Paylaş
BEYAZ Enerji Operasyonu'nun yarattığı bunalımı dağıtma çabasından olsa gerek, ANAP merkez ilçe başkanları Ankara'ya davet edilmiş.
Meclis'teki kulisler, komisyon ve milletvekili odaları, ilçe ve belediye başkanlarıyla dolu.
Genel Başkanı ile ilgili iddialar ortaya atıldığında DYP'de yaşanan ruh hali ve görüntü, bu kez ANAP'a hákim oluyor.
Her odada konuşulan aynı; Beyaz Enerji Operasyonu ve partinin imaj kamburunu bir türlü sırtından atamamasının nedenleri...
ANAP'lı Devlet Bakanı Edip Safter Gaydalı, KİT Komisyonu odasına girdiğinde, bir partili TEAŞ'ta yaşanan rüşvet olayını açıyor.
Gaydalı, yargılamanın sonucunun beklenmesi gerektiğini vurguladığında, partilinin yanıtı şöyle oluyor:
‘‘Bakanım, TEAŞ Genel Müdürü'nün evinde çıkan 350 bin doları ben vatandaşa nasıl açıklayayım, siz onu söyleyin...’’
Gaydalı'nın yanıtı net oluyor:
‘‘Gazetelerde bir başkomiserin, Şişli Emniyet Müdürü'ne aldığı rüşvetten pay verirken yakalandığı haberleri var. Emniyet Müdürü parayı alsaydı, burada suçlu, bu kadar operasyon yapan Tantan mı olacaktı?’’
ABD'den yeni dönen Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık'ın odası da tıklım tıklım. Aşık, sistemin tıkandığını söylüyor ve ekliyor:
‘‘Genel Başkan'a da söyledim. Bizim koalisyondan hemen çekilmemiz lazım. Yoksa orada kaldığımız zaman, kendimizi kurtarma çabasındaymışız gibi bir izlenim yaratacağız. Zaten koalisyon üç ayrı hükümet gibi çalışıyor. Esnaf, köylü, sanayici herkes feryat ediyor.’’
Partililer Genel Başkan Yılmaz'ın Beyaz Enerji Operasyonu başladığındaki tavrını eleştiriyor:
‘‘Genel Başkan grup toplantısındaki konuşmasını ilk günden yapıp, yolsuzlukların üzerine gidileceğini söyleseydi kötü mü olurdu?’’
Merkez ilçe başkanları akşam, Teşkilat Başkanı Ersin Taranoğlu ile bir araya geliyor. Konuşulan konu aynı.
Taranoğlu'na partililerden aldığı havayı sorduğumuzda şu yanıtı veriyor:
‘‘ANAP savunma mekanizması güçlü bir parti değil. Her şeyden çok çabuk etkilenip kırılıyor, hemen panikliyor. Ancak kendini çabuk onarıyor.’’
1986'dan beri ANAP için ‘‘hırsızlar partisi’’ yakıştırmasının yapıldığını anımsatıp ekliyor:
‘‘1991'de Koskotas dosyaları ile geldiler. Asker kökenli birini yolsuzluk bakanı yaptılar. 146 bürokrat yargılandı. Son yargılama da geçen hafta bitti. 146 bürokrat da beraat etti. Şimdi nerede bizim hırsızlar? 50 yıldır hep aynı söylem, sonuna kadar gidilecek. Nerede bunun sonu?’’
ANAP'ın eski bakanları ve milletvekillerini araştırmış. Yüzde 99'unun tek bir maaşla geçindiğini tespit etmiş. ‘‘Bu kadar yolsuzluk varsa, bu adamlar niye bu halde?’’ sorusuna yanıt arıyor.
‘‘Bize jilet atılıyor, bunlar gelip geçer ama delip geçiyor’’ diyerek sözlerini sürdürüyor:
‘‘TEAŞ Genel Müdürü'nün aldığı rüşvetin Ersümer'e gittiği iddia ediliyor da, Tiyatro Genel Müdürü'nün aldığının Kültür Bakanı'na, polisin aldığının İçişleri Bakanı'na gittiği niye söylenemiyor? Mahkemede deliller ortaya konulunca, TEAŞ'ta nelerin olduğunu herkes anlayacak.’’
Taranoğlu'na parti içinden yükselen ‘‘Hükümetten çekilelim’’ seslerine de sert tepki veriyor:
‘‘Hükümetten çekilelim diyenler, siyasetten çekilsin...’’
Sakin uslübu ile tanınan Taranoğlu'nun da sinirleri gergin.
ANAP her olayda olduğu gibi başlangıçta kendini yanlış ifade etmenin, baştan önlem alamamanın, yaptıklarıyla da bir türlü imajını temizleyememenin bunalımını bir kez daha yaşıyor.
Hem de bu kez çok daha ağır bir atmosferde...
Paylaş