Paylaş
Rusya Devlet Başkanı Putin'in Türkmenistan gezisi sonrası ortaya çıkan tablo, Bakü-Ceyhan boru hattında sıkıntı yaratır mı? Başbakan Yardımcısı Cumhur Ersümer, sorumuza kesin bir dille ‘‘Hayır’’ yanıtını veriyor.
Türkmenistan'la yapılan anlaşma doğrultusunda, Türkiye'nin 2002 yılında Gürcistan sınırından doğalgaz alımını başlatacağını vurguluyor ve ekliyor:
‘‘Kontrat anlaşması gereği 16 milyar metreküp doğalgazın alımıyla ilgili bizim açımızdan ortaya çıkmış bir sorun da yok...’’
Ersümer, bir ayrıntıya da dikkat çekiyor:
‘‘Türkmen gazını Türkiye'ye getirme yönünde sözümüz, taahhüdümüz yok.’’
Buna rağmen ‘‘bir kenarda durmadıklarını’’ vurguluyor. Hazar ve Azerbaycan geçişlerinde ortaya çıkan problemlerin giderilmesi için hükümetler düzeyinde yaptıkları temasları sıralıyor.
Türkmen gazını Türkiye'ye ulaştıracak olan boru hattı çalışmasının durduğunu hatırlattığımızda ise Ersümer şunu söylüyor:
‘‘Bu Putin'in gezisi dolayısıyla olmuş bir olay değil. 18 Şubat tarihinde PSG ile Türkmenistan arasındaki anlaşma sona erdi. Bu anlaşma yenilenmediği için çalışmaları yürümüyor...’’
Türkiye'ye Rus doğalgazını taşıyacak Mavi Akım projesinin, Türkmen doğalgaz hattına darbe vurduğu iddialarına da Ersümer itiraz ediyor:
‘‘1997 yılının Aralık ayında Mavi Akım imzalandı. Türkmen gazının kesin kontratı ise 1999 yılında imzalandı. Hangi proje hangi projeye ağırlık basmış. Mavi Akım sonradan piyasaya çıkmış bir anlaşma değil ki...’’
Ersümer, Gürcistan Petrol Şirketi Başkanı Çanturya'nın, Bakü-Ceyhan'a paralel bir hattın Rusya üzerinden geçmesi önerisine de tepki gösteriyor:
‘‘Uluslararası anlaşmanın altında Sayın Çanturya'nın da imzası var. Devletlerarası hukukta yeni ádetler mi çıkarılıyor...’’
Ersümer, sözlerini ‘‘Bizim Türkmenistan'la sıkıntımız yok. Asıl sıkıntımız Türkiye'de, bu işin üzerinden siyaset yapmaya çalışanlarda’’ diye tamamlıyor.
Boru hattıyla ilgili uzmanlarla konuşulduğunda ise işin aslı ortaya çıkıyor.
Öncelikle Türkmenistan, Rusya'ya verdiği 120 milyar metreküp gazı, parasını alamadığı için kesiyor.
Ricalar üzerine bu yıl 20 milyar metreküp vermeyi kabul ediyor.
Putin ise 50 yıl boyunca 50 milyar metreküp gaz anlaşması yapmak için Türkmenistan Lideri Türkmenbaşı'nın kapısını çalıyor.
Ancak, anlaşma gerçekleşmiyor.
Fakat, Putin'in ziyareti öncesi Türkmenistan tarafında ilginç bir gelişme yaşanıyor.
Türkmenbaşı, bir süre önce kendisini ziyaret eden ABD Başkanı'nın Danışmanı Kaliciki'den ‘‘siyasi garanti’’ istiyor.
Gerekçe olarak da Kafkaslar'daki karışıklığı gösteriyor.
Bir diğer yandan da boru hattını gerçekleştirecek PSG, Shell, General Elektrik gibi dev firmalardan pre-finansman talebinde bulunuyor.
Ayrıca gazdan gelde edilecek gelirin de Türkmenistan hesabına yatırılması şartını koşuyor.
Bütün bunlar bir araya toplandığında Rusya'nın Çeçenistan üzerinde sağladığı hákimiyete dayalı Orta Asya açılımının yeni bir süreci de beraberinde getirdiği ortaya çıkıyor.
Bu aşamada, Türkiye ile birlikte Avrasya boru hattı stratejisini yürüten ABD'nin ne yapacağına dönük şu iki soru gündeme geliyor:
10 yıl önce biten soğuk savaş, bölgede enerjiye dayalı olarak yeniden mi canlanacak?
Yoksa, ABD, Avrasya boru hattına dönük stratejisinden vaz mı geçecek?
Bu iki sorunun yanıtı ise 10 gün sonra ABD Başkanı Clinton'ın Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Putin'le buluşması sonrasında alınabilecek.
Paylaş