Savaş sırasında 93 bin 88 Rum başka viláyetlere nakledildi

Sadrazam Talát Paşa’nın evrakı, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ermeniler’in yanı sıra, güvenlik gerekçesiyle ve geçici olarak, batı viláyetlerinden 93 bin 88 adet Rum’un ve Suriye’den de 701 adet Arap ailenin başka yerlere nakledildikleri gösteriyor.

/images/100/0x0/55eb383af018fbb8f8b323291915 olaylarıyla ilgili sayılar, tehcirin mimarı Talát Paşa’nın özel arşivinde bulunan belgelere göre şu şekilde: Tehcirden önce Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermeni nüfus 1 milyon 256 bin 403’tür ve 924 bin 158 kişi başka yerlere nakledilmiştir. Tehcir hastalara, yaşlılara ve küçük çocuklara uygulanmamış, 10 bin 314 Ermeni çocuğu Anadolu’daki Müslüman ailelere verilmiş ve Türk olarak büyütülmüşlerdir. Konunun en önemli tarafı da, aslında her iki taraf için de acılarla dolu olan tehcirin bir "soykırım" değil, cephedeki birliklerimizin arkadan vurulmalarının ve içerideki karışıklıkların giderek artması üzerine devletin kullandığı bir meşru müdafaa hakkı olmasıdır.

SADRAZAM Talát Paşa’nın 1915 tehcirinden sonra İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan "İskán, Aşiretler ve Muhacirler Müdürlüğü"ne hazırlattığı istatistiklerde, savaş yıllarında Ermeniler’in yanı sıra, güvenlik gerekçesiyle ve "muvakkaten" yani geçici olarak, batı viláyetlerinden 93 bin 88 adet Rum’un ve Suriye’den de 701 adet Arap ailenin başka yerlere nakledildikleri görülüyor.

Arap ailelerin sürgünleri, İttihad ve Terakki’nin üç liderinden biri olan Bahriye Nazırı Cemal Paşa’nın Dördüncü Ordu Kumandanı sıfatıyla Şam’da bulunduğu sırada yapılmıştı. Paşa, o yıllarda alevlenen Arap isyanına karışan bazı Arap liderleri Beyrut yakınlarındaki Áliye’de kurduğu Harp Divanı’nda yargılatıp idam etmiş, bazı önde gelen aileleri de Anadolu’nun değişik bölgelerine sürgüne göndermişti.

TEHCİRİN ANAHATLARI

Bugün son bölümünü yayınladığım "Talát Paşa’nın Tehcir Belgeleri" dizisine kaynaklık eden evrakın önemli noktalarını, maddeler halinde sıralıyorum:

1915 tehcirinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermeniler’in sayısı 1 milyon 256 bin 403’tür.

Tehcir kanunu uyarınca, 924 bin 158 Ermeni, imparatorluğun başka yerlerine nakledilmişlerdir.

Tehcir hastalara, yaşlılara ve küçük çucuklara uygulanmamış, 10 bin 314 Ermeni çocuğu Anadolu’daki Müslüman ailelere verilmiş ve Türk olarak büyütülmüşlerdir.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Anadolu’nun batı viláyetlerinde yaşayan 93 bin 88 adet Rum, iç kesimlere yerleştirilmiştir.

Bu yazı dizisine başlarken yaptığım bir açıklamayı, şimdi diziye son verirken tekrar etmem gerekiyor: Tehcir, tarihimizin büyük acılarla dolu bir hadisesidir ama bir "soykırım" değil, dünya savaşı yıllarında cephedeki birliklerimizin arkadan vurulmalarının ve içerideki karışıklıkların giderek artması üzerine devletin başvurmak zorunda kaldığı bir tedbirdir. İttihad ve Terakki iktidarı Ermeni meselesi konusunda Nazi Almanyası örneğinde olduğu gibi bir "kesin çözüm"ü hiçbir zaman düşünmemiştir. Dolayısıyla, "Talát Paşa’nın Tehcir Belgeleri", devletin, savaş sırasında maruz kaldığı bir iç ayaklanma karşısında başvurduğu "meşru müdafaa"nın yazılı kanıtıdır.

-SON-

AHVÁL-İ HARBİYE HASEBİYLE DÁHİLE NAKLOLUNAN RUMLAR

(Savaş şartları yüzünden memleketin

iç kısımlarına nakledilen Rumlar)

İstanbul viláyeti4166

Edirne Viláyeti58955

Çatalca Sancağı986

Hüdavendigár Viláyeti13558

Kal’a-i Sultaniye15423

YEKUN93088

Bu mezarlardan biri katile, diğeri de şehide ait

BURADA, hiç yorum yapmadan iki fotoğraf yayınlıyorum. Önünde papazların göründüğü resim, Sadrazam Talát Paşa’yı 15 Mart 1921 günü Berlin’de katleden Sogomon Tehliryan adındaki Ermeni teröristin, Kaliforniya’nın Fresno şehrindeki mezarıdır.

1896’da doğan Tehliryan, Paşa’yı vurmasından hemen sonra çıkartıldığı Alman mahkemesinde beraat edip /images/100/0x0/55eb383af018fbb8f8b3232bAmerika’ya yerleşmiş, 1960’ta burada ölmüş ve Fresno’daki Masis Mezarlığı’na defnedilmişti. Tehliryan’ın mezarı bugün diaspora Ermenileri tarafından anıt gibi muhafaza ediliyor ve mezarın başında birçok yıldönümleri vesilesiyle törenler ve dini merasimler yapılıyor.

Diğer resim ise, Sadrazam Talát Paşa’nın İstanbul’da, Şişli’deki Hürriyet-i Ebediye Tepesi’nde bulunan mezarının hemen yanıbaşı. Paşa’nın yanısıra çok sayıda İttidahçı’nın ve Hürriyet şehidinin de son uykularını uyudukları mezarlığın sorumluluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Hürriyet-i Ebediye Tepesi gündüzleri piknik ve mangal keyfi yapanların, geceleri de akşamcıların mekánı.

Biri şehidin, diğeri de katilin mezarında çekilmiş fotoğrafların yorumunu size bırakıyorum./images/100/0x0/55eb383af018fbb8f8b3232d

Talát Paşa’nın kendisinden sonraki sadrazam adayı, İzmir Valisi Rahmi Bey’di

Osmanlı İmparatorluğu’nun varlıklı bir ailesine mensup olan Rahmi Bey, İttihad ve Terakki’nin lider kadrosundandı ve partisinin iktidar yıllarında İzmir Valiliği yapmıştı.

Şimdi ailesi tarafından muhafaza edilen özel arşivindeki yazışmalar, Rahmi Bey’in Ermeni tehcirinin yanı sıra Rum tehcirine de karşı çıktığını, İzmir’deki Ermeniler arasından sadece militanları seçtiğini ve bu kişileri de uzak viláyetlere göndermek yerine Manisa’da iskán ettirdiğini gösteriyor.

Bu arşivde bulunan diğer bazı belgelerden, Sadrazam Talát Paşa’nın 1918’in 8 Ekim günü istifasından sonra yerine Rahmi Bey’in gelmesini istediği ve zamanın hükümdarı Sultan Vahideddin’i bu konuda iknaya çalıştığı ama başaramadığı anlaşılıyor.

Aşağıda, Talát Paşa’nın istifasından bir gün sonra, Rahmi Bey’e gönderdiği şifreli bir telgrafı yayınlıyorum. Telgrafın dilinin değişik olması, o devirde şifreli metinlerde kelimelerin karşılığında rakamların kullanılmasından ve kelimenin rakamlarla aynen ifade edilememesi şeklindeki şifreleme sisteminden kaynaklanıyor. Dolayısıyla "Buyurmak oldular", "reddetmek oldu", "söylemek oldum" gibisinden kelimelerin "buyurdular, reddetti, söyledim" diye anlaşılması gerekiyor.

GEÇİCİ HÜKÜMET

/images/100/0x0/55eb383af018fbb8f8b3232fİşte, Talát Paşa’nın İzmir Valisi Rahmi Bey’e 9 Ekim 1918 günü gönderdiği şifreli telgrafın çözümü:

"Sulh teklifinden sonra bizim mevki-i iktidarda kalmak olamayacağımız (kalamayacağımız) anlaşılmış oldu. Her iki ihtimale karşı müzakereye (görüşmeleri) başka kabinenin idare etmesi lüzumu her tarafta hissolunmaya başlamak oldu (başladı). Bizzarure bu fikir kararımızı atabe-i ulyá-yı mülukáneye (padişaha) arz ve kabul-i istifa bir kabinenin ihzara lüzumunu eyledim. Zát-ı hazret-i padişahi bu lüzum tasdik buyurmak oldular (Padişah, bu lüzumlu işi tasdik ettiler). Sizin kabine teşkil etmek olmanıza muvafık buyurmak olmadılar (Sizin hükümet kurmanızı kabul etmediler). Esbábını (sebeplerini) bilmek oluyorsan (bilmek istersen): Tevfik Paşa’yı gayrıresmi memur etmek oldular (görevlendirdiler). Tevfik Paşa’nın büyük kabine şeklinde bir hükümet yapmaya çalışmak olduğunu öğrenmek oldum (çalıştığını öğrendim). Tehlike ise Fethi Bey’e de anlatmak olarak muhalefetten vazgeçmek olmasını söylemek oldum. (Fethi Bey’e muhalefetten vazgeçmenin tehlikeli olduğunu söyledim). Muvafık kalmak olduk (anlaştık). Bunun üzerine dün gerek zát-ı hazret-i şehriyariye (padişaha), gerek Tevfik Paşa’ya ism-i aslisi (temel isimleri) Tevfik, İzzet Paşalarla Rahmi (ve) Cavid Beyler’den mürekkep olmayacak bir kabineye müzáharet imkánı olmayacağını anlatmak oldum. Padişah sizin behemehal kabineye dahil olmanız için çalışmak oluyor. Tevfik Paşa bu teklifimize reddetmek oldu (teklifimizi reddetti). Hattá bu kabineye Fethi Bey’in de dahil olabilmek olacağını söylemek oldum (söyledim). Düşünmek olduğumuz şudur. Bu kabine muvakkat (geçici) olacak. Siz içinde bulunmak olunca başkalarına köprü olamaz. Ahvále (duruma) göre bir müddet sonra senin riyasetinde (başkanlığında) bir kabine teşkil edilmek olur (kurulur). Düşünmek olan (Düşünülen) fenalıklara meydan kalmak olmaz (kalmaz). Ben şimdi başka çare görmek olmuyorum (görmüyorum). İşin müsaid ise İstanbul’a gel, Padişah da böyle düşünmek oluyor (düşünüyor). Müsaid değilse mütaleanızı şifre ile bana yazmak olunuz (yazınız). Kopyeleri telgrafhaneden aldırmayı unutmak olma (unutma) kardaşım. Şayed size bir teklif váki olur ise reddetmek olmayarak (reddetmeyerek) hemen İstanbul’a gelmek olunuz (geliniz). 9. 10. 34 (9 Ekim 1918). Sadrazam Mehmed Talát."
Yazarın Tüm Yazıları