Paylaş
KÜRESEL mal, hizmet ve sermaye trafiğine, Güneydoğu Asya krizinde çuvallamış IMF'nin yol haritasıyla çıkıp enflasyonla mücadeleye kalkmak tehlikeli sayılmaz mı?
Anladığım kadarıyla Serdar Turgut'un tartışmaya açmak istediği soru bu...
Peşinen belirteyim, Ankara'daki gazetecilik günlerimizden bu yana bazen aynı, kimi zaman farklı gazetelerde çalıştığım, kalemini hep keyifle izlediğim Turgut'un endişesi küresel açıya kesinlikle ters düşmüyor...
Aksine ABD Kongresi'nde süren IMF tartışmalarının izdüşümünü taşıyor...
O yüzden Turgut'a açık tirbün tezahüratıyla veya statükocu refleksle muhalefetin álemi yok. Serdar Turgut'un olası yol kazalarına karşı önerdiği çözüm yollarına katılmasak da, açtığı tartışmaya bir IMF makalesiyle katkıda bulunmak istiyoruz.
***
IMF'nin üç aylık Finance & Development isimli yayın organında yer alan ‘‘Geçiş ekonomilerinde enflasyonun kontrolü’’ başlıklı makaledeki iki imzadan biri Türk kamuoyuna tanıdık: Carlo Cottarelli... Makaleyi ortak kaleme alan Peter Doyle da yine Cottarelli gibi Fon'un Orta Avrupa Bölümü'nde görevli... (1999 Haziran tarihli bu makalenin web adresi: www. imf. org./external/pubs/ft/fandd/1999/06/cottarel.htm)
Cottarelli ve Doyle makalede Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde piyasa ekonomisine geçiş sırasında uygulanan enflasyonla mücadele programlarını ele alıyor... Önce biraz genel bilgi:
1) 1992 yılında bu ülkelerdeki enflasyon ortalaması yüzde 100 düzeyindeydi. Hatta Rusya ve Baltık ülkelerinde yüzde 1000'lik rakamlara tırmanıyordu. Oysa beş yıl sonra aynı coğrafyada enflasyon ortalaması yüzde 11'e geriledi.
2) Geçiş ekonomilerinin çoğunda enflasyonun yüzde 60'a çekilmesi 6 ay gibi çok kısa bir zamanda başarıldı.
3) Ama enflasyonun yüzde 60'ın altına inmesinde çok güçlü dirençle karşılaşıldı. Örneğin yüzde 60'lık enflasyonu hemen yakalayan ülkelerin ertesi yılki fiyat artış hızı ortalaması yüzde 30 düzeyindeydi. Bu rakamın yüzde 15'e inmesi 5 yıl aldı.
***
Peki enflasyonla mücadele programı Turgut'un korktuğu gibi ekonomik küçülmeye yol açtı mı?
Cottarelli ve Doyle makalesinde aksi yönde bulgular yer alıyor:
a) Geçiş ekonomilerinde enflasyon ve ekonomik büyüme arasında pozitif ilişkiye ancak yüzde 10'lar düzeyinde fiyat artış hızında rastlanıyor. Enflasyon bu kritik eşiği aştığında büyüme değil tam aksine üretim gerilemesine yol açıyor. Orta ve Doğu Avrupa geçiş ekonomilerinde enflasyon rakamı geriledikçe büyüme temposu güçleniyor... (Türk ekonomisinde 1980 ve 1994 yıllarında rekor enflasyon ve ekonomik küçülme yaşandığını hatırlamakta yarar var.)
b) Enflasyonla mücadele programlarının ödemeler dengesinde büyük sorunlara neden olduğu görüşü de yine Orta ve Doğu Avrupa ekonomileri pratiğine uygun değil. Hatta cari açığın yabancı yatırımlar ve kısa vadeli sermaye hareketleriyle finansmanı mümkün görülüyor.
* * *
Dikkatli okurlar hemen fark etmiştir. Makaledeki veri ve analizler 1992-97 dönemini kapsıyor, 1998 küresel krizinin etkilerine değinilmiyor...
Türkiye'de nüfus artışının üstünde büyüme hızı her gün sofraya konulan ekmeğin büyümesi anlamına gelir, siyasi istikrarın, sosyal barışın sigortasıdır.
Zaten bu makaleyi dikkatinize sunmaktaki maksadımız çift yönlüdür:
1) IMF ve Cottarelli'nin ekonomik tecrübe setini, iktisadi yaklaşımını yansıtması.
2) Yıllardır halkı enflasyon vergisiyle soyan merkez sağ mütefekkirlerin ‘‘Enflasyon büyümenin bedelidir’’ yalanını ortaya koyması...
Yoksa herhalde sizler de takdir edersiniz ki, Türkiye ve eski sosyalist rejimlerin ekonomilerinde yaşanan enflasyonun nedenleri tamamen farklıdır, aynı reçeteyle tedavisi mümkün değildir.
Doğru olmak için fazla iyi haber
DÜN sabah gazetelerdeki Uğur Mumcu haberlerini yutar gibi okudum...Taşıdıkları temkinli üslup ve hiçbir yazarın konuya girmemiş olması dikkatimi çekti... ‘‘Belki yayın yasağı yüzündendir’’ diye düşündüm, ama Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in bile ‘‘Haber teyid edilirse sevinirim’’ dediğini duyunca anladım ki Türk insanı iyi habere alışık değil...
Doğru olmak için fazla iyi bir haber duyduğunda inanmaya korkuyor. O yüzden Uğur Mumcu'nun katilleri gerçekten yakalandıysa bu Türk milletinin talihi dönüyor demektir...
Eğer Mumcu cinayeti aydınlatılırsa sadece İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ve polise teşekkür yetmez, geçmiş sorumluların neden beceremediklerini de tartışmak zorunludur.
Paylaş