Güreş: Susurluk'un gerisinde kendi çıkarını gözetenler var

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

Bağımsız Kilis Milletvekili Doğan Güreş, TBMM kulisinde kendisi gibi DYP'den istifa eden İstanbul Milletvekili Sedat Aloğlu ile sohbet ediyor.

Güreş, yakalandığı ağır grip hastalığının, kendisini bir ay yatağa bağladığını, etkilerinin hâlâ sürdüğünü belirtiyor.

Konu dönüp dolaşıp Susurluk olayına geliyor. Güreş'in bu konudaki ilk yorumu, ‘‘Birileri terörle mücadele ederken kendi çıkarını gözetmeye kalkmış olabilir’’ oluyor.

Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde askerden de çete işine karışanların olduğu yönünde ortaya atılan iddialara tepki gösteriyor.

Genelkurmay Başkanlığı döneminde dört yıl boyunca dört başbakanla çalışmasına karşın, Silahlı Kuvvetler'in modernizasyonunu gerçekleştirdiklerini vurguluyor.

Ardından şunları söylüyor:

‘‘Güneydoğu'da terörle mücadeleyi kararlılıkla yaptık. Allah rahmet eylesin, Güneydoğu'da bugün gelinen nokta Eşref Bitlis Paşa'nın eseridir. Bitlis Paşa, terörle aynı sertlikle mücadele edilmesi gerektiğini söylerdi...’’

Konuyu Susurluk kazasından tek canlı kurtulan DYP Milletvekili Sedat Bucak'a getiren Güreş şöyle devam ediyor:

‘‘Güneydoğu'daki terör mücadelesinde Bucak bize çok yardımcı oldu. Ne yaptı yapmadı bilemem. Ama terörle mücedelemize büyük yardımda bulundu...’’

Bucak gibi, eski partisinden İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın dokunulmazlığının kalkması konusuna sözü getiriyor ve ekliyor:

‘‘Şimdi sadece iki milletvekilinin Meclis'te dokunulmazlığının kalkması isteniyor. Neden ikisi? Komisyonda ne kadar dosya varsa, hepsi Genel Kurul'a gelir ve dokunulmazlıklar toptan kaldırılır. Örneğin, trafik suçu işleyen de varsa gider iki saatte yargıda sorununu çözer gelir.’’

Güreş, Susurluk skandalının çözümünün de yargıda olması gerektiğini belirterek, parmağıyla TBMM Genel Kurulu'nu işaret ediyor:

‘‘Burada mesele çözülmez. Burası siyasi karar yeri. Yargının bu meseleyi çözmesi gerekir. Hem de vakit geçirmeden, hemen...’’

Susurluk olayına asker gözüyle nasıl baktığı sorulduğunda, eliyle çenesini sıvazladıktan sonra şöyle diyor:

‘‘Birileri terörle mücadele ederken kendi çıkarını gözetmeye kalkmış olabilir. Bence Susurluk'un gerisindeki neden de budur. Geçmişte Eşref Bitlis Paşa bunlarla çok uğraştı...’’

Ardından geçmişle ilgili şu açıklamada bulunuyor:

‘‘Hatta bir iki generali bile bölgedeki terörle mücadeleden kişisel çıkar sağlamak istedikleri için görevden aldı. Bana hep bunlara göz açtırmadığını söylerdi. Kararlıydı, yapardı da...’’

Bir an duraksıyor ve sözü Ankara'da ‘faili meçhul’ cinayete kurban giden Jandarma İstihbarat Binbaşı Cem Ersever'e getirip ekliyor:

‘‘Jandarma içinde öyle JİTEM falan bir şey yoktu. Hiç de olmadı. O, Cem Ersever'in uydurmasıydı. Hatta Eşref Bitlis Paşa buna çok sinirlenmişti. Cem Ersever'e hep tepki gösterirdi. Ersever için 'Karşımda general gibi konuşuyor' derdi.’’

Başbakan Mesut Yılmaz'ın Budapeşte'de yumruklanması olayında da adı geçen Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın Güneydoğu'da jandarma ile birlikte çalıştığı iddiaları hatırlatıldığında ise Güreş şunları söylüyor:

‘‘Yeşil kimdir bilmem. Bu iddiaları ben de okudum. Ama o dönemde PKK itirafçılarını kullanıyorduk. Fakat bu kişi kimdir, nereden gelmiştir bilemem...’’

Güreş, konuşmasına devam ederken Aloğlu eline dokunuyor:

‘‘Paşam oylamada sıramız geldi, içeriye girelim...’’

Güreş, ‘‘Haydi bakalım görevimizi yapalım’’ deyip Genel Kurul salonuna doğru yönelirken, siyasette ne yapacağıyla ilgili de şunları söylüyor:

‘‘Bağımsız olarak yukarıdayım, aşağıya bir süre daha bakacağım...’’

Yazarın Tüm Yazıları