Paylaş
Televizyon ve radyolardan duyup gazetelerde okudukça tepkisiz durmak zor. Şimdiye kadarki bütün deniz kazalarında olduğu gibi, Gemlik Körfezi'nde yanan Marmara tankeri olayında da habercilerin kullandığı dil, denizle birazcık ilgili herkesi rahatsız edecek kadar çok yanlışla dolu.
Birincisi, her zamanki hata: ‘‘Mürettebat'' sözünün yanlış kullanılışı. Üstelik, bunun deniz ve denizcilik bilgisiyle de ilgisi yok; düpedüz Türkçe yanlışı. Başka alanlarda da hep yapılıyor: ‘‘Sekiz mürettebat kurtuldu; üç mürettebat kayboldu'' gibi sözler.
‘‘Mürettebat'' sözünün topluluk anlatan bir sözcük olduğu, gemide yahut uçakta çalışanların hepsini birden ifade ettiği kaç yıldır yaşanan bunca kazadan sonra hâlâ öğrenilemedi. ‘‘Mürettebattan sekiz kişi, üç kişi'' demek çok mu zordur?
Öbür yanlışlar bakımından denizle ilgisi olmayanların mazeretleri olabilir. Örneğin, Türkçe'nin gemici dilinde ‘‘birinci kaptan'' sözünün pek kullanılmadığını bilen azdır. Eğer bu sözle gemideki zabitlerin en yükseği kastediliyorsa, onun denizcilikteki adı ‘‘süvari''. ‘‘Birinci kaptan'' sözü, İngiliz gemilerinde kullanılan bir söz; ama ‘‘süvari''yi değil, bir altındaki kaptanı ifade eder ki, ona Türkçe'de ‘‘ikinci kaptan'' denir. Bazı çok büyük Türk gemilerinde de bu terminolojinin kullanıldığı, süvariden sonra gelene ‘‘birinci'' dendiği olur; ama, böylesi nadirattandır.
Tanker yangınında ‘‘birinci makinist ile ikinci makinist''in kaybolduğundan söz edilmekte. Oysa, bunlar için de denizde geleneksel olarak ‘‘çarkçıbaşı'' ve ‘‘çarkçı'' sözcükleri geçerli. Daha çok demiryolculuk deyimi olan ‘‘makinist'' sözünün gemilerde kullanılışı pek doğru değil; ama gitgide yaygınlaşıyor. Son yıllarda ‘‘çarkçı'' yerine resmen kabul edilen ‘‘gemi makineleri işletme mühendisi'' sözü ise, hem uzun olduğu, hem de ancak yüksek öğrenim görmüş olanları kapsadığı için biraz iddialı kaçmakta. 3.500 tonluk küçük tankerde yalnız çarkçıbaşı mühendis, öbürleri de makine teknisyeni ise, ‘‘makinist'' sözü hepsini kapsayacak biçimde kullanılmış da olabilir. Gemilerde buharlı makineden motora geçileli, bu terim karışıklığı hep oluyor.
Haberlerde bir de ‘‘güverte reisi''nden söz edilmekte. Herhalde, ‘‘güverte lostromosu'' demek isteniyor. Güvertede çalışan tayfaların başına bu ad verilir; makine dairesindeki yağcı ve silici gibi tayfaların başı da ‘‘makine lostromosu''dur.
Çok kişiye fantezi ve gereksiz gibi gelebilecek olan bu terim titizliğinin anlamı ne ola ki?
Her şeyden önce şu var: Böyle yanlışları ve özensizlikleri duydukça, bu ülkede bir türlü denizci bir ulus yaratılamamış olmasına üzülüyor insan. İngiltere'de ya da kuzeybatı Avrupa'nın denizci toplumlarından hiçbirinde bu hatalar yapılmaz; yapılsa da affedilmez. Herkes, çocukluktan başlayarak denize ilgi duyup onun dilini de doğru öğrenmeye özen gösterir.
Türkiye henüz bu noktaya gelmemiş olsa da, topluma öncülük etme iddiası taşıyan bir televizyon ve basın âleminin denizden ve gemilerden söz ederken daha dikkatli olması, hiç değilse ‘‘römorkör'' yerine ‘‘römork'' demek gibi gülünç hatalardan uzak durması gerekmez mi?
Paylaş