Mümtaz Soysal: Kıbrıs'ta silkiniş

Mümtaz SOYSAL
Haberin Devamı

BELLİ belirsiz bir burukluğun gölgelediği kurtuluş bayramı sonrasında, son günlerde yaşananları da akılda tutarak Kıbrıs için yeni bir değerlendirmeye gitmenin zamanı gelmiştir. Adada ve Türkiye'de.

Edebiyat yüklü sözlerle değil, nesnel biçimde.

Gerçekleri birbirimizden saklamadan ve doğruları dürüst tartışmalarla arayıp bularak.

Akıllı insanlar, olumsuzlukları olumluya dönüştürmeyi bilmelidirler.

Önce, olmayacak ve vazgeçilmeyecek şeyleri bir kez daha saptamak gerek. Dış oyunlara kapılarak veya yasaklar koyarak değil, gerçekleri görerek.

Toprak zeminine 26 yıl önce oturan ve bağımsız cumhuriyet niteliğini 17 yıl önce ilan eden bir devlet, başkaları istiyor diye, ‘‘Ben yokum, şimdiye kadar da yoktum’’ diyebilir mi?

Bırakın özgürlüğü, soydaş bir devletin askerince korunan ve hukuken ‘‘ateşkes’’ düzeni içinde yaşayan bir devleti, dünyanın herhangi bir köşesinde herhangi bir devlet kendi varlığını söz konusu eden siyasal girişimlere hoşgörü gösterebilir mi?

Nihayet Türkiye, sayısal üstünlüğe sahip olmadığı topraklar üzerinde tutunmaya çalışan soydaş bir halkı korumanın ötesinde, kendi güvenliği ve jeostratejik çıkarları açısından da büyük önem taşıyan bir adayı kaderine terk edebilir mi?

Bunlara verilecek yanıtlar ve o yanıtların gerekleri bakımından kafaların tam bir berraklık içinde olması gerek. Tartışılacak her şey, varlığını ve ayrı kimliğini hep sürdürecek bir KKTC düşünülerek tartışılmalıdır; ister gevşek bir konfederatif yapı içinde, ister Türkiye'ye özel bir ilişki bağlantısıyla, ister Avrupa Birliği çerçevesinde.

Böyle bir başlangıç noktasının ardından ortaya çıkacak sorunların iki genel çerçevesi var: Türkiye'nin KKTC politikası ve KKTC'nin içi.

Birinci çerçeve için, söz konusu vazgeçilmezliği uzun vadeli bir ekonomik planla tamamlamak ve bu alandaki ikili ilişkilerde hálá sürüp giden pürüzleri kısa zamanda gidermek gerekiyor. Gümrükler ve yatırımlar konusunda açıkça itiraf edilmeksizin sürdürülen karşılıklı olumsuz tutumlar son bulmalıdır.

Kıbrıs'ın içinde yaşananlar galiba yeni bir sistem tartışmasını gerekli kılıyor. Uzun süre Türkiye'ye uyum sağlama ve antidemokratik gidişleri önleme endişeleriyle doğru ve haklı olarak sürdürülen parlamenter sistemin özellikle dış görüşmelerde baskılara göğüs germe açısından sağladığı yararlar azalmakta, işlerin yürütülmesine getirdiği yavaşlık, dağınıklık ve belirsizlik gibi sakıncalar öne çıkmaya başlamaktadır.

Belki değişik bir sistem arayışı için şu sırada başlatılacak içtenlikli ve içerikli bir tartışma, biriken irini dağıtmaya ve herkese yakın geleceğe dönük umut kapıları açarak yeni bir silkiniş havası yaratmaya yarayabilir.

Yazarın Tüm Yazıları