Paylaş
Yamalı, patlaklı, çatlaklı, tozlu, engebeli, engelli, saplamalı gibi yollarımıza da kaldırımlarımıza da alışkınız. Olmazsa olmazımızdır. Hatta benzeri durumları görmesek hasta dahi olabilirdik!
Ancak Akçalar’da mahalle ortasında bir köprü gördüm ki akıllara şenlik! Sağı uçurum, solu uçurum. Ne koruyucu bariyer var ne de uyarıcı tabela…
Bi’şey diyeyim mi? Bu köprünün benzerini asırlar önceki dönemleri anlatan filmleri izlerken dahi görmedim. Bakalım daha neler göreceğiz!
MESAİ SAATİ BİTİYOR VE…
Adının açıklanmasını istemeyen bir iş insanı: “BOSAB’da (Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi) hizmet veren bazı fabrikaların bacalarından mesai bitim saati olan 18.00’den sonra simsiyah dumanlar çıkmaktadır. Pekâlâ bu dumanları neden mesai saatleri içinde göremiyoruz? (!) Elbette duman, yani zehir meraklısı değiliz. Ancak bir işletmeci olarak şunu çok merak ediyorum ve ediyoruz. Hangi ürün var ki dumanı mesai saatleri içinde çıkmasın ve mesai saatleri haricinde gırla gitsin! Açıkçası benim diyeceklerim bundan ibarettir. Sahi bir de şunu merak ediyorum. Bu kontrolsüz zehirler benim ve bizlerin dikkatlerini çekip sebebini merak etmemize vesile oluyor ya… İlgilisi olan yetkililerin meraklarını çekmiyor mu acaba? Çekmiyorsa çeksin lütfen. Daha sonra da hangi ürün ya da ürünler işlem görürken mesai saatleri içinde değil de mesai bitiminde zehrini salıyor? Bizlere de söylesinler ki bizler de ona göre o ürünleri satın almayalım! Bizim ürünlerimizde 7/24 duman çıkmıyor da… Kazara o ürünlerden satın alıp bizler de zehir furyasına dahil olmayalım!” diyor.
Bursa Valiliğinin dikkatlerine…
MİLLETTE ÖYLE BİZE BÖYLE!
Okurlarımızdan Türkçe öğretmeni Ezgi Ortanca’nın e-postasını özetimle aktarıyorum: “Millet Bahçesi’nin yumuşak zeminli yürüme yoluna aşığız. Ancak buraya uzak mesafede olmamız itibariyle mevcut imkândan faydalanmamız zor oluyor. Bizlere yakın olması münasebetiyle yürüyüşlerimizi Mihraplı Parkı’nda yapmaktayız. Buradaki zeminin asfalt olmasından rahatsızız. Çok iyi hatırlayacağınız gibi Mihraplı Parkı’nın zemini daha önce kırmızı renkli toprakla kaplıydı. Bu toprak öyle illetti ki ayakkabılarımızı ve elbiselerimizi kırmızıya boyuyordu. Yıkadığımızda dahi çıkmıyordu. Yayımlarınızdaki şikayetleriniz sonrasında o malzeme toplanıp yerine asfalt atılmıştı. Asfalt atmak yerine Millet Bahçesi’nin zeminine döşenen yumuşak malzeme neden döşenmedi? Millet’e öyle bize böyle mi?” (!)
KİME YANALIM?
Endüstri Mühendisi Uğur Demirci, bakınız ne diyor: “Şehir içinde aracımla seyir halindeydik. Sol yan aynayı da kontrol ediyordum her daim olduğu gibi. Dikkatimi çekmişti... Bir motor sürücüsü Allah ne verdiyse geliyordu! Geldiği yerde iki araç arasıydı. Yani yüzde yüz yasaklı seyahat! Her şey bir yana çok feci sonuçlanabilecek kazaya kapı açıyordu saygısız motor sürücüsü. Olası bir kazada boş yere ziyana uğrayan araçlarımıza mı yanalım? Yoksa canı yanacak olan motor sürücüsüne mi üzülelim? İşin ilginç yanı motor sürücülerinin çok azı gayet başarılı ve saygılı sürücü olurken çoğunluğu gerçek bir trafik canavarı!.”
Maalesef size kesinlikle katılıyorum Uğur Demirci. Bursa Trafik Şube Müdürlüğüne bağlı ilgili ekiplerin motor kullanıcılarına yönelik olarak uyguladıkları denetimleri daha da sıkılaştırması yönünde ricalarımız var. Ricamız kabul görürse çok mutlu oluruz. Saygılarımızla.
BEM Trafikten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Uğur Toksoy’un, Şube Müdürü Yücel Öktem‘in ve değerli çalışma arkadaşlarının dikkatlerine… Şimdiden kolay gelsin.
Paylaş