Paylaş
Devlet Bakanı Yalova, bir yasa tasarısıyla Özelleştirme İdaresi Başkanlığı personelinin ‘‘sözleşmeli’’ duruma getirileceğini müjdelemiş. Ücretler atırılarak yöneticilerle alt kadrolar arasındaki dengesizlik giderilecekmiş.
Bakan'ın sözlerinden, bu kararın, yalnız Başkanlık personelini değil, özelleştirme kapsamındaki kuruluşların yöneticilerini de içerdiği anlaşılıyor.
Öyleyse, günaydın!
KİT'lerin başına özel sektörle her bakımdan yarışabilecek, dolayısıyla onlardan daha düşük maaş almaması gereken ehil kişilerin atanması yıllardır dile getirilen bir istekti. Oysa, tam tersi yapılmıştı: Katrilyonluk kuruluşların başına, sırf hükümetin politikalarını onayladıkları ve hatta işletmeleri elden çıkarmak amacıyla çırpındıkları için kayırılan kişiler getirildi; bu yanlarından başka niteliği bulunmayan o insanlar da boyun büküp kendilerine verilen düşük maaşlarla yetinmekte beis görmediler.
Çünkü, özel kesimde çalışmaya kalksalar, o kadarını bile alamayacaklardı.
Dolayısıyla doğru, ama başka doğrularla da tamamlanması gereken bir karar söz konusu: Kapsamda da olsalar, kuruluşların özerkliği geri verilmeden ve teknoloji yenileyip yatırım yapmak için elleri kolları serbest bırakılmadan, gerçekten ehil kişilerin başa getirilmesi yine bir işe yaramaz.
Yok, eğer bu karar yalnız Özelleştirme İdaresi Başkanlığı personelini yüksek maaşlara kavuşturmak için alınmışsa, o zaman durup düşünmek gerekir: O personel hangi işi başarmıştır ki, böyle bir ödüllendirmeye layık görülüyor?
Bütün veriler, kendilerine büyük ulusal varlıklar emanet edilmiş olan bu kadronun, ödüllendirilme şöyle dursun, beceriksizlik ve özensizlikle kamu parasını çarçur etmekten cezalandırılma sınırlarında dolaştığını gösteriyor.
En son örnek, 1998 yılında ‘‘Salomon Brothers International Ltd’’ Ameerikan şirketine 595 milyar 179 milyon liralık ‘‘mükerrer’’ ödeme yapılmış olmasıdır.
Olay şu: İş Bankası hisselerinin yurtdışında satışına danışmanlık ve aracılık yapması üzere tutulan şirket sonuçta satış gelirlerini iki parti halinde fona aktarırken bir partide yapılan ödeme ikinci partide tekrar yapıldığından, danışma ve aracılık ücretlerinde fazla para ödenmiş ve durum ancak Yüksek Denetleme Kurulu'nun yaptığı inceleme sırasında ortaya çıkmıştır.
Kurul raporunun 236. sayfasında bu konuya ilişkin olarak şu sözler var: ‘‘Yabancı firmaya mükerrer ödenen 595 milyar 179 milyon liranın gerçekçi bir belgeye dayanmadan ve yeterince araştırılmadan ödenmesi hususunda sorumlu olanların belirlenmesi, ödemelerde ve işlemlerin kayıtlara alınmasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi temenni olunur.’’
Rapordan anlaşıldığına göre, bu ‘‘küçük’’ hata denetlemede fark edilince, ödenen büyük para, faiziyle geri alınmıştır; ama yine de ‘‘Sorumlular kimlerdir ve haklarında ne işlem yapılmıştır?’’ diye sormak gerekmez mi? Yoksa, onlar da mı bu haraç mezat pazarında, başarılarından dolayı ödüllendirilecek olanlar arasındadırlar?
Paylaş