlikte ter döktüğü arkadaşları için bir açıklama yapacak mı yoksa VAR Koordinatörlüğü, Hakem İşleri Müdürlüğü, mentorluk, UEFA gözlemciliği gibi çok yoğun mesaisinden dolayı vakit bulamıyor mu?
VAR VE AVAR'IN BAŞARISI İÇİN GÖREVLENDİRMELERİ ADİL YAPMAK ŞART
VAR’da kadro ve atama tartışmaları sürerken AVAR’da da farklı sıkıntılar var. IFAB’ın tavsiyesi; AVAR’da yardımcı hakemlerin görev alması. Ayrıca alt klasmanlarda sertifika sahibi olanlar da görev alabiliyor
1954 doğumlu eski ünlü hakem, Belçika MHK’sıyla çalışıyor, Rusya’da VAR danışmanlığı yaptı, Güney Afrika’da hakem geliştirme programından uzun süredir sorumlu, İngiltere’de Red Frog isimli danışmanlık şirketine sahip. Daha önce Nisan 2017’de ülkemize davet edilip VAR konferansı vermişti.
HAKEM SALDIRILARINA KARŞI SERT ÖNLEMLERİ KONUŞTUK
Dünya üzerinde hakemlik mesleğinin belki de ilk sıraya konacak duayen isimlerinden Elleray, İstanbul’da çalışmalarına başladı. TFF’nin nazik davetiyle de görüşme fırsatımız oldu. Emrivaki zihniyetlere alışkın ülkemizde bu seviyede bir insanın farklı görüşleri dinlemek istemesi, mütevazılığının yanında çözüme yönelik çalışma açısından da gerçek bir yöneticilik örneği. Bu organizasyona sıcak bakıp düzenleyen TFF’ye de çok teşekkürler. Son 30 yılın Türkiye’sinde federasyonların, kulüplerin, futbolseverlerin hakemlere yaklaşımından MHK oluşumlarına ve liyakata, hakemlerin genel performanslarına, klasman belirleme yöntemlerine, FIFA hakemlerinin durumuna, görevlendirme prensiplerine, medyanın hakemlere tavrına, alt yapıdan hakem yetiştirme konularına kadar farklı konularda istişarede bulunduk. Avrupa’daki gibi hakeme saygı duyulan (otorite gücüyle yaratılan) ve hem ülke futbolunu hem de hakemlerini korumak için hassasiyet gösterilen bir düzenin kurulabilmesi için paylaşımlarımız oldu. Öncelikle, somut delil sunma cesareti gösteremeden yıllardır kronik şekilde hakemlere bu denli senaryo, itham ve hakaret dolu saldırıların Premier Lig, Bundesliga örneklerindeki gibi sert yaptırımlarla önlenmesi; federasyon yönetimlerinin de MHK’lar üzerindeki etkilerinin minimize olması yönünde görüşlerimi paylaştım. Çalışmalarından zamanla bilgi sahibi olacağız.
HEMEN HER KONUDA BİLGİ TALEP ETMİŞ
David Elleray TFF, MHK ve kulüplere de cevaplamaları için önceki ay bir takım sorular iletmiş. TFF ve MHK’dan hakem bilgileri, terfi yapısı, klasmanlar, maaşlar, maç ücretleri, mentorler, gözlemciler ve raporları, bu raporları kimlerin incelediği, notların değiştirilebilir olup olmadığı, hakemlerin rapora itiraz hakkı, eğitimler, maçların kart detayları ve tartışmalı pozisyon bilgileri, atletik test sistemi, hakem yöneticilerinin sorumluluk alanları, Türkiye Kupası ve Süper Kupa finallerinde son 5 yılda kimlerin görev aldığı, her lig için kulüp bilgileri, UEFA ile ilişkiler, yabancı danışmanlar, MHK’nin işleyişi ve atanması, FIFA hakemi belirleme yöntemleri gibi konularda bilgi talep etmiş.
TAKIM ELBİSEYİ BIRAKIP KARAVATI DÜZELTMEK!
TFF’den bir ricam olacak: Yıllardır hakem sözü geçtikçe “üzerimize oyun oynanıyor, ligi dizayn ediyorlar, bizi şampiyon yapmayacaklar, ellerini üzerimizden çeksinler” demekten öteye gidemeyen kulüplerimizin David Elleray’in yönelttiği sorulara ne cevap verdiklerini kulüp isminden bağımsız olarak paylaşırlarsa seviniriz. Kulüplerimizin vizyonlarını, hakemliğe bakışlarını ve her şeyden önemlisi çözüm önerilerini çok merak ediyorum. Samimiyetle belirteyim ki, hakemliğin gelişimi için kim bir şey yapıyorsa çok mutlu olurum. Lakin futbol kalitemiz, kulüp yönetimleri, yönetici profilleri, yaptırım gücü zayıflığı, batık futbol ekonomisi, hakeme ve oyuna saygısızlık, teknik direktör kalitesi ve değişim hızı, tribünler gibi konular “birincil” önemdeyken, takım elbiseyi bırakıp sadece kravatı düzeltmek zor gözüküyor
TFF, Elleray ile şık bir ipek kravat yolunda adım atıyor lakin unutmasınlar ki takım elbise henüz %100 polyester...
· Berkan’ın eline gelen top penaltı mıydı?
Yakın mesafeden gelen topta Berkan’ın eli doğal konumda.
· Sarı kartı olan Marcao, Ferdi’ye hareketi sonrasında 2. sarı karttan atılmalı mıydı?
Hakemi vermediği için ağır eleştirmem, ama bence 2. sarı kart olmalı.
· Marcel Tisserand’ın 2. sarı karttan kırmızı kart görmesi doğru mu?
Hayır. Her ayağa basma sarı kart değildir.
· Fatih Terim’in sarı kart gördüğü ilk pozisyonda atılması gerekir miydi?
Teknik alan sınırını ihlalden sarı kart görmesi doğru.
2015-2016 sezonundan bu yana ekranlarda “hakemliğin yeni prensi sahnede” diyerek övgüyle bahsettiğim Halil Umut Meler’in derbilerde esamesi ilk okunanlar konumuna gelmesini yürekten alkışlıyorum. Başarılı performansıyla, gösterdiği gelişimle, Avrupa sahnesinde adından söz ettirmeye başlamasıyla geleceğe dair umutlarımızı artırıyor.
DERBİDEN SONRA ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE
Hakemlik yeteneği olarak “Cüneyt Çakır-Fırat Aydınus harmanı” gözüyle baktığım bir isim. Oynatma isteği yüksek. Konsantrasyonu iyi sevideyken basit faullere itibar etmeyip seyir zevki katabilen bir hakem. Otoriter tavrını sempatikliğiyle birleştirmesi de önemli artısı. Lakin önümüzdeki Salı günü, derbiden 48 saat sonra Şampiyonlar Ligi’nde maç yöneteceğine dair medyada yorumlar var.
MELER'İ YIPRATICI BİR MAÇ BEKLİYOR
UEFA prensip olarak Avrupa maçından 48 saat öncesinde hakemin yerel liginde müsabakaya çıkmasını asla uygun bulmuyor. Derbi gibi yıpratıcı ve her iki tarafa da yaranılmayacak bir süreçten çıkacak olması handikap. MHK-derbi-UEFA üçgeninde kalan Halil Umut Meler ve ekibine sonsuz başarılar!
F.BAHÇE, MELER'İN YÖNETTİĞİ 3 DERBİYİ DE KAZANAMADI
·
Bayram değil seyran değil ne oldu da sezonun yarısı gelmeden MHK Talimatı’nda 3. kez revizeye gidildi’ diyerek, ‘MHK’da tehlikeli talimat oyunları’ başlıklı yazımızı 10 Kasım’da yine Hürriyet’te paylaşmıştık.
Bir sezonda 3. kez yenilenen talimatla MHK’ların (aslında tabii ki TFF’nin) sezon boyunca klasman yapabilmesine çanak tutuldu. Bir hakeme özellikle büyükler bağırıyor ise TFF, “Tamam kızmayın, aşağıya gönderiyorum!” diyebilecek. Yeni revize edilen; “MHK devre arasında ve her yarım sezon süresi içinde bir kez olmak üzere, klasman kadrolarında yeniden değerlendirme yapmaya ve belirlemeye yetkilidir” maddesi ile zemin hazırlanmış oldu.
EMRİVAKİ YAPILMIŞTI
Değişikliğinin kokusu tez çıktı... Serdar Tatlı MHK’sının sezon başında oluşturduğu VAR kadrosuna Süper Lig’den Mustafa Öğretmenoğlu, Serkan Tokat, Koray Gençerler ile TFF 1. Lig’in yükünü çeken hakemlerden Emre Malok, Hakan Ceylan, ‘tercihleri sorulmadan’ gönderilmişti. Öğretmenoğlu bu emrivakiye itiraz edip Tahkim Kurulu’na başvurmuş, reddedilmişti. Fakat Serdar Tatlı MHK’sı bu 3 ismi sürpriz bir kararla atletik teste alarak düdük görevi vermeye de başlamıştı. Öğretmenoğlu, Başakşehir Kayserispor ve Tuzla-Bursa; Koray Gençerler de Büyükşehir Belediye Erzurum-Ümraniye maçında düdük çalmıştı.
SERKAN TOKAT DA PES ETTİ
Lakin 7. haftadan bu yana Koray Gençerler ve Mustafa Öğretmenoğlu’nun; 4. haftadan itibaren de Serkan Tokat’ın hiç görevi yok derken, 17-18 Kasım’da düzenlenecek olan milli ara seminerine de davet edilmedikleri cuma akşamı ortaya çıktı. Hatta Serkan Tokat’ın da hakemliği bırakmak üzere olduğu belirtildi.
SAKINCALI SONUÇLAR VE MERAK
Hakemlerin klasmanını belirlemek için devre arasını ya da sezon sonunu beklemeye gerek bırakmayan yeni MHK talimatını bir kenara koyalım...
Geçen haftaki ‘TFF, ‘MHK benim oyuncağım olmaya devam edecek’ dedi’ başlıklı yazımın üzerinden bir hafta geçmeden, hakemler de yeni MHK Talimatı ile resmi olarak TFF’nin oyuncağı haline getirildi. Teknik direktör değişim hızımızla MHK Talimatı revize hızımız, maşallah neredeyse aynı! Peki bayram değil, seyran değil ne oldu da sezonun yarısı gelmeden MHK Talimatı’nda 3. kez revizeye gidildi?
TFF diyor ki; “Talimat’ın 37. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapılmasına karar verilmiş olup bu değişiklik 08.11.2021’de TFF’nin resmi internet sitesinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.” Değişiklik yapılan 37. madde ‘Hakem, Gözlemci, Mentör ve Eğitimcilerin Kadroları Hakkında Ana Prensipler’ başlığını taşıyor. Kitapta ‘prensip’ lakin pratikte keyfiyet!
4. Fıkranın eski metni şu şekildeydi;
"Merkez Hakem Kurulu sezon başında klasmanlar ile ilgili değerlendirme yaparak klasman kadrolarını belirler. MHK, devre arasında da değerlendirme yaparak klasman kadrolarını yeniden belirleyebilir. MHK gerekli gördüğü hallerde sadece sayıca eksik kadroların tamamlanmasına karar verebilir."
8 Kasım'da yürürlüğe giren yeni metin;
“MHK sezon başında klasmanlar ile ilgili değerlendirme yaparak klasman kadrolarını belirler. MHK, devre arasında ve her yarım sezon süresi içinde bir kez olmak üzere, klasman kadrolarında yeniden değerlendirme yapmaya ve belirlemeye yetkilidir. MHK gerekli gördüğü hallerde sadece sayıca eksik kadroların tamamlanmasına karar verebilir.”
TFF aslında şunu demek istiyor;
1)