Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu ne düşünüyor?

Hakkında binlerce makale ve yazı yazılan Profesör Ekmeleddin İhsanoğlu’nu CHP ve MHP Cumhurbaşkanlığı adayı olarak öne çıkardı. Ben İhsanoğlu ile Paris’e ‘Uluslararası Bilim Tarihi Akademisi’ ödülü almaya geldiğinde özel bir röportaj yapmıştım. Üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen sorduğum sorular ve verdiği cevaplar bugünde güncelliğini aynen korurken İhsanoğlu’nun çeşitli konularda neler düşündüğünü belgelemesi açısından son derece önemli.

Haberin Devamı

Prof. İhsanoğlu’na bu görüşmemizde “İslam adına yapılan terör eylemleri ile intihar saldırıları, Batı’nın İslam’a yaklaşımı, Papa’nın İslam aleyhindeki açıklamaları, İslam’a hakaret içeren karikatürler, Youtube’un Hollanda’da İslam ve Kuran’ı Kerim’e hakaret içeren film tanıtımını yayınlanması, Batı ülkelerine Müslüman mezarlıklarının tahrip edilmesi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında tutuklama emri çıkardığı halde Türkiye’de ağırlandığı için batıda eleştirildiğimiz Sudan Devlet Başkanı El Beşir” ile ilgili görüşlerini açık kalplilikle anlattı.

Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu ne düşünüyor

İşte o ilginç röportajın soru ve cevapları:

Haberin Devamı

Soru- Batı’da ve birçok İslam ülkesinde Müslümanlık adına terör ve tedhiş eylemleri yapan örgütler ve intihar saldırıları yapan teröristler var. Batılı ülkelerde bu nedenle ‘İslami terör’ deyimi kullanılıyor. Müslümanlık terörle, can almayla bağdaşmadığına göre bu eylemleri yapanları ve batının Müslümanlığa bu pencereden bakmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İNSAN ÖLDÜRMEK KURANI KERİMDE AÇIKÇA YASAKLANAN BİR FİİLDİR

Prof. İhsanoğlu- Çok önemli bir soru ile başladınız, benim burada söyleyeceğim önemli bir şey var. Önce şunu tespit edelim. Hiçbir din insanları ölüme sevk etmez ve din adına başkalarını öldürme hakkı vermez. Ayrıca İslamiyet’te intihar olayı bile reddedilen kabul edilmeyen bir olaydır. Yani değil başkasını öldürmek, bir insanın kendi hayatına son vermesi de dinen reddedilen bir hadisedir. Hem başkasını hem de kendini öldüreceksin bu dinen takbih edilen, Kuran’ı Kerim’in ayetleriyle açık olarak yasaklanan bir fiildir. Bu eylemleri din adına yaptıklarını iddia edenler dinde olmayan böyle bir hakkı nereden alıyorlar, onlara din adına bu hakkı kim veriyor?

Soru- Ama İslam adını ve dini kullanarak katliam yapan cinayet işleyen örgütler var.

TERÖR ÖRGÜTLERİNİNDİNLE, İSLAMİYETLE OLAN İLİŞKİLERİNİ REDDEDİYORUZ

Prof. İhsanoğlu - Burada bir problem var. Bu örgütler İslamiyet’i temsil etmiyorlar, bu iddiada bulunuyorlar ve bu iddiayı kabul eden batılı bazı kaynaklar var. Biz bunların dinle, İslamiyet’le olan ilişkilerini reddediyoruz ve herkesin de bunu reddetmesini istiyoruz. Bu intihar saldırıları, katliam olaylarının dinle ilgisi yoktur, bunlar siyasi, sosyal ve psikolojik sebeplerle yapılan hareketlerdir. Hal böyle iken bazı batı ülkelerinde bunların İslamiyet adına terör eylemleri yaptıklarını kabul etmeleri İslam dünyasının vermediği meşruiyeti onlara vermeleri demektir.

Haberin Devamı

Soru- Batı dünyasında özellikle de 11 Eylül’den sonra Müslümanlara karşı artan bir şekilde ayırımcılık yapılıyor ve hoşgörü ile yaklaşılmıyor. Örneğin bazı Avrupa ülkelerindeki Müslüman mezarlıkları tahrip ediliyor.

Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu ne düşünüyor

İSLAMİYETİ AŞIRI GRUPLARIN ETKİSİNDEN KURTARALIM

Prof. İhsanoğlu-Batıda bazı radikaller Müslümanlığa karşı duydukları nefret ve kini yaymaktadırlar. Biz diyoruz ki, gelin İslamiyet’i aşırı grupların etkisinden kurtaralım, ne siz ne de biz, aşırı uçların esiri olmayalım. Gelin anlaşalım ‘senin dinin sana, benim dinim bana, sen benim Peygamberime hakaret etme, mezar taşımı harap etme, kirletme ama İslamiyet’i beğenmiyorsan tenkit ediyorsan o da senin hakkındır ama bunu dine saygı çerçevesinde edeple yap. Antisemitizm hareketleri de böyle başlamıştır, mezar taşları tahrip edilmiştir. Bunlar bugün tekrarlanıyor. Bir taraftan savaşlarda kahramanlık göstererek canını vermiş Müslümanların mezar taşları tahrip ediliyor. Diğer taraftan ne idüğü belirsiz birinin dinimize hakaret eden bir filmi yaymak için Youtube’u kullanması kabul edilemez. Bunları yapanlar içleri kinle dolu hasta ruhlardır, bunların önüne geçmek ve mutlaka mevcut kanunlar çerçevesinde cezalandırmak lazım.

Haberin Devamı

Soru- Tam da bu Youtube meselesini ve Danimarka ile Fransa’da yayınlanan Peygamber karikatürlerini İslamiyet’i hedef alan yayınları soracaktım.

BENİ FİKİR HÜRRİYETİNİ KISITLAMAKLA SUÇLADILAR

Prof.İhsanoğlu- Bu benim çok önem verdiğim bir konudur. Aslında hadiseler de bizi bununla fevkalade ilgilenmemizi gerektiriyor. Danimarka’da o küstah karikatürler yayınlandı, Papa, bir Üniversitede Hazreti Peygamberi ve İslamiyet’i hedef alan bir Konferans verdi. Hollanda da aşırı sağcı bir partinin lideri İslam’a ve Kuran’a hakaretler içeren ve İslam dünyasının büyük tepkisine neden olan bir filmin tanıtımını Youtube’ta yayınlattı. Biz İslam dini tartışılmasın demiyoruz, her şey tartışılsın, görüşülsün fakat bu edep içerisinde yapılsın diyoruz. Maalesef bu Avrupa’da saptırılmak isteniyor ve radikal bazı çevreler bunu hem de ismimi vererek beni ‘Fikir hürriyetini kısıtlamak istiyor’ diye suçluyorlar. Hâlbuki bu katiyetle öyle değil. Hürriyet’le beraber mesuliyet, sorumlulukta var ve bunlar el ele giderler. Sınırsız hürriyet yoktur, bu Jean Jacques Rousseu’dan günümüze kadar devam eden bir hadisedir ama maalesef bunu görmezden gelen bazı aşırı gruplar var.

Haberin Devamı

Soru- Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir’in Uluslararası Mahkemece hakkında tutuklama emri çıkarıldığı halde siz ‘tutuklama isteği’ konusunda ‘ihtiyatlı’ davranılması çağrısı yaptınız. Neden böyle bir açıklama yapmaya ihtiyaç duydunuz?

EL BEŞİR İLE İLGİLİ DURUMU SUDAN’DAKİ İNCE DENGELERE GÖRE TAHLİL ETMEK LAZIM

Prof.İhsanoğlu- Uluslararası Mahkeme bir iddia üzerine El Beşir ile ilgili bir karar çıkartmış. Bu bir iddiadır ve suç ispat oluncaya kadar da bir iddia olarak kalır. Yani ben, bu iddialar ispatlanıncaya kadar ihtiyatlı olmak lazım dedim. Sudan çok önemli ve zor bir süreçten geçiyor. Değişik coğrafi konumu var, hepsi Müslüman fakat orada ‘Afrikalı Arap’ gibi suni bir ayırım körükleniyor. Cumhurbaşkanı El Beşir ile ilgili durumu da Sudan’daki ince dengeleri görerek tahlil etmek lazım. Sudan’da cirit atan yabancı unsurların dengeleri ve hesapları var, ülkede çok müthiş bakir gaz, petrol, uranyum gibi değişik madenler ve çok önemli tabii kaynakları, tarıma elverişli suyu var. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman, görülür ki içerdeki istikrarı korumak için meseleleri hassas bir şekilde ele almak gerekir, yoksa istikrar bozulur. Bakın Adalet ve Güvenlik insanın fert ve toplum hayatını düzenleyen 2 temel normdur, eğer siz sırf kendi güvenliğinizi ve toplumun güvenliğini düşünerek hem kendi toplumunuzun fertlerini hem de başka toplumların fertlerinin haklarına tecavüz ederseniz o zaman adaletsizlik olur. Adaleti tesis etmek için toplumlar veya onların adına hareket eden devlet veya hükümetlerin bunu yaparken güvenliği zedelememesi gerekir.

Haberin Devamı

Soru- Uluslararası Bilim Tarihi Akademisi madalyası ilk kez bir Türk bilim adamı olarak size verildi. Oysa kamuoyu sizi daha çok ‘İslam Konferansı Genel Sekreteri’ olarak tanıdı, hangi çalışmalarınız göz önüne alınarak bu ödüle layık görüldünüz?

BİLİM TARİHİ ALANINDA DÜNYA ÇAPINDA ÇIĞIR AÇAN SIRADIŞI ÇALIMALAR

Prof.İhsanoğlu- Bu ödül bana ‘İslam Konferansı Genel Sekreteri’ olarak yaptığım görev nedeniyle verilmedi. Bir Türk bilim adamı olarak yıllar süren çalışmalarım nedeniyle şahsıma verildi. Uluslararası Bilim Tarihi Akademisi, kurulduğundan bu yana bu prestijli ödülü ilk kez bir Türk bilim adamına verdi. Bu ödülün bana verilmesi uzun yıllar süren mesleki hayatım için çok önemli çok anlamlı bir hadisedir. Üniversiteye 1960 ta ilk girdiğimde dünya bilimsel keşiflerin olduğu bir dönemden geçiyordu. Bütün bunlar bende bilime karşı büyük bir ilgi uyandırdı. 1978 de Doçentliği verdikten sonra artık karar verme zamanı geldiğine inandım. 1980 yılında, o günkü hükümet ve İslam konferansı teşkilatı tarafından kısa adı İRSİCA olan “Bilim Tarihi, Kültür ve Sanat Uluslararası Araştırma Merkezi’ni kurmakla görevlendirildim. 1985 senesinde İstanbul Üniversitesinde ilk “Bilim Tarihi Kürsüsü” ardından ilk ‘Bilim Tarihi bölümünü kurdum. Ayrıca İRSİCA’da ‘Osmanlı Bilimi Literatür tarihini’ başlattım. Büyük ekipler halinde çok sayıda insan çalıştırarak bütün Türkiye’nin kütüphanelerini arşivlerini, dünya kütüphane ve arşivlerini taradık. Bu çalışmalar 1985 ten günümüze Türkçe, Arapça. Farsça, İngilizce, Fransızca Almanca, Rumca ve Ermenice binlerce bilim adamının eserinden oluşan 15 ciltte toplandı. İşte, Paris Uluslararası Bilim Tarihi Akademisi, Bütün bu çalışmalarım için, Bilim Tarihi ödülünün bana verilmesini uygun buldu. Gerekçe olarak ‘Bilim tarihi alanında sıra dışı ve çığır açan dünya çapında çalışmalar yaparak büyük hizmetler verdiğim’ belirtilerek bu ödüle layık görüldüm, bu bir bilim adamının kariyeri boyunca aldığı bir bilim Nobel’idir.

Yazarın Tüm Yazıları