Paylaş
12 Kasım Pazar günü İncili Gastronomi Rehberi ekibi olarak Tüyap Kitap Fuarı’ndaki imza gününde bir araya geliyoruz.
Çok heyecanlıyız, tüm yeme-içme severleri 14 numaralı standımıza bekliyoruz.
“En iyilere” saygı niteliğinde 30 Ekim’de ilk 30’a giren restoranların duyurusunu yaptığımızda sanıyorum İncili Restoranlar’ın bu sayıyla sınırlı olduğu düşünüldü.
Oysa ilk yıl için İstanbul, Bodrum ve Çeşme’yi kapsayan rehberde 4 incili bir, 3 incili 29 restoranın yanı sıra 2 incili 80 ve bir incili 170 olmak üzere, 250 restoran daha yer alıyor.
1, 2, 3, 4 kaç inci almış olursa olsun rehbere girenlerin tümü gitmeye değer, gastronomik deneyim yaşatacak restoranlar.
Her biri detaylı olarak değerlendirildikten sonra bu sonuca ulaşıldı.
İnci alanların yanı sıra lezzet noktaları da önerdiğimiz yerler.
Ancak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, liste adil. Hiç mi eksiğiniz yok derseniz mutlaka vardır.
Amacımız her yeni rehberin bir öncekinin bir adım önüne geçmesi.
İncili Gastronomi Rehberi 15 Kasım’dan itibaren raflara çıkıyor. Tüm seçkin kitabevlerinde bulabileceğiniz rehberi inceledikten sonra yorumlarınızı, eleştirilerinizi, önerilerinizi mail adresime bekliyorum...
Katkısız, doğal bilinci gelişiyor
Kimyasal ilaç, pestit kalıntısı olmadan geleneksel yöntemlerle üretim yapan ve sertifikalı ürünlerini internet üzerinden pazarlayan yerlerin sayısı artıyor.
Hasanbey Çiftliği, Portakal Bahçem ilk aklıma gelen başarılı örnekler.
Kısa bir süre önce haberdar olduğum, ürünleriyle tanıştığım bir diğer marka da Babamın Çiftliği.
Aileye ait meyve bahçelerinde büyüyen Telli kardeşler babalarını kaybettikten sonra onun anısına babaminbahcesi.com projesini gerçekleştirmişler.
Mersin’deki bahçelerinde limon, mandalina, portakal, nar, erik ve kayısı gibi meyveleri iyi tarım uygulamalarıyla yetiştiriyor.
Nar ekşisi, reçel, karadut şurubu, pekmez ve fıstık ezmesi gibi doğal ve ev yapımı ürünlerinde de hiçbir katkı maddesi kullanmıyorlar.
Üç kardeş ayrıca Mersin’de pitaya/dragon fruit/ejder meyvesini yetiştiren birkaç üreticiden biri. Satışını yaptıkları ürünleri iki gün içinde kargoyla Türkiye’nin her yerine ulaştırılıyor.
Hayaller ve gerçekler
Ayvalık Kıvanç Sarlıcalı İlköğretim Okulu 1-B sınıfı öğrencileri, öğretmenleri Hatice Yaren ve Rengin Suar’la birlikte hayal kurmuşlar. Sabahın erken saatlerinde sıkıca giyinip zeytin toplamaya gidiyorlar. Yanlarında kumanyaları ve tırmıklarıyla...
Sonra topladıkları zeytinleri fabrikaya götürüyorlar. Ve ardından bu serüven resmedilerek bir sanat yapıtına dönüşüyor. Sınıfta öğrencilerden birinin bile ileride ressam ya da tasarımcı olmasına yol açabilecek olması, bu çalışmayı eşsiz kılıyor...
Festivaller kenti İstanbul
İstanbul’a yeni yerleştiğim TRT’de kültür sanat programlarında çalıştığım yıllardı. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın 1989’da gerçekleştirdiği ilk İstanbul Tiyatro Festivali’nin heyecanını, sahnelenen yerli ve yabancı toplulukların provalarını çekmeye gidişimizi dün gibi hatırlıyorum.
Ankara Sanat Tiyatrosu’dan Suçsuzlar “Sacco ile Vanzetti”, Yunanistan’dan Antigone, İtalya’dan Gılgamesh ve daha niceleri...
İKSV, festivalin eş sponsorlarının desteğiyle 27 yıllık tarihinin kronolojik dökümünü yapan Yirmi: 1989’dan Bugüne İstanbul Tiyatro Festivali adlı bir kitap yayınladı. Bu kapsamlı, çok değerli bir arşiv niteliğindeki çalışmayı Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Özlem Hemiş ve Tiyatro Festivali Direktörü Dr. Leman Yılmaz hazırlamış. Daha önceki direktörler Zehra İpşiroğlu ve Dikmen Gürün de destek olmuş.
27 yıl içinde 20 Tiyatro Festivali düzenlenmiş. 2000’den bu yana iki yılda bir yapılan festivalin 13-27 Kasım tarihleri arasında 21’incisi düzenleniyor. Program her zamanki gibi ufuk açıcı.
Güzel bir rastlantı, İstanbul’un bir diğer klasiği Akbank Caz Festivali’nin de başlangıç yılı 1989. 3 Kasım’da başlayan 19 Kasım’a dek devam eden caz festivalinin de dolu dolu bir programı var.
Caz festivali de konserlerin yanı sıra liselerde, üniversitelerde caz atölyeleri, cazlı brunch’lar, çay saati, söyleşilerle tüm kenti sarıp sarmalıyor. Son haftayı kaçırmayın derim.
Hem kent kültürüne hem de sanatçılara büyük katkısı olduğunu düşündüğüm İKSV’nin düzenlediği İstanbul Tiyatro Festivali ve Akbank
Caz Festivali’ne nice 27 yıllar dilerim...
Hülya Botasun’la Sanat Akşamları
Sanatçı Hülya Botasun Zorlu Center Raffles İstanbul Writers bar salonunda 14 Kasım–5 Aralık tarihleri arasında “Sanat Akşamları” başlığı altında yeni bir etkinliğe imza atıyor.
Sanat yapıtından haz almanın, bakmanın ve görmenin sırları, kavramsal sanattan ne anlamalı, bienallerden müzelere, sergilerden müzayedelere, performanslardan popüler sergilere, günümüz sanatına ufuk turu yapılıyor.
Hayata artistik gözle bakmanın iş dünyasında yaratacağı açılımlar, bir mutluluk enstrümanı olarak sanat gibi konular da tartışılıyor.
Gusto’nun düzenlediği, sanatçıların da katılacağı bu sohbetlere Fransız, İtalyan ve Türk şarapları peynir ve şarküteri ürünleri gibi atıştırmalıklar da eşlik ediyor.
Hayata Sarıl Lokantası
Sokakta yaşayan ve toplum dışı sayılanların yaşama tekrar tutunmalarını sağlamak amacıyla kurulan Hayata Sarıl Derneği, evsizlere psikolojik destek, mesleki eğitim ve iş imkanı sunacak bir lokanta açtı.
Ayşe Tükrükçü öncülüğünde, toplumda yok sayılan insanlar için rehabilitasyon merkezi olarak 2017 Şubat’ında kurulan Hayata Sarıl Derneği katkılarıyla açılan lokantada gündüz isteyenler ücret karşılığı yemek yiyor.
Akşamları ise sadece evsizlere ücretsiz yemek servis ediliyor.
Lokantada gönüllülerin yanı sıra evsizler ve ihtiyaç sahipleri çalışıyor.
Mutfak eğitimini şeflerin verdiği Hayata Sarıl Lokantası’nda her ay ünlü bir şefin konuk olarak yemek yapması ve menüye katkıda bulunması da planlar arasında. Türkiye’nin gündemine sokak çocukları gerçeğini sokan Yusuf Kulca da gönüllü danışman olarak projeye destek olan isimlerden.
Proje ortaklarının sponsorlukları ve bireysel maddi destekler sayesinde hayata geçen lokantada, askıda yemek, paket ve catering servisleri de bulunuyor. Hepimizin her anlamda destek olması gereken bir proje...
Paylaş