Paylaş
Coğrafi işaretli, menşei ve kimliği tanımlanmış ürünler gelecek kuşaklara bırakacağımız en değerli miras. Ancak bu mirası sadece üretmek yetmiyor. Sürdürülebilir olması için satılması da şart.
Farkındalığı yaratmak, bilinirliği artırmak gerekiyor. Nihai tüketiciye ulaşması için şeflere, restoranlara da büyük iş düşüyor.
Ki bugün genç kuşak şeflerin birçoğu bu sorumluluğu yerine getiriyor. Menü kartlarında ürünün adına, bölgesine yer veriyor. Ürünün tarladan sofraya sürdürülebilirliği ve izlenebilirliği, coğrafi işaretli ve yerel ürünlere sahip çıkma bilincinin artması gıdaya saygıyı da beraberinde getiriyor.
Bu konulara hassasiyet gösteren, coğrafi işaretli ürünlere destek veren, kooperatiflerle işbirliği yapan markaların, tedarik zincirindeki grupların sayısı her geçen gün artıyor. Bu konuda öncülerden biri de Metro.
Hafta içinde Metro Türkiye’nin ilk kadın CEO’su Sinem Türüng’ün ev sahipliğinde ‘Tabağında ne var?’ projeleri kapsamında gastronomi rotası olma yolunda hızla ilerleyen Urla’ya ve Karabağlar’ın Kavacık köyüne kısa ama çok verimli, ufuk açıcı bir seyahat yaptık.
Kavacık Kadın Kooperatifi ve Urla Kadın Kooperatifi başkanları ve üyeleriyle bir araya geldiğimizde üreticilerin yaşamlarının nasıl değiştiğine dair anlattıkları kooperatifçiliğin birleştirici gücünün üretime katkısının kanıtı gibiydi.
Fakat Türkiye’de kooperatifçilik hâlâ emekleme aşamasında.
Hollanda’da yüzde 90 olan kooperatifleşme oranı, Avrupa Birliği’nde yüzde 49, ülkemizde ise maalesef binde 4. “Neden sadece kadın kooperatifleri” derseniz aşağıdaki iki başarı öyküsünde de ortaya çıktığı gibi kadınlar ne yaparsa iyi yapıyor, zorluklar karşısında pes etmiyor...
KAVACIK KADIN KOOPERATİFİ
İzmir’in Kavacık Köyü’nde 40 yıl kadar önce erkekler tarafından kurulan 240 ortaklı Kurumsal Kalkınma Kooperatifi köylüye katkıda bulunacak hiçbir faaliyette bulunmaz.
Karabağlar Belediyesi de 2014 yılında kadınlara gelir kaynağı amaçlı bir kooperatif kurma kararı alır. 7 kadın üretici bir araya gelerek Kavacık Kadın Kooperatifi’ni kurar.Nurten Özkan’ın başkanlığını üstlendiği kooperatifin bugün 50 üyesi var.
1000 metre rakımdaki bağlara, zorlu dik bir yoldan geçerek gitseler de üretmek, para kazanmak kadınlara özgüven vermiş. Aldıkları kurslar, mesleki eğitimler, katıldıkları fuarlar, pazarlar yaşamlarını değiştirmiş. Kızlarını üniversitede okutmaya başlamışlar...
URLA KADIN KOOPERATİFİ
Urla Kadın Kooperatifi de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı Yarımada Sürdürülebilir Stratejik Kalkınma Planı kapsamında yerel yönetim, sivil toplum örgütleri ve BM’in de desteğini alarak 2014 yılında 80 kadın ortakla kurulmuş.
Şimdi ise Belediye Eski Başkanı Sibel Uyar’ın başkanlığını üstlendiği kooperatifin 172 üyesi var. Enginar, Bornova Kınalı bamyası ve börülce yetiştiriyorlar.
Çok sevdiğim bamyanın nasıl zorlu bir süreçten geçerek üretildiğini ve toplamasının bu kadar zor olduğunu bilmiyordum.
Nisan ayında ekim başlıyor, 3-4 ay kadar bakım ve çapalama sürecinin ardından sabah güneş yükselmeden toplanıyormuş.
Tüylerinden çıkan asitli sıvı ciltte alerji yaptığı için kadınların elleri, toplarken hep yara oluyormuş.
Üretici Nur Baltacı, tarlamıza inşaat yapılmasın, tek istediğim o, zoruna katlanırız diyor. Geçen yıl kazandığı parayla kızına cep telefonu almış. Kınalı bamyanın ekildiği bahçenin yer aldığı mahallenin muhtarı da kadın...
ŞEFLER VE YEREL ÜRÜNLER
Geziye Gastronometro Araştırma Mutfağı Direktörü şef Maximillian Thomae ve şef Vedat Demir’in yanı sıra Yoldaş Sönmez, Ozan Kumbasar, Serkan Çakır, Doğuş Şahin, Mihta Yıldırımtaş, Özgür Üstün, Dilek Yetkiner, Kemal Can Yurttaş gibi restoranlarında bulundukları bölgelerin yerel ürünlerini kullanan, coğrafi işaretli ürünlere menülerinde yer veren genç kuşağın önde gelen şefleri katıldı.
Öğle ve akşam yemekleri de bölgenin iki ünlü restoranı Od Urla ve Hiç Urla’da yendi.
İki şef Osman Sezener ve Ekin Can Kün Bornova Kınalı bamyası ve Kavacık üzümünü gruba özel hazırladıkları menülerde kendi yorumlarıyla kullanmışlardı.
2010 yılında bağlarında organik ve iyi tarım uygulamalarıyla butik üretim yapmaya başlayan, Urla karası ve Bornova misketi gibi yerel üzümleri de hayata döndüren Urla Şarapçılık’ta şarap kültürü konusunun en yetkin isimlerinden Levon Bağış’ın anlatımıyla tadım yapıldı.
Paylaş