UNESCO, Türkiye’yi Dünya Mirası Listesi’nden çıkarsın
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Talan edilen tarihi eserlerimize Erzurum’daki Gürcü kralın oğulları tarafından 1035 yıl önce yaptırılan Öşvank Kilisesi’ndeki mermer sütun da eklendi...
Yağmacıların, kilisenin çökmemesi için mermer sütun yerine kalas koymaları ise evlere şenlikti. Bu devasa inşaat işlemini kimsenin görmemesini de anlamış değilim. Belki de hırsızlar, çevredekilere "Restorasyon çalışması yapıyoruz" dediler.
Beni asıl dehşete düşüren, bu haberle ilgili bir okuyucu yorumu oldu. Tevfik Yıldız adlı vatandaşımız bu tarihi soygunu bakın nasıl değerlendirmiş: "Her yerde Osmanlı eserleri yıkılıyor, ortadan kaldırılıyor. Biz aptallık yapıp restore ediyoruz. Yıkın gitsin kardeşim. İki gün sonra gelirler, ’Buralar bizim vatanımız’ derler, uyanın artık..." Demek ki, Sultanahmet’teki Bizans Sarayı’nın üzerine otel yapıldığında "Bizans eserleri bilinçli şekilde yok ediliyor" diyenler Türkiye düşmanı değilmiş, bir bildikleri varmış!
Vatandaş Tevfik’in yorumu, Türk halkının tarihi eserlere verdiği önemi özetlemeye yeter de artar bile. Maalesef durum bu! Artık Türkiye’deki tarihi eserlerin birer birer yok olmasının kültür sorunu olduğunu kabul etmenin zamanı geldi.
Durum o kadar kötü ki, ben artık UNESCO’nun Türkiye’yi Dünya Mirası Listesi’nden çıkarmasını istiyorum. Belki ikinci lige düşeriz de aklımız başımıza gelir.
Hani bir kişi vardı
Zaman gazetesi kitap ekinden M. İlhan Atılgan, Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından Murathan Mungan’ın Trabzon’daki imza gününde sadece bir kitap imzaladığını yazdı. "Nasıl olur?" dedim ve hemen Mungan’ın Trabzon gezisini takip eden Radikal’den usta fotoğrafçı Muhsin Akgün’ü aradım. O da "Mail’ini ver, sadece tek bir fotoğraf yolluyorum" dedi ve yolladı. Fotoğrafta da görüldüğü gibi Mungan, Trabzon’da yoğun bir ilgiyle karşılanmış.
Neden böyle bir yalana gerek duyuldu, doğrusu çok merak ediyorum.
Zaman gazetesi, farklı görüşteki yazarlara sayfalarını açıyor, reklamlarında ortak insanlık değerlerini benimsediklerini açıklıyor ama bunların hepsi galiba lafta kalıyor.
Mungan küçük bir örnek.
Asıl büyük örnekler, iktidarı eleştiren haberleri görmezlikten gelmeleri ya da cemaat ve tarikatlara dair kendilerince olumsuz gördükleri haberleri yalanlama uğraşıları.
"O davranışı takdir ediyorum."
(Hülya Avşar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kariyerindeki en talihsiz açıklaması "Ananı da al git"i onaylarken... Bu arada rastlantıya bakın ki, Erdoğan, Avşar’ın programına konuk oldu. Demek ki, Avşar’ın bir bildiği varmış.)
Türkler uzayda
Tüm dünya nefesini tutmuş NASA’nın Mars’a indirdiği Phoenix adlı uzay aracının gönderdiği görüntüleri izliyorken, Türk hacker’ları bilim adına atılmış bu büyük adımı sabote etmeye çalışıyor... Adamlar, Arizona Üniversitesi’nin kurduğu Phoenix’in resmi internet sitesini hack’lemiş. Olacak şey değil! Cem Yılmaz’ın Türkler uzayda esprilerinin gerçek yansıması bu olsa gerek.
Bir de utanmadan hack’ledikleri sitenin kullanıcılarını Türk bayrağının dalgalandığı başka bir web sitesine yönlendirmişler. Bu hack’leme olayının ulvi amacı nedir, doğrusu çok merak ettim. Eğer amaç, "Bakın NASA’yı bile hack’ledik" demekse bravo size! Hadi bu densizliği yapıyorsunuz, niye Türk bayrağını dalgalandırıyorsunuz da bu rezilliğe bizi de ortak ediyorsunuz?