Paylaş
3 Temmuz 2013 Mısır’da Askeri darbenin yıldönümü…
O günlerde halkın meydanlarda Cumhurbaşkanı Mursi'nin aşırı dinci icraatları için yaptığı protesto gösterilerini ve olayları izlemek için yine Kahire'deydim. Mübarek'in 2011 de devrildiği Tahrir gösterilerinde de oradaydım ancak o zaman halk 30 yıllık diktatörlükten sonra sokaklara dökülürken bu kez seçimle işbaşına getirdiği Cumhurbaşkanı Mursi’yi protesto ediyordu.
Mısır’da her gün yüzbinleri sokağa döken Temerrüd (İsyan) Hareketi, Mursi'nin görevi bırakması ve erken seçime gidilmesi için 22 milyon imza topladığını açıklayarak “Mursi, artık Mısır'ın meşru Cumhurbaşkanı değildir. Görevi bırakması için 2 Temmuz Salı gününe kadar süre tanıyoruz aksi takdirde ülke genelinde sivil itaatsizlik eylemleri başlatacağız” diyorlardı.
Mursi'yi istifaya zorlamak ya da erken seçim kararı aldırmak için başlayan gösteriler sürerken ordu 'halkın taleplerinin karşılanması' için Mursi’ye ‘48 saatlik bir Muhtıra’ verdi. Krizin çözülmemesi halinde ordu ulusal güçlerle ortak hareket edileceği açıklanmasına rağmen Cumhurbaşkanı Mursi geri adım atmayınca ordu devreye girdi.
O saatlerde Mübarek'e karşı yapılan Ocak 2011 devriminden daha fazla kalabalık Mısır'ın birçok kentinde yine sokaklardaydı. Bende Tahrir Meydanında gösterileri izlerken birden askeri uçaklar arkalarında Mısır Bayrağı renklerinden oluşan dumanlar çıkararak uçmaya başlayınca ordunun yönetime el koyduğunu anladım. Tahrir iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalıktı ve ben gösteri yapmakta olan yüzbinlerce kişinin arasından zor bela sıyrılıp Cumhurbaşkanlığı sarayına doğru yola koyuldum.
Saraya yaklaştığımda askeri araç ve tankların yollara çıktığını asker ve komutanların ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette araç trafiğini kontrol etmeye çalıştığını görünce hemen cep telefonumla aracın camından darbe anının ilk görüntülerini çektim. Bulunduğum Taksi Tankların yanından geçince komutanlardan biri bize dur işareti yaptı.Ben “Eyvah görüntü çektiğimi gördü şimdi ya telefonu alacak ya da sorgulamak için götürecekler” diye düşünürken şoföre “derhal ilk yol ayırımından çıkın ve evlerinize gidin” diye bağırdı. Mısırlı şoför hızla uzaklaşırken “Çok iyi oldu, ordu darbe yaptı. Bir kabileyi bile yönetemeyecek adamlar Arap dünyasının lideri Mısır’ı dini kurallarla yönetmeye kalkınca öyle olur tabii” deyiverdi.
Şoför konuşurken çektiğim Videoyu kısa bir alt yazıyla telefondan Hürriyet Web TV’ye göndermekle meşguldüm. Video gazetedehttp://webtv.hurriyet.com.tr/2/51777/0/1/misir-da-ordu-boyle-harekete-gecti-muammer-elveren-oradaydi.aspx linkiyle yayına girdiğinde uluslararası ajanslar daha darbe haberini geçmemişti.
Arabanın Radyosunda Mursi yanlısı medya ‘darbe değil asker Cumhurbaşkanlığı Sarayı önündeki Mursi yandaşları ile Tahrir Meydanındaki karşıtlarının çatışmasını önlemek için harekete geçti’ diyerek Mursi’nin hala görevi başında olduğunu söylüyordu. Ben dış haberlere telefon ederek askeri darbeyi ve o anki durumu iletirken radyodan zafer marşları çalınmaya başladı. Kendi kendine yüksek sesle konuşmaya devam eden şoföre dönüp “neden öyle diyorsun daha bir yıl önce Mursi’yi siz seçtiniz askeri yönetimden daha iyi değil mi? Bu kadar kısa zamanda ne değişti? Diye sorunca “Daha ne olacak başa geçer geçmez tüm Mısır’ın değil ‘Müslüman Kardeşler’ in Cumhurbaşkanı gibi hareket etmeye koskoca Mısır’ı İslamcı politikalarla yönetmeye başladı” dedi.
Ordu, Mursi’ye verilen 48 saatlik süre dolmadan Müslüman Kardeşler yönetici ve Liderlerine yurt dışına çıkma yasağı getirdikten hemen sonra saat 16 civarında Kahire sokaklarına inmişti. Başta Tahrir Meydanı olmak üzere kentin tüm giriş çıkışları, köprüler ve kavşakları tutan askerlere büyük sevgi gösterileri yapılıyordu.Radyo ve televizyonlarda zafer marşları ve şarkılar çalınıyordu. Askerler Cumhurbaşkanlığı Sarayına yakın Muhafız kışlasının etrafında dikenli tel ve barikatlar kurdu. Mısır ordusuna ait tanklar, başta Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Devlet Televizyonu, Tahrir, Nahda ve Rabiatul Adeviyye meydanları olmak üzere gösteri yapılan tüm alanların etrafını çevirdi.
Gözaltına alınan Mursi amatör kamera ile önceden kaydettirdiği mesajını İnternet’ten yayınlatırken halen‘ Ben Mısır’ın seçilmiş cumhurbaşkanıyım. Anayasal meşruiyete saygı gösterilmeli. Hukuk galip gelmeli ve anayasaya göre yeni parlamento seçimleri düzenlenmeli. Darbeye karşı barışçıl şekilde direnin’ çağrısı yapıyordu. Darbeyi gerçekleştiren Genel Kurmay Başkanı ve Savunma Bakanı General Abdulfettah el-Sisi ise Mısır televizyonunda yayınlanan ses kaydında “Silahlı kuvvetler demokrasinin kendine tanıdığı hukuk sınırlarının dışına çıkmayacak. Amacımız güven ve istikrarı sağlamaktır. Yaptığımız uzlaşma çağrıları başkanlık tarafından reddedildi. Mısır askeri kuvvetleri tüm kesimlere hitap edecek, İçişleri ve Güvenlik bakanlıklarıyla iletişim içinde olacaktır” diyordu.
Mısır'da anayasanın askıya alındığını ilan eden ordu, kurulacak geçici teknokrat hükümetinin ardından Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri yapılacağını da duyururken Mısır’da Müslüman Kardeşler, bu yola kefenleriyle çıktıklarını ve Mursi serbest bırakılıncaya kadar darbeye karşı müsaadelerini sürdüreceklerini açıklıyordu. Sonuç maalesef çok kanlı oldu ve bu mücadelede binlerce kişi yaşamını yitirirken darbeyi gerçekleştiren Sisi Cumhurbaşkanlığına aday oldu ve yüzde 96,9 oy oranıyla seçildi.
Paylaş