Yılan gibi kıvrılıp tazı gibi koşuyorlar

 Bu trajikomediye kim ne yapabilir ya da kim ne yapamaz bilemiyorum! Kentimizdeki en ama en güvenli yaya geçiş hizmetine imkan sunan yaya geçidi üzerinde (Burada EDS var. Kırmızı ışıkta bir aracın tamponu dahi yaya çizgisinin üzerine gölge gibi düşse plakaya 860 lira ceza kesiliyor) yaya yok! Burada hizmet veren ve yüzde yüze yakın bir oranda güvenli geçişe imkan sunan yaya geçidinin 12 metre altındaki kavşak ortasına; ‘BURADAN YAYA GEÇİŞİ YAPMAK TEHLİKELİDİR / YAYALAR OK İLE GÖSTERİLEN ÜST TARAFTAKİ KONTROLLÜ YAYA GEÇİDİNİ KULLANINIZ’ uyarılarını belirten levhalar asılmıştı. Bunların kavşağa yetmeyeceğini belirterek caddenin ortasına çit çekilmesini önermiştim. Çit de çekilmişti. Sağ olsun yetkililerimiz.

30 SANİYELİK KAZANIM

Nitekim de yaralanmamak, sakatlanmamak ve ölmemek için pür dikkat mücadele veren yayalarımız var! Geçiş hakları kendilerinde olan hareket halindeki araçların arasına yılan gibi kıvrılarak süzülen, tavşan gibi sıçrayan ve şahin gibi dikkatle süzen cengaver ruhlu hemşehrilerimizin 30 saniyelik kazanımlarını candan tebrik ediyorum! Unutmadan ilgili fotoğraflarımı çektiğim esnada araç sürücülerini zora düşüren yayalara aralıksız korna selamı vererek iyi niyet duygularını aktaranlara da hani hak vermiyor değilim!

ÖLENLER OLDU

Keza burada onlarca yayaya araç çarptı. Bu çarpma sonucunda bazılarımız yaralandı. Bazılarımız sakat kaldı. Hatta bazılarımız öldü ve tüm bunlara rağmen… Yok, efendim yok! Bu işlerin düzene girdiği günleri görebilecek miyiz acaba? Kısmet, diyeceğim de...

Sen misin başhekime şikayet eden…

Okurlarımızdan olan M. M.’nin şikayeti özetimle: “Tarih 03 Ağustos 2022, bir kamu kuruluşunda çalışıyorum. Eşimin hastalığı sebebiyle iş yeninden iki saat izin aldım. Bu tarihte Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde oluşturmuş olduğumuz randevu saatimiz olan 07.50’de hastanedeydik. Eşime, göğüs hastalıkları bölümünde bronkoskopi uygulanacaktı. Biz hariç herkes ilgili bölüme uygulama için giriyordu! Saat 11.30 oldu. Yorgun, üzgün ve hala randevumuz olmasına rağmen eşimin işlem için içeri alınmamasından dolayı kızgındım. Kızgındım çünkü işim gereği onlarcası ekibimi takip ederek yaptıkları işler hakkında rapor almak zorundaydım.

‘ZORUMUZA GİTTİ’

Keza özellikle vatandaş ihbarlarını da ivedi olarak değerlendirmem gerekiyordu. Tam bu esnada başhekimi koridorda yürürken gördüm. Derhal yanına giderek randevu saatimizi ve bekletildiğimiz süreyi anlattım. Bizi oldukça samimi olarak dinleyip çok nazikçe de yanıt veren başhekim ilgili bölüm çalışanlarına “mağduriyet yaşanmasın. Gereğini derhal yapın…” dedikten sonra bize “çok geçmiş olsun” diyerek yanımızdan ayrıldı. Buna rağmen bile eşimi saat 12.30’da muayene için odaya aldılar. Eşim, odadan çıktığında ağlıyordu. Üzüldüm, korktum ve ağlama sebebini sordum eşime. Eşim de; ‘içerideki hemşire bana çok sert davrandı. İşlem esnasında çok canımı yaktı. Yüksek ses tonuyla: “Bizi neden şikayet ettin? Özel sektöre gitsen dünya para öderdin. Öderdin ve buradaki hizmeti de alamazdın…” dedi.

‘YEMİNİNİZİN NE ANLAMI KALIYOR’

‘İnanın horlanmak çok zorumuza gitti…’ Konuyu hastanedeki şikayet departmanına ve CİMER’e yazılı olarak bildirdim. Bizim üzüntümüz bize yetiyor zaten. Vay derdini anlatmayı başaramayan garip vatandaşımın haline vay…” Çok üzücü bir durum cidden M. M.’ye katılmamak mümkün değil. Ne yani vatandaş hakkını aramasın mı? Randevu saatinin neden bu kadar sarktığını sormasın mı? Hasta hak arayışını yaptığı başhekime derdini anlattı diye hastayı horlamak da neyin nesi? Hani nerede kaldı ‘Hipokrat’ yeminindeki “Bu sanatta babamı hocam gibi tanıyacağım” sözünün değeri? Hocasını umursamayan, hastayı mı umursar? Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastane Başhekimi Profesör Doktor Rıdvan Ali’ye! ‘Lütfen hastalarınızın şikayetlerini dinlemeyiniz! Çünkü sizin kibarlığınız ve sahiplenmeniz hastaları zora düşürebiliyormuş…”

Hürriyet Bursa Yazıyor sorunlar çözülüyor

Tekinsiz araç hemen kaldırıldı

Dört gün önce BU ARAÇ BİZİ TEDİRGİN EDİYOR başlıklı okur şikayetini yayımlamıştık. Okurumuz iş insanı Aysun Kaya şikayetinde: “Osmangazi ilçesi Hamitler Mahallesi Harun Sokak Hacı İbrahim Bostancı Camii yanında bulunan terk edilmiş araçtan yana korkularımız var. Konuyu belediyemize ilettik ancak çözüme ulaşamadık. Sanırım adresi bulamadılar! Bize de ses olur musunuz?” diyerek dert yanmıştı. O gün köşemi Bursa Emniyet Müdürlüğü, Trafik Denetleme Şube Müdürü Emniyet Müdür Yardımcısı Uğur Toksoy’da okumuş. Toksoy: “Yazınızdaki aracın durumu özellikle asayiş için ve de trafiğin seyri açısından uygun değildir.

TEŞEKKÜR EDERİM

Değerli hemşehrilerimizin huzur ve güveni için 7/24 vazife başında olan Bursa Emniyet Müdürlüğü ekibi olarak bu gibi olumsuzluklara asla müsaade etmeyiz. Haklı endişelerinize konu olan araç derhal yerinden kaldırılarak kontrolümüz altında tutulan güvenli ve kontrollü otoparkımıza taşınacaktır…” Açıklamasını yaptıktan yarım saat sonra aracın kaldırılış anını belgeleyen video kaydını ve fotoğrafları aldım. Konuyla alakalı olarak sizlerden yardım talep etmememize rağmen vermiş olduğunuz destekleriniz için çok teşekkür ederim Bursa Emniyet Müdürlüğü ekibi. Sağ olunuz.

 UEDAŞ

SAYGIDAN EĞİLEN DİREK başlıklı yayımımızdaki riskli direğin (Nilüfer ilçesi Özlüce Mahallesi Sevgi Sokak) onarımının yapıldığı bilgisini aldım. Bilgiyi veren UEDAŞ Kurumsal İletişim Müdürü Yusuf Ziya Yüce’ye teşekkür ederim.

İl Sağlık Müdürlüğü

İŞTE BU HALDE başlıklı yayımımızın ardından Bursa İl Sağlık Müdürü Doktor Fevzi Yavuzyılmaz tarafınca arandım. Yavuzyılmaz: “Yayımınızdaki ilgisizliğin ve vurdumduymazlığın (Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi) savunulacak bir yanı yok. Konu hakkında gerekli işlemlerin yapılması için talimatımı oluşturdum. Beraberinde de üzücü duruma vesile olan aksaklıklar derhal giderilmiştir. Hastanelerimizin hijyenik ve bakımlı olması için mevcut imkanlarımızın üzerinde bir çalışma sergilemekteyiz. Oluşan aksaklık için üzgün olduğumuzu bilmenizi isteriz.” Başta ivedi desteğiniz olmak üzere açıklamanız için de ayrıca teşekkür ederim Yavuzyılmaz.