Paylaş
Paketleme, Türk siyasal yaşamının vazgeçemediği alışkanlıklardandır. Bir işi yaparken başka bir işle birleştirmek, çoğu zaman, arada mantıklı bir bağlantı olduğu için değil de, birinden birini öbürünün gölgesinde yapabilmek için başvurulan bir yoldur.
Yoksa, aralarında çeşitli yönden ilişki bulunan ve hep bir arada görülüp yapıldığı zaman anlam taşıyan konuları birleştirmekten daha doğal bir şey olamaz. Örneğin, yeni bir ekonomik politika uygulayacaksanız, o politikaya ilişkin vergi, kredi, faiz, kur önlemlerinin birleştirilmesi, anlama, anlatma, uygulama ve değerlendirme açısından elbet yararlıdır. Ama, bir kişinin görev süresini şu ya da bu yoldan mutlaka uzatabilmek için Meclis'in ve halkın önüne konan şu paketlere bakın; içindekiler arasında mantık bağı var mı?
Örneğin, ‘‘beş artı beş’’e yönelik 101. madde değişikliğinin yanına konan ‘‘parti kapatma’’ya ilişkin 69. ve ‘‘kıyak’’ hükmü olarak bilinen 86. maddeler arasında mantıklı hiçbir bağlantı yok. Türkçe ‘‘sepet’’ sözü yerine alafranga ‘‘paket’’in kullanılışı, olsa olsa, elmalarla armutların aynı sepete konuşunu gözlerden saklamak için olabilir.
***
Ama, yapılmak istenen o kadar belliydi ki, paketlenen oyun en aldatıcı ambalaj káğıdının içinden bile sırıtmakta gecikmedi.
Bu bakımdan, Başbakan'ın sözde ‘‘kurmay’’larınca düşünülen tertibi şimdiden suya düşmüş saymak yanlış olmaz.
Ne umuluyordu? Sonuçta üç madde birden oylanacak ve direnişle karşılaşacağı düşünülen 101. madde daha çok oy alması beklenen öbür iki madde sayesinde 376'nın altında kalmaktan ve halkoylamasına gitmekten kurtulacaktı.
Oysa, benzer bir durum 1995 yazındaki Anayasa değişikliklerinde yaşanmış ve milletvekillerinin aynı zamanda sendika yöneticisi olabilmelerini sağlayacak değişiklik yeterli oy almayınca bütünün oylanmasına sokulmadığı için öbür maddelerle birlikte yasalaşamamıştı.
101. maddenin akıbeti bu nedenle iyice karardığına göre, ‘‘kendisi için bir şey istemediği’’ bilinen Sayın Cumhurbaşkanı'nın ‘‘Ne işiniz varsa görün!’’ diyerek kuşkularla dolu bir sahneden çekilmesi beklenirse de, bu olasılık için vakit henüz çok erkendir. Karar erteleyip dalgalanmaları tepeden seyretmek, Çankaya'ya çıkanların genellikle benimsedikleri bir davranış.
***
Yığınla işi olan bir ülkeye bu çeşit oyunlarla bunca vakit kaybettirilmesini anlamak gerçekten zordur. Eğer bir sistem kurallara göre nasıl işlemesi gerektiği bilinen bir mekanizmayı normal yollardan işletip cumhurbaşkanlığı gibi niteliği belli bir makama adam seçmeyi bile beceremiyorsa, neyi becerecektir?
Sürecin oyunlardan kurtulup daha önceden düşünülerek döşenmiş raylara oturması istikrarsızlık getirmez; tam aksine, istikrarı sürdürür. Deneyim anıtı diye bilinen Sayın Başbakan'ın bunu görmeyip ülkeyi aylar öncesinden böyle bir dalgalanmaya sürüklemiş olması şaşılacak şeydir.
Paylaş