Paylaş
Birçoğu, farklı kentlerden gelerek yaz sezonu boyunca işveren tarafından temin edilen, 8-10 kişi bir arada ranzalarda yattığı, özel hayata saygı duyulmayan, tek banyolu evlerde yaşar.
İster mutfakta ister serviste görev yapsın, böyle bir ortamda yaşamak zorunda kalan ekipten işini iyi şekilde yapması, bakımlı olması, güler yüzlü hizmet vermesi beklenir.
Kısaca özetlemeye çalıştığım bu tablo Antalya, Bodrum, Çeşme, Alaçatı gibi özellikle yaz sezonunda yığılmaların olduğu yerlerde çalışanlar tarafından bana o kadar çok anlatıldı ki, bir işletmeciyle karşılaştığımda ilk sorduğum ekibin nerede ve nasıl konakladığı olmaya başladı.
Bu yüzden de kısa bir süre önce bırakın ortalama beklentilerimi, hayallerimi bile aşan, tüm sektöre örnek olacak, sadece ekip için yapılan bir yaşam alanı görünce paylaşmak istedim.
Birçoğumuzun bildiği gibi Barut Ailesi’nin Side’den Antalya’ya turizmin gelişmesine katkısı büyüktür.
Bu kez ise Ege’ye doğru çıkarak yaz başında Didim Delice Yarımadası’nda Anda Barut Collection’ı açtılar.
150 milyon Euro’yu aşan bir yatırımın yapıldığı projeyi hayata geçiren Ahmet Barut’un söylediği gibi bu tesis Didim’i turizmin önemli merkezlerinden biri haline getirecek, bölgesel kalkınma ve istihdama katkısı olacak.
Ama önce Genel Müdür Cem Karacan’la birlikte dolaştığımız, Anda Barut’a yarım saat kadar mesafede, sadece personel için inşa edilen, 560 kişinin kalabileceği 268 odalı rezidanstan söz etmek istiyorum.
Ailesi olanlara 2+1 ve 1+1 bölümler ayrılmış.
Bekârlar ise bir odayı iki kişi paylaşıyor ve araya birbirlerini görmeyecekleri bir pano konmuş.
Duşu, tuvaleti, gardırobu, oturma alanı olan odaların tümü İskandinav tarzı sade, yalın ve fonksiyonel döşenmiş.
Açık büfe restoran, yüzme havuzu, spor salonu, bilardo, pinpon oynama alanları, kadın-erkek kuaförü, market, çamaşır ve ütü odası ise ortak alanlar. Sürekli bir doktor da bulunuyor.
Çalışanlarına saygı duyan, dinlenme saatlerinde insanca yaşama olanağı veren, mutlu olmalarını sağlayan bu öncü anlayış umarım tüm sektöre örnek olur. Çünkü sonuçta sistemi sürdürülebilir kılan müşteri memnuniyeti kadar çalışan memnuniyeti de...
Balıkçı Niyazi Paparazzi
İzmir, Çeşme ve Alaçatı’ya mâl olmuş en iyi balık restoranları arasında Balıkçı Niyazi’nin yeri ayrıdır. Niyazi Bey’in de, oğlu Ali Yuvanç’ın da pişirdiği deniz ürünlerinin tadını, lezzetini kolay kolay başka yerde bulamazsınız. Sık sık mekân değiştirseler de onları takip eder ve gidersiniz. Bu yaz Ali Yuvanç’ın başında olduğu Balıkçı Niyazi, Ayayorgi Koyu’nun ünlü buluşma noktası Paparazzi Beach’te sadece akşamları hizmet veriyor.
Denizin hemen yanı başındaki mekâna girdiğinizde iki farklı duygu arasında gidip geliyorsunuz.
Önce muhteşem manzara sizi etkisine alıyor ama ardı ardına sıralanmış beyaz örtülü masaların hepsinin dolu olduğunu görünce “Bu kadar kalabalığa nasıl aynı kalitede hizmet verilecek”, “O özlediğim tatlar nasıl önüme gelecek” diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Yanında tereyağıyla botarga, lakerda, ızgara Özbek karidesi, bebek kalamar ve granyöz sırasıyla sıcaklığından ve lezzetinden hiçbir şey kaybetmeden önünüze gelmeye başlayınca rahatlıyorsunuz.
Ali Yuvanç orkestra şefi gibi tüm ekibi her şeyi yönetiyor, konuklarla ilgileniyor...
Denizin yanı başında
Denizin hemen yanı başında 200 dönüm arazi içinde konumlanan Anda Barut Collection, dört mevsim hizmet verecek, farklı beklentilere cevap sağlayacak şekilde tasarlanmış. Çocuklu aileler, sakin tatil yapmak isteyen yetişkinler ve iş toplantıları için gelenlere özel üç ana bölüm ayrılmış. Her bölümün restoranları, plajları ve havuzları da ayrı. Sağlık ve spor alanları da her türlü konfora sahip.
Gün boyu açık, vegan, laktozsuz ve glütensiz beslenenlerin de unutulmadığı ana restoran ‘Zestful Bazaar’da dünya mutfaklarından örnekler var. Ege mutfağı temsilcisi ‘Cibes’, et ağırlıklı ‘Kara’, İtalyan mutfağı ‘No Se’, Hint mutfağı ‘Tiger’, deniz ürünleri sunan ‘Fish Camp’ ve sadece yetişkinlere özel ‘Mansion’ ise alakart restoranlar arasında.
Restoranların menü danışmanlığını Tolga Atalay üstlenmiş. Anda Barut’un Executive Chef’i ise Mustafa Uygur.
Konakladığım 2 gün içinde tüm restoranları deneyimlemem mümkün değildi ama Fish Camp, No Se ve Kara’da tattığım tüm yemekler çok başarılıydı.
Bir Alaçatı klasiği Alavya ve Mitu
Her geçen gün konaklama ve restoran kalitesi hızla düşen, müzik diyemeyeceğim gürültüye kurban giden Alaçatı’da neyse ki hâlâ kalitesinden hiçbir şey kaybetmeyen, geleneği korumaya çalışan yerler de var. Bunların başında da 13 yılı geride bırakan Alavya gelir. Sade lüks anlayışını her anlamda içselleştirmiş butik oteli uzun yıllardır deneyimli turizmci Özlem Gülses yönetiyor. Mutfağın başında ise doğma büyüme Alaçatılı Hüseyin Pancar var. Ünlü sabah kahvaltıları da Mitu Restoran’ın yemekleri de şefin bölge mutfağına ve malzemelerine ne denli hâkim olduğunun en büyük kanıtı.
Pancar, bulabildiği tüm malzemeleri doğrudan yerel üreticilerden temin ediyor. İsli kavun peynir, yabani semizotlu patlıcan, naan ekmeği içinde tiftiklenmiş dana kaburga, mevsim mantarlı erişte, ıtır otlu muhallebi, taş fırında sütlaç, her birinin tadı hâlâ damağımda...
Paylaş