Paylaş
Toplantının katılımcıları arasında Ali Alp, Kaya Demirer, Sahir Erozan, Vahap Munyar, Maksut Aşkar, Gamze Cizreli, Ömür Akkor, Ebru Koralı, Müge Sevil, Hakan Güldağ, Gökmen Sözen, Vedat Dilber ve Yavuz Canyazıcı gibi bu konuda söyleyecek sözü olan sivil toplum kuruluşları temsilcileri, gazeteciler, restoran sahipleri, şefler vardı.
Büyükyalı İstanbul’un restore edilen tarihi binasında düzenlenen toplantının açılış konuşmasını HİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Akbalık yaptı. Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleşen arama toplantısında bugüne dek yapılanlar ve yapılamayanlar tartışıldı, çözüm önerileri ortaya atıldı.
Akbalık’ın vurguladığı gibi “Türk gastronomisi markalaşarak dünyada söz sahibi olacak bir potansiyel taşıyor. Ancak bu zenginliği ve gücü çeşitli nedenlerle ortaya çıkarıp ekonomik ve kültürel bir değer haline getiremedik. Şu an dünyada Türk mutfağının bilinirliği ve tanınırlığı olmasını istediğimiz, arzu ettiğimiz düzeyde değil”.
HİB olarak hedefledikleri “Türkiye gastronomisini sürdürülebilir şekilde tasarlayıp tanıtımını sağlamak ve ihracatını gerçekleştirmek, restoran zincirleri ve şef restoranlarının açılmasını desteklemek”.
Ticaret Bakan Yardımcısı Tuna Turagay, “Ticaret Bakanlığı olarak gastronominin, HİB’in bugüne dek destek verdiği turizm, moda, sinema tekstil gibi sektörlerin tamamlayıcısı olduğunun farkındayız. Bu yüzden de gastronomi kültürümüzü daha iyi tanıtmalıyız ki ihracata katkısı olsun. Yurtdışında açılacak bir restoran Türkiye’ye her anlamda değer katar. Ancak her şey sadece devletten beklenmemeli, herkes elini taşın altına koymalı. Aynı zamanda hizmet sektöründe ihracatın istihdama da katkısı çok fazla” diyor.
Özak GYO Yönetim Kurulu Üyesi, akademisyen Ali Alp’e göre de “Turizm, tarım ve teknoloji gelecek yüzyılın en önemli sektörleri. Ve teknoloji, bu sektörlerin boyutlarını değiştirecek”.
GASTRONOMİ ROTASI ÇİZELİM
Toplantıda ortaya çıkan önerilerin, eleştirilerin, gastronomisiyle değer kazanmış ülke örneklerinin her biri çok önemliydi. Ancak hepsini tek bir yazıya sığdırmak imkansız.
Fakat Türkiye’nin en başarılı tesislerinden Maça Kızı’nın ortağı ve işletmecisi Sahir Erozan’ın, reklam kampanyası işlevi görecek, Netflix gibi bir mecrada yayınlanacak televizyon programı önerisini not etmek
gerek. Erozan, Türkiye’nin tarihi, turistik ve gastronomik açıdan öne çıkan yerlerinin dahil olduğu bir rota çizdikten sonra dünyaca ünlü bir ismin katılımıyla çekilecek bir program yapmayı planlıyor.
Günümüzün önde gelen şeflerinden Neolokal’in kurucu ortağı Maksut Aşkar’ın önerisi, tanıtım için gastronomi etkinliklerinde stant açmanın, festivallere katılmanın kolaylaştırılmasının sağlanması. Maksut Şef ayrıca staja yabancı öğrenci alamadıklarını, bürokratik zorluklarla karşılaştıklarını, bunun da mutfağımızın tanıtımını kısıtladığını vurguluyor.
Ünlü yemek araştırmacısı ve şef Ömür Akkor’a göre de yurtdışında Türk gastronomisinin tanınması, açılan restoranların başarılı olması için Ticaret, Kültür ve Turizm ile Çalışma Bakanlıklarının işbirliği ve koordinasyonu gerekiyor. Ayrıca tek başına
bir Türk restoranı açmak yurtdışında çok şey ifade etmiyor. Mutfak diplomasisinin yapılması şart.
TURYİD Başkanı Kaya Demirer ise “Hem kaliteli turist getirme hem de sektörü desteklemeyi birlikte yapabiliriz. Sadece hizmeti ve insan kaynağını değil fikri, markası gibi soyut özellikleriyle diplomasisini de ihraç edebiliriz. Marka bilinirliğini artırdığımız sürece ülkenin katma değerini artırabiliriz” diyor.
Bana göre de bu sektör, sivil toplum ve ilgili bakanlık buluşması, son yıllarda yapılmış arama toplantılarının en yapıcı örneklerinden... Hizmet İhracatçıları Birliği altında bir “Gastronomi Birliği” ya da grubu kurulması hem Türkiye gastronomisinin gelişmesine hem de Türkiye’nin tanıtımına, turist sayısının artmasına ve hatta ikna kabiliyetinin pekişmesine katkıda bulunur diye düşünüyorum...
Bayramda nerede yiyelim?
Bayram ya da özel günler öncesi bana en çok sorulan sorudur: Nereye gidelim, nerede yiyelim?
Bayramlar söz konusu olduğunda ilk önerim “kalabalık yerlerden kaçının” oluyor. Sakin, küçük, daha doğrusu mutfağının kapasitesiyle müşteri kapasitesi orantılı yerleri seçin diyorum.
Denizin hemen kıyısında ya da popüler bir sokakta 300 kişilik bir restoranın beş kişinin zor sığdığı mutfağı varsa dikkatli olun tavsiyesinde bulunuyorum. Kalabalık ve sıcakta en önemli şey, taze ve hijyen koşullarında hazırlanan yemek bulabilmek.
Yer adı derseniz Hürriyet-Karaca işbirliği ile hazırladığımız Hürriyet Kitap’tan çıkan “İncili Gastronomi Rehberi”ni alın ya da web uygulamasını yükleyip seçimlerinizi beklentilerinize, bütçenize göre oradan yapın.
2019 rehberinde İstanbul, Ankara, İzmir, Çeşme-Alaçatı, Urla ve Bodrum’dan 5 İnci’den 1 İnci’ye uzanan 422 restoran ve 257 lezzet noktası yer alıyor.
İyi, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmeniz dileğiyle...
Askıda İyilik
Yardımlaşmak,tanımadığımız birilerine de destek olmak bizim bayram geleneklerimizin arasında başı çeker. Boyner’in “İyiliğin Modası Geçmez” çatısı altında sürdürdüğü sosyal sorumluluk projesi “Askıda İyilik” bayram dönemlerinde büyük ilgi görüyor, hediye paket satışları yaklaşık yüzde 70 artış gösteriyormuş.
Yardımsever müşterilerle el ele vererek oluşturdukları iyilik paketleri Lokman Hekim Sağlık Vakfı aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyormuş. “Askıda İyilik” projesi ile son 3 yılda 40 bini aşkın iyilik paketi dağıtılmış.
Markanın diğer sosyal sorumluluk projesi “İyiliğe Dönüştür” kapsamında da tüketiciler kullanmadıkları tekstil ürünlerini mağazalarda bulunan geri dönüşüm kumbaralarına bırakabiliyor.
Paylaş