Paylaş
Sayın Cumhurbaşkanı'nın halka bayram mesajı: ‘‘Güncel sorunlarda boğulmayın!’’ Kaç haftadır cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin günlük formül ve pazarlık denizinde boğulan halk, ‘‘Güncel olmayan ne var ki tutunup kurtulalım’’ dese, onun da yanıtı hazır: Büyük düşünmek. Cumhurbaşkanı'na göre, Türkiye yüzyılın en büyük ve en zengin on ülkesinden biri olacaktır.
Fakat, dikkat: ‘‘Bunun böyle olup olmayacağı birkaç yıl içinde görülecek; önümüzdeki yıllar, kritik yıllar.’’ İlk ona girmek istiyorsak, başımızda daha bir süre kimin kalması gerektiğini biliyorsunuz değil mi?
Kaç vakte kadar? Üç yıl mı desek, beş yıl mı, yoksa beş artı beşten on yıl mı? Karar vermek, demokratik cumhuriyetin en yüksek organı olan Meclis'in işi.
Zaten, televizyon ekranlarından defalarca duyduğumuza göre, uzatmayı isteyen de orasıymış. Yoksa, kimsenin kendisi için bir şey istediği yok.
Nitekim, Sayın Erbakan da öyle diyor. Ceza Yasası'nın 312. maddesini değiştirmek, ‘‘şahıs olarak önemli olmayan bizler’’ için değil, ‘‘Türkiye'nin bu ayıptan kurtulması için’’ isteniyormuş. Vaktiyle aynı değişiklik söz konusu olunca, ANAP'a dönüp ‘‘Yaşar Kemal'i kurtarmak için istiyorsunuz; kişiye özel olarak yasa değişmez’’ dendiği unutularak.
Ama, şimdi, Sayın Demirel'in istemediği ile Sayın Erbakan'ın istemediği bir araya getirilerek ülkenin ve halkın istediği gerçekleşmiş oluyormuş.
Oysa olanlar, dün ikisinin de, bu mutlu sonucun şükran duygusuyla, doğrudan doğruya ya da dolaylı yoldan kestirdikleri koçlara ve koyunlara olmuştur. Zavallı hayvancıklar, herhalde, başka türlü koyun yerine konmuş sayılabilecek olan halk adına da bıçak altına yatmış oldular.
Belleksiz bir toplum olmak çok kötü. ‘‘Küskünler hareketi’’ denen girişimi yararlı bir yöne çevirip Devlet Güvenlik Mahkemeleri yasasını değiştirmek ve İmralı yargılaması için itiraz edilemeyecek bir hukuk temeli yaratmak istendiği zaman, Fazilet Partisi yine 312. maddeyi gündeme getirerek o çabayı piç etmiş, fırsatı ganimet bilenler de laiklik kahramanı kesilerek girişimi boşa çıkarmışlardı. Şimdi bunlar unutulmuş ve her şey tersine dönmüştür.
Olupbitenleri mide bulandırıcı pis pazarlık sayanlara verilen yanıt da ilginç. Sayın Başbakan, ‘‘Kendim için istiyorsam namerdim’’ diyenlere taş çıkartırcasına, ‘‘Asıl gündemimiz, Ceza Yasası'nın 312. maddesi değil, cumhurbaşkanlığıyla ilgili Anayasa değişiklikleridir. Bu konuda konuşmak istemem; cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili pazarlık görünümü doğar. Kesinlikle pazarlık düşüncemiz yoktur. Yoksa, ben öteden beri 312'ye göre ceza alanlara ömür boyu siyaset yasağını içime sindirmiş değilimdir’’ diyor.
Pazarlık yok; ama bir gün sonra, arife günü, sindirim için, 312'deki ceza süresini indiren yeni bir formül.
Tabii, böyle sık sık sindirim sözü edildikçe, pek hazımlı olmayanlarımıza yine bir öğürtü gelmekte ve hep birden yine: ‘‘Ööhh!’’
Bayram gününde olacak iş mi?
Paylaş