Paylaş
...
…
Fotoğraftaki çıplak kızı tanıdınız mı? Tanımadıysanız, bu yazıda size 17 yıldır tanıdığım bu harika kadını anlatacağım… Ben çırılçıplak koşan o küçücük kızla birçok kez görüştüm ve hala görüşüyorum. Fotoğrafın siyah beyaz bölümü, herkesin bildiği gibi 8 Haziran 1972 de Vietnam Savaşında çekildi ve çeken Muhabire Pulitzer ödülü kazandırdı. Fotoğrafın renkli kısmında ise çıplak koşan küçük kız benimle şimdiki haliyle. Her görüşmemizde laf dönüp dolaşıyor savaşların çocuklar üzerinde bıraktığı etkilere geliyor ve savaş uçağından üzerlerine atılan Napalm bombasının korkunç alevleri içinde nasıl kaldıklarını hala unutamadığını söylüyor. Kurduğu vakfın belgelerindeki bilgiler ve onun bana anlattıklarıyla, herkesin bildiği bu kadının hikâyesini birde onun bana anlattıklarından yani benden dinleyin.
...
Daha 9 yaşındayken savaşın en acımasız yüzüyle karşı karşıya kalmış, savaş uçağından atılan bombanın alevleri vücudunu yaktığı için yıllarca dayanılmaz acılar çektiği halde hayata tutunmayı başarmış şimdi 51 yaşında 2 çocuklu bir kadın…
Onun adı Phan Thi Kim Phuc… Vietnam’da savaşın sembolü olan ve Napalm bombasının alevleri vücudunun büyük kısmını yaktığı için diğer çocuklarla ağlayarak çırılçıplak koşarken çekilen siyah-beyaz fotoğrafıyla tüm dünyada tanınan o küçük kızdan bahsediyorum.
İşte çıplak koşan o küçücük kız görüştüğüm Kim Phuc’tan başkası değil...
Vietnam’da Saygon’un kuzeyinde bir köyde doğan Kim Phuc’la yıllar sonra UNESCO ‘İyi Niyet Elçisi’ seçildiği toplantıyı izlerken tanışıp samimi oldum sonra da Paris’e her gelişinde onunla görüşüp sohbet etme imkânı buldum.
NAPALM BOMBALARININ ALEVLERİ ETRAFI CEHENNEME ÇEVİRİYORDU.
Kim Phuc bana o günleri anlatırken çektiği acıları başka çocuklar çekmesin diye 1977 yılında önce Chicago daha sonra Kanada'da savaş çocukları yararına hizmet veren ‘Kim Vakfı’nı kurduğunu söyledi.
Kim ‘‘Savaş çıktığında çok küçüktüm, ailelerimiz ve köyün çocuklarıyla sığındığımız yerde alçaktan uçan savaş uçakları kulakları sağır eden gürültüyle üzerimizden geçerken korkudan tir tir titriyorduk. Uçaklardan atılan bombalar etrafı cehenneme çeviriyor birden her yeri saran alevlerden elbiseleri tutuşanlar feryatlar içinde can veriyordu. Napalm Bombaları atıldıktan sonra yanarak vücuduma yapışan elbiseyi büyük acılar içinde çıkarıp birkaç çocukla koşmaya başladığımı hatırlıyorum. Alevler vücudumun büyük bölümünü yakmıştı. Tedavi süresince gerçekten çok ama çok acı çektim. Uzun süren tedavi ve ameliyatlardan sonra toparlanabildim. Şimdi bunlar artık geride kaldı ve ben geçirdiğim çok zor günlere rağmen çocuklarımın kulağına devamlı olarak sevgi, barış ve şefkat kelimeleri fısıldıyorum. Artık herkesin çocuklarımızın büyüyeceği savaşsız bir dünya için çalışması gerektiğine inanıyorum. Bunun için her zaman, her yerde var gücümle savaşın yaptığı tahribatı, zararlarını, yaşlılar ve özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini anlatmaya çalıştım. Kim Vakfı’nı işte bu nedenlerle savaş çocuklarının korku ve acılarını unutmaları, onlara gerekli psikolojik yardım ile ilaç temini için kurdum” dedi.
…
VİETNAM SAVAŞININ SEMBOLU VE PULİTZER ÖDÜLÜ GETİREN FOTOĞRAF
Her savaşta olduğu gibi Amerika-Vietnam savaşının da kurbanları kadınlar, yaşlılar ve hiçbir şeyden habersiz çocuklar olmuştu. Kuzey Vietnam’la ABD desteğindeki Güney Vietnam güçleri arasında 1955’ten 1975’e kadar devam eden savaşta Kuzey Vietnam askerlerinin kuşattığı Kim’in köyü Trang Bang’ı 8 Haziran 1972 de ittifak gücüne ait savaş uçakları bombaladı. Ancak Amerikalı Pilot John Plummer’in attığı Napalm bombasıyla yanan Budist tapınağının alevleri oraya sığınmış olan ailelerle çocukların feci şekilde yanarak can vermelerine neden oldu. Vücutlarının büyük kısmı yandığı halde can havliyle Napalm bombasından kaçmayı başaran kızlı erkekli birkaç çocuk Associated Press ajansına çalışan savaş fotoğrafçısı Huyng Cong Nick Ut’un objektifine takıldı. İşte dünyanın gözünü Vietnam savaşına çeviren ve 1973 te Nick Ut’a Pulitzer Ödülü getiren o ünlü fotoğraf karesi o anda çekildi. Nick fotoğrafı çektikten sonra Napalm bombasından iki küçük kuzeni yanarak ölen ve vücudunun büyük kısmı yandığı için çırılçıplak ağlayarak koşan 9 yaşındaki kızı arabasına alıp Saygon'daki Amerikan Hastanesi Barsky'ye yetiştirdi. Vücudunun yarısı 3.cü derece yanık olan ve Doktorların yaşayacağına az ihtimal verdiği o küçük kız Paris’e geldiğinde görüştüğüm Kim Phuc’tan başkası değildi. Dayanılması son derece güç ağrılarına rağmen 14 ay süreyle hastanede hayata asıldı ve geçirdiği 17 ameliyatta bu ağrılara göğüs gerdi.
YANIYORUM KAVRULUYORUM… SU VERİN
Savaş muhabiri Nick Ut fotoğrafı çektiği o anı şöyle anlatıyor “O gün çok fotoğraf çekmiştim ve kasabadan ayrılmak üzereydim. Tam o sırada iki uçak gördüm. Her iki uçak dörder tane Napalm bombası attı. Beş dakika sonra yardım çığlıkları atan insanlar koşmaya, kaçmaya başladılar. Kim Phuc beni gördüğü anda Vietnamca “Bana su verin, yanıyorum, kavruluyorum” diye bağırmaya başladı. Ona biraz su verdim ve yardım edeceğimi söyledim. Çok kötü görünüyordu, öleceğini düşündüm. Arabama alıp yaklaşık 15 kilometre ilerdeki hastaneye götürdüm. Hastane ölen ya da ölmek üzere olan yaralı Vietnamlılar ve askerlerle doluydu. Kimse çocuklarla ilgilenmiyordu. Gazeteci olduğumu söyledim. Kim'in ölmesini istemediğimi haykırdım. Yardım ettiler”
...
KOMÜNİST HÜKÜMET PROPAGANDA FİLMİNDE OYNATMAK İSTEDİ
Tedaviden sonra Vietnam’da tıp eğitimi gören Kim Phuc’un o fotoğrafı tüm dünyada ‘Vietnam Savaşının Sembolü’ oldu. Fotoğraf çekildikten 10 yıl sonra bir Alman gazeteci 1982 de 'fotoğraftaki kızı' bulmak için Vietnam yönetimine başvurunca yetkililer Kim'i buldu ama savaşın simgesi olarak daha fazla işlerine yarayacağı için hükümetin isteğiyle tıp öğrenimi yarıda bıraktırıldı. Bu arada Kim Komünist hükümetin sonu gelmeyen sorgulamalarıyla karşı kaşıya kaldı. Ulusal Savaşın Kahramanı olarak Başkent Ho Chi Minh’e gidip hükümetin propaganda filmlerinde yer alması istendi. Basının fazla ilgisi üzerine 1986'da, Vietnam yetkililerinin gözetimi altında Küba'da eğitimini sürdürmesine izin verildi. Ancak Kim Phuc devam eden sağlık sorunları nedeniyle eğitimini tamamlayamadı ve 1992 de Küba'da tanıştığı Bui Huy Toan ile evlendi. Balayına gittiği Moskova’dan dönerken uçağın yakıt almak için inmesini fırsat bilerek kocasıyla birlikte Kanada'ya sığındı. Kim Phuc, fotoğrafını çekip onu hastaneye götüren savaş muhabiri Nick Ut’la yıllar sonra tanışıp görüştükten sonra Haziran 2012 de Vietnam Savaşı’nın 40.cı yıldönümünde buluşup çocukları Stephene ve Thomas ile tanıştırdı.
ONA NAPALM BOMBASI ATAN PİLOT’U AFFETİ
Washington’da 11 Kasım 1996 da ‘Gaziler Günü’ törenine davet edilen Kim Phuc, Vietnam gazilerine yaptığı konuşmada Napalm bombasının ateşiyle vücudu yanan küçük kız olduğunu belirtti. Geçmişi değiştirmek mümkün olmadığına göre imkânı olsa Napalm bombasını üzerlerine atan Pilotla yüz yüze gelip barışı yaymak için bir şeyler yapmak istediğini söyledikten sonra konuşmasını bitirip aracına doğru yöneldi. O sırada sesi titreyen biri eline ‘Kim, O adam benim’ yazılı bir notu sıkıştırdıktan sonra bombayı atan pilot John Plummer olduğunu söyledi. Savaştan sonra psikolojisinin bozulduğunu, yıllarca kendine gelemediğini sonra da din adamı olmaya karar verdiğini belirten Plummer birkaç kez ‘Beni affet… Lütfen beni affet…’ deyince, Kim Phuc onu affettiğini söyleyerek onunla birlikte oradan ayrıldı. Daha sonra Plummer adının Vietnam pilotları listesinde bulunmadığı iddia edildi.
…
Evet… Vietnam savaşının sembolü o cesur kadının hikâyesi böyle…
Vücudunda o günlerin izlerini taşıyor ama o “Affetmek beni nefretten arındırdı, kalbimi temizledi, Napalm bombası belki çok güçlü ama inanç, bağışlama ve sevgi çok daha güçlü” diyor.
Haksızda değil…
...
Bilgi notu: NAPALM BOMBASI NEDİR?
Adını, bombanın içinde bulunan "Naptenik asit"in ilk hecesi olan "Na" ve benzine karıştırılmış yağlı asitlere verilen "Palm" hecelerinin birleştirilmesinden oluşan Napalm Bombası II. Dünya Savaşı sırasında Amerikalı bilim adamları tarafından geliştirildi. Bombanın çarpmasıyla içinde bulunan gömlek parçalanır ve ateş alır. Yavaş ama yüksek bir ısı vererek yanar ve geniş bir alanı etkisi altına alır. Hedefe değdiğinde ona yapışır ve derhal tutuşturur. II. Dünya Savaşı sonlarında, Kore ve Vietnam savaşlarında Amerikalılar tarafından kullanıldı. Binlerce insanın yanarak ve dumanlar içinde ölmesine neden oldu.
Paylaş