Ben bu satırları yazarken, muhtemelen sanatçılarla İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın merakla beklenen buluşması gerçekleşmiş olacak.
Cerrah, korsana karşı yaptıkları mücadeleyi anlatmış, sanatçılar da halka “Emeğe saygı gösterin, korsan almayın, korsancıları ihbar edin” demiş olacak. Sonra herkes evlerine dağılacak ve her şey kaldığı yerden devam edecek. Hadi sokaktaki vatandaşın sesi olayım. Kimsenin “Korsana Hayır” kampanyasını umursadığı yok. Korsanda 3 TL olan CD ya da DVD’yi halktan 20 TL’ye bandrollü olarak almasını beklemek, bence gerçekleşmesi imkansız bir ütopya. Garajında 10 arabası olan, dolarların içinde yüzen Fifty Cent’in bile korsan film izlediği ortaya çıkmıştı. Bence sorun insan doğasıyla alakalı. Parası olan da korsan alıyor. İnternet teknolojisindeki gelişmeleri göz önüne alırsak eğer, korsan sorununun hızla çözümsüzlüğe gittiğini görmek mümkün. İstediğiniz kadar site yasaklayın, anında farklı bir domain ile yeni bir site açılıyor. Daha uç bir örnek vereyim; korsanı savunan siyasi parti bile var! İsveç’te internetten film ve müzik indirilmesinin yasaklanmasını protesto etmek amacıyla Korsan Partisi adlı siyasi bir parti kuruldu. Son kamuoyu yoklamasına göre, seçmen desteğini yüzde 8’e çıkardılar. Şaka gibi ama çok çalışırlarsa, belki iktidara bile gelebilirler... South Park’ta “Korsana Hayır” kampanyalarıyla dalga geçen bir bölüm vardı. Cartman ve arkadaşları korsan indirirken yakalanıyor ve onlara sonra korsan yüzünden sanatçıların uğradığı zararlar anlatılıyordu. P. Diddy’nin artık üçüncü uçağını, başka bir ünlü şarkıcının ise çok istediği Pasifik’teki adayı alamayacağı anlatılıp, dalga geçiliyordu. Korsan sorununa bir de bu gözle mi baksak acaba?
Kurtlar Vadisi Gladio abartmış
Yakında gösterime girecek olan “Kurtlar Vadisi: Gladio”nun tanıtımları televizyonda dönmeye başladı. Tanıtımda ekrana yansıtılan “Cem Ersever, Gladio’nun hangi gerçeğini öğrendiği için öldürüldü”, “Cumhurbaşkanı Özal, Musul ve Kerkük’e girecek diye mi zehirlendi”, “Apo suikastını Gladio nasıl engelledi” soruları yurdum insanı için bayağı gaza getirici... Bu sorular üzerine herhalde her kahve başında farklı bir komplo teorisi üretilmiştir. “Kurtlar Vadisi Irak”ta çuvalın intikamını beyazperdede alarak gişe rekoru kıran PANA Film, bu kez Ergenekon soruşturmasıyla kafası karışan Türk halkının derdine derman olup voliyi vuracak gibi gözüküyor. Amaç sadece ticari başarıysa, vursunlar, hak ediyorlar. Ne de olsa Türk halkının kodlarını çözmüş bir ekip PANA Film. Ancak bu sefer olayı fazla abartacaklar gibi gözüküyor. Tanıtımda yer alan bir diğer anons aynen şöyleydi: “28 Şubat süreci bin yıl sürecekken beş yılda nasıl sona erdi?” Bin yıl fazla olmamış mı? Osmanlı İmparatorluğu bile bin yıl hüküm sürmedi. O bin yılı 10, bilemedin 20 yıl yapsak olmaz mı?
Bir bölümü 9 ayda çekiliyor
Guinness Rekorlar Kitabı’nda en uzun süre devam eden animasyon yapım olarak yer alan “The Simpsons”ın başarısı hakkında ne desek boş... Yazının bundan sonraki kısmını CNBC-e dergisinin editörlerine bırakmak gerekiyor aslında. Dergi bu ay harika bir The Simpsons özel sayısı hazırlamış. Ben bu özel sayıdan bazı notlar çıkardım, belki ilginizi çeker... 30 saniyelik kısa bölümlerden oluşan ilk “The Simpsons” çizgi dizisi, 19 Nisan 1987 tarihinde The Tracey Ulman Show’da gösterildi. Sahneleri yumuşak kalemle çizilen “The Simpsons” için Los Angeles’ta 100, Güney Kore’de ise 120 animatör çalışıyor. Dizi için bir sezonda ortalama 22 bölüm hazırlanıyor. Başarının ardında yatan sır ise her bölümün altı ile dokuz ayda hazırlanması olsa gerek. Bölümlerin her birinin maliyeti ise 1 milyon dolar. “The Simpsons” ekibi, yapım kontratında bulunan FOX’un hikâye akışına hiçbir şekilde karışamayacağını belirten madde sayesinde yapımcı firma hakkında diledikleri kadar olumsuz espri yapabiliyor. Dizideki karakterlerin ten renkleri, kanal zaplamaktan hoşlanan izleyicilerin dikkatini çekebilmek için sarı yapıldı.