Madalya vermiyorlar!

İlk olarak 20 Temmuz 2017 tarihinde yazmıştım. Sonra farklı zamanlarda da hatırlatım; ama o günden bu yana değişen bir şey olmadı!

Haberin Devamı

Madalya vermiyorlar

Mevzu; kentimizin kalbi olan Atatürk Caddesi’nde yüzde yüz güvenli ve konforlu asansörlerin yanı sıra yürüyen merdivenleriyle de hizmet veren yaya alt geçitlerimiz...

Ancak bu güzel hizmetlere rağmen her gün binlerce (sayıyı abarttığımı düşünen varsa buyursun saysın) yaya; engellisiyle, engelsiziyle, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla Atatürk Caddesi’nde vızır vızır akan araçları yok sayarak ölüme meydan okuyor!

KAZAYI GÖRDÜM

Madalya vermiyorlar

Yani caddenin her santimetre karesini kontrollü yaya geçidi olarak görüyorlar! Bu yüzden de yola atlayıp kesinlikle yasaklı ve tehlikeli olan geçişlerini yapıyorlar. Sanırsınız bu geçişleri yapanlara madalya takıyorlar! Sonrasında da gazete haberlerinde okuyoruz… Neredeyse her ay bir ya da iki yayaya araç çarpıyor. Allah’tan trafik yoğunluğundan kaynaklı olarak araçlar fazla hız yapamıyor burada. Yoksa vay halimize! Ve iki gün önceydi. Bu kez bizzat rast gelmiştim o cadde üzerindeki bir kazaya. 68 yaşındaki kadına araç çarpmıştı. Kadına çarpan sürücü perişan, kadının eşi ondan daha perişan… Oysaki olay yerine yirmi metre uzaklıkta bahsettiğim yaya alt geçitlerinden biri vardı. Vatandaşın kuru ve cahil inadı ne zaman son bulacak çok merak ediyorum! Güvenli geçiş alanlarını kullanın. Z. Ö’ye geçmiş olsun diyor, ilgilileri sorunun çözümü için sahaya davet ediyorum.

Haberin Devamı

20 Temmuz 2017 tarihli yazım

Madalya vermiyorlar

Kentimizin en önemli caddesi olan Atatürk Caddesi üzerindeyim. Karşımda meşhur Tarihi Ulucami’miz ve önümde ağızları yüreklere getiren korkusuz hemşehrilerim. Bazıları uçarcasına, bazıları da kaçarcasına yolun karşısına geçme savaşı veren güzel hemşehrilerim! Kesinlikle çok hassas hesaplar sonrası ivedi olarak verilmesi gereken korkulu geçiş stratejilerinizi bir de onlarcası sürücünün can sıkan sıralı kornalarını izledim! Doğrusu çok zor bir durum… Üzüldüm. Bebek arabanızda ya da kucağınızda bulunan bebekle ve ya çocukla koşmak… Sırtınızdaki yükünüzle koşmaya çalışmak… Trafiği elinizle durdurma gayreti içindeyken, bazı sürücülerce dikkate alınmamak… Yol vermediği için belediye otobüs şoförüne kötü söz sarf etmek… Böylesi mücadele sonrasında da yolun karşısına kazasız belasız geçmek… Ne büyük bir sevinç olsa gerek! Sevinçlerinize engel olmak derdinde değilim asla. Ama bulunduğunuz noktanın 40 adım solunda ve 50 adım sağında da, yani 50 saniyelik bir yürüyüşümüz sonrası çok güzel alt geçitler bizleri karşılamaktayken... Yürüyen merdiven ve asansör seçenekleri de tercihlerimize bırakılmışken… Yabancı turistlerin şaşkın ve bir garip halde bizi izlemelerini geçtim de… Güzel hemşehrilerim; bu nasıl bir cesarettir böyle…

Yazarın Tüm Yazıları