Paylaş
Daha çok dizi ve programları yayından kalkan yapımcılar, RTÜK’ün bu kaygısına ortak olmuştu.
Şimdi ise durum farklı.
Televizyon İzleme Araştırma Komitesi (TİAK), bir yapımcının, kendi dizisinin izlenme oranı yükselsin diye reyting cihazı olan 20 evi maaşa bağladığını açıkladığından beri tartışmalar bitmek bilmiyor.
Artık dizisi, programları iş yapan da yapmayan da reytinglerin manipüle edildiğini söylüyor. Kimse AGB tarafından 2 bin 500 haneye yerleştirilen reyting ölçüm cihazlarını yeterli bulmuyor. Çünkü kimse zan altında kalmak istemiyor. Kısacası RTÜK’ün istediği ortam artık oluştu.
Yaşanan bu sürece önyargıyla yaklaşmak istemiyorum. RTÜK haklı da olabilir ama şu anki ortam komplo teorileri üretmeye de çok müsait.
Malumunuz bu tartışmaların yaşandığı süreçte RTÜK’ün başında, sonunda istifa etmeyi kabul eden Zahid Akman var. Sonuçta ne olursa olsun, Deniz Feneri davası yüzünden güvenilirliği tartışılan Akman’ın aklanana kadar yaptığı bütün icraatlara şüpheyle yaklaşırım. Şimdi bu ortamda 20 evi paraya bağladığı söylenen yapımcının hayali, yalan olduğunu da iddia edebilirim. Nasıl olsa TİAK o yapımcıyı açıklamadı, açıklayana kadar da bu komplo teorisi akla yatkındır. Reyting ölçüm işinde kimsenin karşı çıkmayacağı güvenilir adresler aranmalı.
Ayrılırsa dövme ne olacak
Buket Saygı, sevgilisi Murat Koyuncuoğlu’nun adını Amsterdam’da poposuna dövme yaptırmış... Buket, Facebook sayfasında bu önemli olayı bizzat poposuna dövme yapılırken çekilmiş fotoğraflarla bizlere duyurdu. Yani Buket’in poposu, dövmesi ve Murat Koyuncuoğlu artık kamuoyunun yeni gündem konuları.
Sadede gelelim.
Buket’in dövmesi fotoğraftan gördüğüm kadarıyla güzel olmuş ama kafama takılan bir soru var. İnşallah mutlulukları bozulmaz ama hayat bu, yarının ne getireceği belli olmaz, hele şov dünyasında hiç belli olmaz. Bir bakmışın ayrılmışsın. Bu şov dünyasında 48 saat süren evlilikler gördük biz.
Diyelim ki, anlaşamadılar ve ayrıldılar. Buket de kendine yeni bir sevgili yaptı. Ne olacak o zaman o dövme? Sildirsen olmaz, kalıcı dövme. Mutlaka izi kalır. Üstelik çok da stratejik bir yerde duruyor.
Yani Buket’in muhtemel yeni sevgilisi bu mevzuları aşmış bir erkek olmak zorunda. Çünkü o dövme izini görmek ya da daha önce orada kimin adının yazdığını magazin haberlerinden hatırlamak “Murat was here” demek gibi bir şey.
Derbi kazığı
Geçtiğimiz yıl İngiltere’de Liverpool-Atletico Madrid Şampiyonlar Ligi maçını 38 euro’ya (81 TL) numaralıya yakın bir yerden izlemiştim. Yarın oynanacak Beşiktaş-Galatasaray derbisinde bu paraya kale arkasından bile yer bulamam. Bilet fiyatları anormal yüksek. Kale arkaları 90 TL. VIP bölüm 500 TL’den başlıyor, 750 TL’ye kadar çıkıyor. Numaralı 425 TL, kapalı üst ise 300 TL...
Daha önce de yazdım. Liverpool’un ünlü Anfield Road Stadı’nda 750 sterline (1.839 TL) bir sezon boyunca maratondan maç izleyebilirsiniz. Juventus’un numaralı koltuk fiyatı 750 euro (1.607 TL). En pahalı koltuk ise 1.850 euro (3.964 TL). Roma’nın maraton kombine fiyatları 680 (1.457 TL) ile 880 euro (1.885 TL) arasında değişiyor. Şükrü Saraçoğlu’nda maraton kombineleri 2.550’den başlıyor, 5.700 TL’ye kadar çıkıyor. Şükrü Saraçoğlu’nda 5.700 TL verdiğinizde, maratonun alt katında, en ortada maç izliyorsunuz. San Siro’da 3.650 euro (7.821 TL) bayıldığınızda, dünya jet sosyetesiyle birlikte şeref tribününde şarabınızı yudumluyorsunuz.
Kaka-Ronaldinho ikilisini San Siro’da maraton bölümünün 1. kat ortalarında 1000 euro’ya (2.143 TL) izleyebilirsiniz. Bu bölümde koltuklar kenarlara doğru 500 euro’ya (1.071 TL) kadar düşüyor.
Asgari ücret Türkiye’de 666 TL (310 euro), İngiltere, Fransa, Almanya’da ise 1200 euro civarında. Arada bu kadar fark varken Türkiye’de maç biletleri Avrupa’ya göre çok pahalı. Bu farkın mantıklı bir izahı da yok. Üstelik statlarımız ve oynanan futbol da çok iyi değil.
Anlayacağınız fena halde kazıklanmaya devam ediyoruz.
Paylaş