Paylaş
Ben Milliyet Sanat’la büyüyenlerdenim.
Milliyet Sanat’ın her biri birbirinden değerli genel yayın yönetmenleri oldu.
Son 11 yıldır da başında kültür sanatla iç içe bir isim, gazeteci ve yazar Filiz Aygündüz var. Milliyet Sanat bu kez de farklı bir projeye imza attı. “Heykelde Yeni Keşifler” adlı bir yarışma düzenlediler.
Amaç galerilerle çalışma olanağı olmayan sanatçılara yeni yol açmak, fark edilmelerini sağlamak.
Yarışmaya Türkiye’nin dört bir yanından sanatçılar ve heykel bölümü öğrencileri yapıtlarını yollamış.
Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay, Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Borusan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Agah Uğur, Polimeks Yönetim Kurulu Başkanı Erol Tabanca gibi aynı zamanda koleksiyoner olan iş dünyasının ünlü isimleri ile Seçkin Pirim, Sabiha Kurtulmuş, Aslı Sümer, Derya Yücel, Melike Bayık, Filiz Aygündüz gibi sanatçı, galerici ve sanat yazarlarından oluşan seçici kurul üyelerinin değerlendirmeleri sonucu 10 yapıt dereceye girerek sergilenmeye değer bulunmuş.
Canan Demir, Ferit Yazıcı, Evrim Kılıç, Genco Gülan, Mahir Yılmaz, Nihal Konar Naş, Songül Girgin, Tanzer Arığ, Yılmaz Bulut ve Yasin Uysallar’a ait; her biri birbirinden ilginç ve yaratıcı 10 heykel İstanbul’un doğayla iç içe en özel alanlarından olan Kemer Country Club’da 10 Ekim’e dek sergilenecek.
Yapıtlar 11 Ekim’de müzayede ile satışa sunulacak.
Elde edilen gelirin bir bölümü de önümüzdeki yıl “Heykelde Yeni Keşifler” sergisi için üretim yapacak sanatçıların desteklenmesinde kullanılacak.
Yaz boyunca sürecek sergiye fırsat yaratın hatta sonrasında da hemen karşısında olan “Bol Pazar”a uğrayın, sanat, yemek, pazar alışverişiyle harika bir hafta sonu geçirin derim.
Cağaloğlu Hamamı’nda yaratılan gusto
Sultan I. Mahmut’un emriyle yapımına başlanan ve inşaatı sekiz yıl süren Cağaloğlu Hamamı 1741 yılında açılmış. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan kadın ve erkekler için ayrı iki bölümü olan son çifte hamam. Daha sonraki yıllarda gündüz kadınlara, akşam erkeklere hizmet veren tek hamamlar inşa edilmiş.
Cağaloğlu Hamamı’na dair anlatılacak öyküler ve ünlü konukları çok fazla. Hatta 2003 yılında New York Times’ın “Ölmeden önce görülmesi gereken 1000 yer” listesine girmiş. Ancak son yıllarda iyice bakımsızlaşmış, gelenler azalmış ve sahibi olan aile kapılarını kapatmaya karar vermiş.
Bu süreçte devreye uzun yıllar restoran işletmeciliği yapan ardından Bodrum’da Daphnis Hotel’i açan Osman Yitgin girmiş.
2016 yılı sonunda hamamı satın alarak dört ay gibi bir sürede tümden yenilemiş. Ortaya hijyen koşullarına çok önem verilen modern bir hamam çıkmış.
İki yıla yakın süredir açık olan Cağaloğlu Hamamı kısa bir süre önce de “Luxury Lifestyle Awards” tarafından İstanbul’da 2019’un En İyi Spa’sı ödülüne layık bulunmuş. Ancak Osman Yitgin sadece hamamla yetinmek istememiş, burayı uzun zaman vakit geçirilecek kafe, restoran ve bir tasarım mağazasının yer aldığı komplekse dönüştürmüş.
HAMAM DÜKKAN
İstanbul’un hazinesi ve turistler için bir cazibe merkezi Tarihi Yarımada’da tasarım dükkanlarına, sanatçıların ürünlerinin satıldığı yerlere çok ihtiyaç vardı. Osman Yitgin bu eksikliği dolduracak bir tasarım mağazası açmaya karar verince seramik sanatçısı ve benim de gustosuna çok güvendiğim bir isim olan Nuray Ada’ya başvurmuş.
Ada, daha önceden tanıdığı, kimi de eski öğrencisi olan genç tasarımcılarla bağlantı kurmuş. Çok hoş bir yelpaze oluşturulmuş. Moda tasarımcısı Işıko’nun kimonoları; Ahmet Gülkokan’ın bez çantaları, yastıkları; Yasha Butler’ın, Seles Özuz’un ve Kristin Evihan’ın takıları; Gamze Eskenazi’nin üfleme camları; Mehdi Naghavi’nin kağıt üzerine hat çalışmaları; Tulya Madra’nın porselenleri; Seçil Özelmas’ın kilimleri; Nuray Ada, Karin Güdaoğlu, Mükerrem Baki ve Batuhan Yüce’nin seramiklerine hayran olmamak mümkün değil. Ayrıca Anatolian Arts köşesinde bir sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçen Somalı, Ağlasunlu kadınlara ve Suriyeli mülteci kadınlara gelir amaçlı tasarımcılar yönetiminde yaptırılan çeşitli hediyelikler de satılıyor.
LOKANTA 1741
Hamam kompleksinin bir diğer önemli bölümü de restoranı. Mutfağın başında şef Durukan Özgen var. O da farklı bir eğitim alıp, sonradan çocukluk hayalini gerçekleştirip şef olmaya karar verenlerden. Üniversitede işletme okuduktan, bir süre çalıştıktan sonra mutfağa girmiş. Aheste, Mitte çalıştığı yerler arasında. Menüsünü de sadece yerel malzemeler kullanarak tasarlamış.
Humus, Girit ezme, haydari, ciğer tava, tiritli kebap, piruhi, tandır gibi geleneksel mutfağımızdan ama her birinde şefin dokunuşu olan yemekler var.
Mesela haydari Konya küflü peyniriyle yapılmış. Çok da lezzetli olmuş. Piruhi ıspanak ve hellimle yapılmış, domates sosla servis ediliyor. Ahtapot ızgaraya bademli tarator eşlik ediyor.
Soğuk başlangıçlardan fırın pancar ve ağır ateşte pişmiş kuzu gerdan ve keçi peyniri birlikteliği de başarı sonuç vermiş. Adını hamamın yapılış yılından alan restoranı şef imzalı Türk mutfağı olarak tanımlayabiliriz. 1741 büyüleyici ortamı, servisi, sunumu ve yemekleriyle sadece turistlerin değil, İstanbulluların da gidip keyif alacakları bir restoran.
Hiç kuşkum yok, Durukan şefin yeteneği ve Osman Yitgin’in azmi sayesinde kısa sürede her şey daha da yerli yerine oturacak, bölgeye yakışır iyi bir restorana daha kavuşacağız...
Paylaş