Mümtaz Soysal: Ecnebi kurtarıcılarımız

Mümtaz SOYSAL
Haberin Devamı

GÜZEL oyunların olduğu gibi ‘‘Vahidettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele’’ kitabının da yazarı olan Turgut Özakman, geçen gün, Ahmet Taner Kışlalı'yı anma töreninde Mütareke döneminden hayret verici sözler aktarmıştı.

‘‘Bizim için tutulacak tek kurtuluş yolu, İngiltere ile beraber yürümektir’’ diyen Refik Halit, Milli Mücadele sırasında ‘‘Mustafa Kemal'in muzaffer olduğunu görmektense, memleketin Yunanlılar tarafından alınmasını tercih ederim’’ demekten de geri kalmamış.

İstanbul hükümetinin İzmir Valisi Kambur İzzet'in genelgesi: ‘‘Yunan kuvvetleri özel bir tören ve saygıyla karşılanacaktır.’’ 1920 yılı haziranında, Yunan ordusu yürüyüşe geçip Doğu Trakya'yı, Uşak'ı, Balıkesir'i ve Bursa'yı işgal ettiğinde, Adliye Nazırı Ali Rüştü Efendi'nin demecindeki son cümle: ‘‘Yunan ordusunun muzafferiyeti için dua ediniz.’’

Konya isyancıları, ‘‘Kim milliyetçilerle birlikte Yunan'a karşı giderse, şer'an káfirdir’’ diyor, Teali-i İslam, yani İslam'ı Yüceltme Derneği ‘‘Yunan ordusu Halife'nin ordusu sayılır’’ diye bildiri yayınlıyor.

Ali Kemal, ‘‘Avrupa ile başa çıkmayı asırlardan beri Asya'nın hangi kavmi başardı ki, biz başarabilelim’’ diye yazmakta. Damat Ferit, ‘‘Limanda yetmiş tane yabacı gemi varken, Kuvayı Milliye ayaklanmasından korkulmaz’’ demiş.

Sonradan ‘‘Ulunay’’ soyadını alacak olan Refi Cevat, ‘‘Tek çare galiplerle uyuşmak ve anlaşmaktır’’ diye yazıyor. Filozof Rıza Tevfik, ‘‘Medeniyeti temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır’’ demekte. Hariciye Nazırı Mustafa Şerif Paşa'nın sözleri: ‘‘Umumun arzusu, İngiltere tarafından idare edilmekliğimizdir.’’

Dünkü Milliyet'te Özelleştirme İdaresi Başkanı'nın, Türk Telekom hisselerinin yabancıya blok satışı konusunda, ‘‘Stratejik yatırımcıya şirketin yatırım, personel rejimi ve bütçeleme gibi hassas konularda söz hakkı tanınmasının kaçınılmaz olduğunu’’ ve sorunları ancak o yabancının çözebileceğini söylediğini okuyunca, Mütareke dönemindeki sözleri anımsamadan durabilir misiniz?

Bu ne özgüven eksikliği, bu ne çaresizlik ve teslimiyetçiliktir ki, ülkenin yetiştirdiği genç insanlar kendi emirlerine verilen kuruluşları adam etmek için yabancının emrine vermekten başka çare bulamıyorlar?

Üstelik, bu insanlara yasaların başı gözü yarılarak olağanüstü yetkiler tanınmış, bütün kamu işletmelerine hükmedecek mevkilere geçmelerine göz yumulmuştur. Özelliştirme İdaresi Başkanı, aynı zamanda hisse çoğunluğunun satışa çıkarılacağı ilan edilen Türk Hava Yolları'nın yönetim kurulu üyesi ve bir de Türk Telekom'un satışı için kurulan ihale komisyonun da başkanı.

Bu işin değerlendirme ve ihale komisyonlarında görev alanların ‘‘ücretli izinli’’ sayılıp kurumlarından ayrılmaları 4161 sayılı yasanın emri olduğu halde.

Türkiye Cumhuriyeti bir mütareke döneminde midir ki, ülke varlıkları yabancılara satılırken ulusal yasalar bile geçersiz sayılmaktadır?

Yazarın Tüm Yazıları